Kepez Belediyesi, Antalya Müzesi ve Akdeniz Üniversitesi iş birliğiyle arkeopark olarak kent kültürüne kazandırılan 2 bin 200 yıllık zeytinyağı üretim köyü Lyrboton Kome Antik Kenti‘nin tanıtımı amacıyla tören düzenlendi.
Antalya Valisi Münir Karaloğlu, törende yaptığı konuşmada, Antalya’nın dünyanın en değerli toprakları üzerinde bulunduğunu söyledi.
Kentin turizmin yanı sıra tarihi açıdan da çok önemli değerlere sahip olduğunu vurgulayan Karaloğlu, “Dünyada içinde en çok antik şehri, antik tiyatroyu, antik eseri barındıran kentte yaşıyoruz. Bunun kıymetini bilmemiz lazım. Bu tarihi korumak, kollamak, gelecek nesillere aktarmak bizim sorumluluğumuzda.” diye konuştu.
Antik kentte kazıların yapıldığını, restorasyon çalışmalarının başladığını dile getiren Karaloğlu, bölgenin Antalya’nın kent merkezine de yakın olması açısından önem taşıdığını kaydetti.
“Her köşesinden tarih fışkırıyor”
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel de yakın zamana kadar çoğu kimsenin bölgeden haberdar olmadığını ancak yapılan çalışmalarla 2 bin 200 yıllık bir tarihin turizme kazandırıldığını söyledi.
Gün yüzüne çıkarılan bu değerin gelecek nesillerin emaneti olarak görülmesi gerektiğini dile getiren Türel, “Her köşesinden tarih fışkıran Antalya’mızda, zenginliklerimize bir yenisini daha ekliyoruz.” dedi.
“Çıkarılan yağ aydınlanmak için kandillerde yakıt olarak kullanılmış
Akdeniz Belediyeler Birliği ve Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de bölgeye ilk geldiklerinde tarihi kalıntıları çevre kirliliğinin altında gizlenmiş olarak gördüklerini söyledi. Önce bölgeyi temizlediklerini ve tarihi kalıntıların gün yüzüne çıkması için kazı çalışmalarına başladıklarını anlatan Tütüncü, “Yaklaşık 4 yıldır tarihi mirası ortaya çıkarmak için büyük gayret sarf ettik. Çarşısıyla, tapınaklarıyla, evleriyle, zeytin işlikleriyle bölgeyi gün yüzüne çıkardık. Şimdi ise arkeopark olarak düzenliyoruz.” diye konuştu.
Antik kentte bulunan zeytinyağı işliklerinin, zeytinin Ege Bölgesi’nden önce Akdeniz’de ve Antalya’da var olduğunu gösterdiğini aktaran Tütüncü, “Tarihi kazıdıkça yeni bilgiler öğreniyoruz. Önceden zeytin gıda olarak değil, yakıt elde edilen doğal bitki olarak görülmüş ve çıkarılan yağ, aydınlanmak için kandillerde yakıt olarak kullanılmış.” ifadelerini kullandı.
“Antik kentin hikayesi ‘Arete’ isimli bir kadın ile başlıyor”
Kazı Başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik, bölgede 30 yazıtın gün yüzüne çıkarıldığını ve kentle ilgili daha geniş bilgilere ulaşıldığını bildirdi.
Lyrboton Kome’nin Perge ana yerleşimine bağlı bir köy statüsünde olduğunu anlatan Çevik, şu bilgileri verdi:
“Yüksek kapasiteli zeytinyağı tesislerinin varlığı bölgede zeytinyağı üretim potansiyelinin yüksek olduğunu gösteriyor. Antik kentin hikayesi ‘Arete’ isimli bir kadın ile başlıyor. Bu kadın, yerleşimin sahibi. İlk defa kuleyi yaptırıp İmparator Domitian’a ve Perge Artemisi’ne adamış ve zeytinyağı yerleşiminin organizasyonunu başarmış ve en önemlisi bir de zeytin vakfı kurarak üretimi kurumsallaştırmıştır. Vakıf ve üretim köyü sahipliği ve kontrolü Arete ile başlayıp kızı Kille ile ve sonrasındaki nesillerle devam etmiştir.”
Antik kentte, zeytinyağı işlikleri, Roma dönemi hamamı, Bizans dönemi kiliseleri, sivil konutlar ve Arete Kulesi kalıntıları bulunuyor.
Kaynak: AA