Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü araştırma görevlisi ve Türk-Macar Dostluk Derneği yönetim kurulu üyesi Emre Saral, Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Şakir Fakılı’nın yanı sıra K.K.T.C temsilcisi Büyükelçi Arif Altay da seminere katıldı.
Türk ve Macar milletlerinin yollarının tarih boyunca pek çok defa kesiştiğini ve Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı ile Avusturya-Macaristan devletlerinin müttefik olmasıyla ilişkilerde yeni bir devir başladığını belirten Saral, ”Birinci Dünya Savaşı’nda Avusturya-Macaristan birlikleri Çanakkale’de, Mısır Seferi’nde, Filistin Cephesi’nde, askerlerimizle omuz omuza savaşmış, cefa çekmiş, esir düşmüş, yaralanmış Türkiye uğruna şehit düşmüştür. Çanakkale Boğazı’nda, Gelibolu tepelerinin üzerinde, Marmara Denizi etrafında, Filistin-Sina-Ürdün gibi kutsal topraklarda, Kudüs gibi kutsal şehirlerde Almanlar, Avusturyalılar ve Macarlar Türklerle omuz omuza savaşmışlardır. Bu fedakarlık bizim için asla unutulmayacak bir gerçektir” dedi.
Topçular, doktorlar, hemşireler, sağlık elemanları, ulaştırmacılar, telsiz-telgraf-telefoncu muhabereciler, teknik elemanlar, su bulucular, kuyu kazıcılar ile Çigan ve bando takımından müteşekkil yaklaşık üç bin Avusturya-Macaristan askeri Büyük Savaş’ta Osmanlı topraklarında kan akıttığına değinen Emre Saral, ”Bu askerlerin subayları aslen Avusturyalı olmalarına karşın astsubaylar ve erlerin hepsi Macar’dı. Macarlar Türk kardeşleri yanında fedakarca çarpışmışlar; savaşırken halkın gönlünü kazanmayı bilmişlerdir. Macarlar Çanakkale Muharebelerini heyecanla takip etmişler; toplantılar düzenlemişlerdir. Deniz zaferini kutlamak üzere 27 Mart 1915 gecesi Peşte Darülfünun öğrencilerinden oluşan bir heyet Şehbenderlik önünde tezahürat yapmışlardır. Peşte Hilali Ahmer’inin teşvikiyle Hilal-ı Ahmer yararına bir yemek tertip edilmiş ve yardım kampanyası yapılmıştır. 15 Temmuz 1915’te Budapeşte’deki milli parkta Çanakkale Yenilmez adlı bir müsamere sahneye konmuştur” diye konuştu.
Saral ayrıca, ”1916/17 kışında Filistin’de çekirge afeti nedeniyle mahsul yok olmuş; kıtlık ortaya çıkmıştı. Avusturya-Macaristan sahra ekmekçileri halka günlük taze ekmek dağıtmış; askerî bando halka moral vermek için düzenli olarak Macar ve Avusturya melodileri çalmış; açık alanlarda halka sessiz filmler oynatmışlardır. Avusturya-Macaristanlı askerî hekimler Kudüs ve Nasıra’daki sahra hastanelerinde tifo, tifüs, ishal, kolera gibi salgın hastalıklara karşı halkı korumuş; onların tedavilerini yapmıştır”
Seminerin sonunda konuşan Büyükelçi Şakir Fakılı da, Yunus Emre Enstitüsü ve Türk-Macar Dostluk Derneği gibi kurumların iki ülke arasındaki ilişkileri daha da sağlamlaştırdığını belirtti. Ayrıca tarihte birbirine karşı mücadele edip daha sonra çok sıkı bir dostluk kuran ülke sayısı çok az olduğuna değinerek, ”Macaristan ve Türkiye tüm dünyaya örnek bir şekilde dostluk kurmuştur. Çanakkale’de, Filistin’de, Galiçya’da ve bir yerde omuz omuza mücadele etmişlerdir. Şimdi de NATO’da beraber bulunmaktadırlar” dedi.
Yunus Emre Enstitüsü Budapeşte Türk Kültür Merkezi Müdürü Yakup Gül de AA muhabirine yaptığı açıklamada, ”100. yılını kutladığımız Çanakkale Savaşları Türk ve dünya tarinde büyük öneme sahip. Bu kapsamda Macaristan’da yaşayan vatandaşlarımıza yönelik bir seminer düzenledik” dedi.