10 Kasım ile ilgili şiirler

Tarih
On Kasım Yıl otuz sekiz, on kasım Perşembe Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar Sarsılıyor İstanbul yedi tepe Yaman esmiş Dolmabahçe’de rüzgar Gerçek olamaz olsa olsa bir düş Dokuzu beş gece Atatürk ölmüş...
EMOJİLE

On Kasım

Yıl otuz sekiz, on kasım Perşembe

Hatırdan çıkmayacak bir sonbahar

Sarsılıyor İstanbul yedi tepe

Yaman esmiş Dolmabahçe’de rüzgar

Gerçek olamaz olsa olsa bir düş

Dokuzu beş gece Atatürk ölmüş

Böyle toptan bir yas nerde görülmüş

Beraber ağlıyoruz kurtlar kuşlar

Bu memlekette en çok hizmet eden

Bu aşk ile dağlara gücü yeten

On sekiz milyonun omzunda giden

Atam Ankara sırtlarında yatar.

Cahit Sıtkı Tarancı

 

Mustafa Kemal’i Düşünüyorum

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Yeleleri alevden al bir ata binmiş

Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,

Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,

Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri…

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında

Destanlar yaratıyor cihanın görmediği

Arkasından dağ dağ ordular geliyor

Her askeri Mustafa Kemal gibi.

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel

Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.

Al bir ata binmiş yalın kılıç

Koşuyorlar zaferden zafere…

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum;

Ölmemiş bir Kasım sabahı!

Yine bizimle beraber her yerde.

Yaşıyor dört köşesinde vatanın

Yaşıyor damar damar yüreklerde.

 

Mustafa Kemal’i düşünüyorum:

Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,

Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.

Uykularıma giriyor her gece.

Elllerinden öpüyorum.

Ü. Yaşar Oğuzcan

 

KURTULUŞ ÖNCÜLERİ İÇİN

Yan yana iki çocuk görsem 

İşte Atatürk diyorum 

Özgürlüğün toprağı uyanıyor 

İçin için seviniyorum.

 

Koşuşan iki öğrenci görsem 

İçimin güneşi ısınıyor

Yürüyen bir bakış gibi 

Mustafa Kemal geliyor.

 

Kol kola iki işçi görsem 

Ekmeğim çoğalıyor birden 

Bir ışık düşüyor ortalığa 

İşte Atatürk diyorum.

 

İşte Atatürk diyorum 

İlk kuruluş öncüleri 

Bir gül çağrısında hepsi 

Bize uzanmış elleri.

Mehmet KIYAT

 

Atatürk Yazar

Sordum seni;

Dağına, taşına Türkiye’min,

Herkes kendinden emin,

Yükseldi gür sesler;

Umutlar, sevgiler:

O biziz, O bizleriz.

Hepimiz bir parçayız

Atatürk’ten,

Bütün doğa,

Atatürk’ü anar,

Atatürk’ü şaşar.

Herşeydir OTürkiyem’de.

Göller, ırmaklar, ormanlar.

İmza imza Atatürk yazar.

M. Vasfi Saral

Bir Tutkudur Mustafa Kemal

Bir Tutkudur Mustafa Kemal;

Nice sevdalara değişilmeyen.

Yitirilmiş Kasımlarda açan umuttur,

Bir baştır, vazgeçilmeyen…

 

Bir Türküdür Mustafa Kemal;

Suskun ağızlarda söyleşir, durur.

Çaltıburnu’nda gözetir denizi.

Köroğlu’nda bağdaş kurup oturur…

 

Bir İnançtır Mustafa Kemal;

Yurdun dört yönünde, bir çağdır yaşayan.

Sarmış kollarıyla, çepçevre ulusu.

Sakarya boylarından Akdeniz’e taşıyan…

 

Bir Anlamdır Mustafa Kemal;

Belkahve’den dürbünüyle seyrediyor İzmir’i.

Özgürlük diyor, al atının üstünde,

Kırıyor kılıcıyla, tutsak eden zinciri…

 

Bir Bayraktır Mustafa Kemal;

Çekilmiş kalelere, rüzgârda dalgalanan.

Bozkırın bağrında yol alan kağnılara,

Işık tutan, güç veren, yol bulan…

Y. Doğan Ergeneli

 

10 Kasım Türküsü

Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler

Bozkır ovalarına, Erciyes’e, Ağrı’ya

Ulusun egemen olduğunu

Özgür olduğunu

Haykıracağım haykıracağım işte

Senin sustuğunca!

 

Yolunda yürüyeceğim Atatürk;

Ana baba oğul kız

Dere tepe bucak köy

Yeryüzü yaşamalarımla değil

Oralarda, senin gittiğince!

 

Atatürk, taşıyacağım

Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al

Senin taşıdığını;

Yurdun gök ülküsü

Dalgalanırken

Senin bayrağını yücelteceğim.

Senin çıktığınca.

