Kayseri’deki 223 yıllık Raşit Efendi Yazma Eserler Kütüphanesi, kuruluşundan bu yana değiştirilmeyen katran ağacından dolapları, taş kubbesi ve el yazmaları için özel dizayn edilen ortamıyla nadide eserlere ev sahipliği yapıyor.
Kentin simgesi Cami-i Kebir ile duvar duvara bulunan, tarihi yazma eserler kadar dünden bugüne özelliğini koruyan mimarisiyle de dikkati çeken kütüphane, geçmişle gelecek arasında köprü kuruyor.
3. Selim döneminde Reis-ül Küttab (Dışişleri Bakanı) olan Mehmet Raşid Efendi’nin memleketine kazandırdığı kütüphane, şu anda 2 bin 52 el yazması, 5 bin 923 Harf Devrimi öncesi eski basma, 18 İbrahim Müteferrika baskısı ve diğer kitaplar olmak üzere toplam 8 bin 520 eserle hizmet veriyor.
Kütüphanedeki eserlerden 925 cilt el yazması ile 18 cilt Müteferrika baskısı Mehmet Raşid Efendi’ye ait.
Çoğunluğu dini olmak üzere edebiyat, tarih ve coğrafya konularında yazılmış Arapça ve Farsça eserlerin yer aldığı kütüphanede, İmam Maturidi’ye ait “Te’vilatü Ehlü’s Sünne” eseri de yer alıyor.
Kütüphane bu özelliğiyle daha çok üniversite öğrencileri, akademisyenler ve araştırmacılara hitap ediyor.
Kesme taştan yapılmış tarihi binada ısı ve nem sürekli hassas klimalarla kontrol altında tutuluyor.
“MÜTEFERRİKA MATBAASI’NDAN ÇIKMIŞ ESERLER BURAYI ÖZEL KILIYOR”
Uzun yıllardır kütüphanede araştırma yapan emekli tarih öğretmeni Mehmet Karaarslan, Mehmet Raşid Efendi’nin memleketine bir cami yaptırmak istediğini, bunu dile getirdiği mektubun orijinalinin de kütüphanede yer aldığını söyledi.
Yakınlarının Kayseri’de yeterli cami bulunduğunu ancak bir kütüphaneye ihtiyaç olduğunu belirtmesi üzerine Raşid Efendi’nin kararını değiştirdiğini anlatan Karaarslan, şöyle konuştu:
“Kendisi Osmanlı bürokrasinin başı. Aslında kentte kütüphaneler var fakat müstakil bir bina mevcut değil. Diğer kütüphanedeki eserler de zamanla buraya getiriliyor. Kütüphane klasik Osmanlı tipinde, üzeri taş kubbeli. Yanında küçük bir deposu var, el yazmalarının saklandığı. Buradaki eserler daha çok Harf İnkılabı’ndan öncesine ait. İbrahim Müteferrika Matbaası’ndan çıkmış eserlerin bulunması burayı ayrıca özel kılıyor.”
Kaynak: Yeniçağ