Fazıl Hüsnü Dağlarca

Mustafa Kemal’ler Tükenmez

Tükenir elbet gökte yıldız, denizde kum tükenir

Bu vatan bu topraklar cömert

Kutsal bir ateşim ki ben sönmez

İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

 

Ben de etten kemiktendim elbet

Ben de bir gün geçecektim elbet

İki Mustafa Kemal var iyi bilin

Ben işte o ikincisi sonsuzlukta

Ruh gibi bir şey görünmez

İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

 

Hep kardeşliğe bolluğa giden yolda

Bilimin yapıcılığın aydınlığında

Güzel düşünceler soyut fikirlerde ben

Evrensel yepyeni buluşlarda

Geriliği kovmuşum ben dönmez

İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

 

Başın mı dertte beni hatırla

Duy beni en sıkıldığın an

Baştan sona herşeyiyle bu vatan

Sakın ağlamasın Kasım’larda Fatih’ler Kanunî’ler ölmez

İnanın Mustafa Kemal’ler tükenmez

Halim Yağcıoğlu

 

MUSTAFA KEMAL SESLENSE

Yüzyıllar öncesinden

Yüzyıllar sonrasından sesleniyorum size

Ben Mustafa Kemal’im heyy…

Ben Mustafa Kemal’im.

Büyük büyük denizlerim vardır benim

Hürriyeti içmiş dalgalarım.

Hürriyetle kabarmış dalgalarım vardır benim

Ulusumun yarınında sevincim

Ben Mustafa Kemal’im heyy…

Karanlığı deler gözlerim.

Dalgalara binip gelmiş kahraman,

Gökçe gözlerine türküler yaktığımız…

Hâni bir güneş doğmuştu ya Samsun’dan

İşte benim…

Ben…

Mustafa Kemal…

Ölmek yaşamaktır vatan uğrunda

Deyip, öyle girdim savaşa

Komut verdim

Şahlandı cümle vatan

Boğdum kör talihi zindanında.

Bahtı gülen anaları yurdumun

Gökleri, dağları, denizleri

Yarınları, güvenip de uyuduğum

Aslan yeleli ışığı sınırlarımın

Mehmetleri

Tutun ellerinden yüreklerinizin

Sevgilerinizle beni yıkayın.

Yüzyıllar öncesinden

Yüzyıllar sonrasından gelir sesim

Sevdiğim

Bir tanem

Türkiye’lim

Sen varoldukça belli ki

Ben Mustafa Kemal’im.

Sen var oldukça belli ki

Ben Mustafa Kemal’im.

B.Kemal ÇAĞLAR

 

Atatürk’ü Duymak

Ulu rüzgâr esmedikçe

Yaşamak uyumak gibi.

Kişi ne zaman dinç;

Dalgalanırsa bayrak bayrak gibi.

 

Ne var şu dünyada ekmekten daha aziz?

Sürdüğün tarlalara sevginle serpildik.

Ekmek olmak için önce

Buğday olmak gibi.

 

Silinir sözcüklerden sen hatıra geldikçe

Cılız sözler: Uzanmak, yorulmak, durmak gibi.

Kuvvettir yaptıkların her yeni yetişene

Her ışık-kaynak gibi.

 

En yakınlar zamanla yüzyıllarca uzak gibi,

Bir sen varsın kalacak, bir sen ölümsüz,

Daha da yakınsın, daha da sıcak

Bıraktığın toprak gibi.

 

Kaç Türk var şu dünyada, bir o kadar susuz,

Hepsinin gönlünde sen, bir pınar bulmak gibi,

Ancak senin havanda sağlıklar esenlikler:

Olmaya devlet cihanda Atatürk’ü duymak gibi.

Behçet Necatigil

 

EBEDİYYET YOLUNDA 

Fecre benzettiği bayrakla kefenlenmiş Ata,

Çıktı bir kor gibi mermer kapısından sarayın.

Gönlümüz, bayrağı öğrendiği günden beri ta,

Duymamıştır bu kadar hüznünü yıldızla ayın.

 

Gidiyor, gizleyerek sır gibi bizden sesini,

Çıkıyor, ilk olarak bir yola Başbuğ bizsiz.

Biz ki dünyada bırakmazdık onun gölgesini,

Bu ne hicranlı seferdir ki beraber değiliz.

 

Sen ki Gayya’ya düşen bir nice milyon Türk’ün

Dehşetinden sararırken yüzü yaprak yaprak,

Onu bir anda çevirmiştin ölümden daha dün,

Tunç elin, yalçın iradenle, kolundan tutarak..

 

Ve bugün bir nice milyon geliyor bir yere de

Ebedî yolculuğundan seni döndürmek için,

– Seni hicranlı yolundan alıkoymak nerede? –

Gücü ancak yetiyor kabrine yüz sürmek için!

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL 

 

10 KASIM TÜRKÜSÜ

Atatürk! Anıtkabir devrimlerini söyler,

Bozkır ovalarına, Erciyes’e Ağrı’ya,

Ulusun egemen olduğunu

Özgür olduğunu

Haykıracağım haykıracağım işte,

Senin sustuğunca!

 

Yolunda yürüyeceğim Atatürk;

Ana baba oğul kız,

Dere tepe bucak köy,

Yeryüzü yaşamalarımla değil

Oralarda, Senin gittigince!

 

Atatürk, taşıyacağım

Çanakkale’de, Sakarya’da, Çankaya’da, al al,

Senin taşıdığını;

Yurdun gök ülküsü

Dalgalanırken,

Senin bayrağını yücelteceğim.

Senin çıktığınca.

F. Hüsnü DAĞLARCA

On5yirmi5.com