Ekim ayında yeni çıkan kitaplar

Kitap
Abdullah Güner’in haberi Ekim [2013] ayında yeni çıkan kitapları sizler için bir araya getirdik. Bu ay yayınlanan kitaplar ise şöyle: AÇILIM KİTAP Bilgi Sosyolojisi, Mustafa Aydın, 304 Sayfa, 17...
EMOJİLE

Abdullah Güner’in haberi
Ekim [2013] ayında yeni çıkan kitapları sizler için bir araya getirdik. Bu ay yayınlanan kitaplar ise şöyle:

AÇILIM KİTAP

Bilgi Sosyolojisi, Mustafa Aydın, 304 Sayfa, 17,50 TL
Bilgi Sosyolojisi bir taraftan genel sosyolojinin diğer taraftan kurumlar sosyolojisinin alt disiplinlerinden birisidir. Bir tarafı topluma diğer tarafı zihne uzanan alanın bileşkesinde oluşan kognitif bir olgudur. Ne var ki bu konuda Türkçe´de toplum bağlamında bilgi sorunlarına dolaylı ve kısmen değinen pek az sayıda kitap ve makalenin dışında başlı başın abilgi sosyolojisini konu alan bir eser yok gibidir. Fazlaca iddialı olmamakla birlikte bu kitap, Bilgi Sosyolojisinin bir çerçevesini çizmeyi ve ilk elde tartışılan konulardan bir demet sunmayı amaçlanmaktadır.

TİMAŞ YAYINLARI

Osmanlılarda Sahaflık ve Sahaflar, İsmail E. Erünsal, 584 Sayfa, 50,00 TL
Türkiye’de kültür ve edebiyat tarihi alanında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. İsmail E. Erünsal, çok uzun yıllar üzerinde çalıştığı bu eserinde, orijinal ve el değmemiş sayısız arşiv malzemesi kullanmıştır. 1604-1909 tarihleri arasında, başta İstanbul olmak üzere Bursa ve Edirne’ye ait 3000 civarında mahkeme defterinin taranmasıyla elde edilen 200’e yakın sahaf terekesi yanında birçok arşiv vesikası da kullanılarak Osmanlı dönemindeki sahaflık ve kitap ticareti aydınlatılmaya çalışılmıştır.

Sarı, Ahmet Tezcan, 336 Sayfa, 18,5 TL
Ahmet Tezcan, Kâfirûn’dan sonra Sarı’da bu sefer 1970’lerin Türkiye’sini resmediyor. Yine Anadolu’nun sıradan insanları ve sıracalı şaplak, Sarı Mahmut eşliğinde.
Sarı Mahmut büyüdü, İmam Hatip talebesi oldu. Kırıkkale Kaymakamı, 1971 yılının 19 Mayıs töreni esnasında İmam Hatip Lisesi’nin bayramını kutlamayınca yok sayılmanın acısını derinden hisseden Sarı ve arkadaşları kaymakama bir ders vermek isterler. Ama bunun için önce biraz cesarete ihtiyaçları vardır…
Sarı’nın çerçeve hikâyesinde Muhtıra sonrasının siyasi ve sosyal dokusu var. Romanda, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamla yargılanması, Mahir Çayan’ın eylemleri, Ülkücü ve Nizamcı gençler, siyasi kamplaşmalarla ayrılan mahalleler ve bütün bunların Anadolu insanının gözündeki yansımaları çok başarılı bir anlatımla bir araya geliyor.

Mimoza Sürgünü, Nazan Bekiroğlu, 280 Sayfa, 18,5 TL
Nazan Bekiroğlu’ndan yıllarca okunacak bir deneme kitabı Mimoza Sürgünü. Bir mimoza ağacının altında insanın içine ve dışına doğru bir yolculuk bu. Kördüğümleri çözmekte üstüne olmayan ama basit bir fiyongun ucunu çekemeyen, yüce dağları aşıp da tatlı bir yamaç yolunda sendeleyen bir kalbin gücünün ve kırılganlığının iç dökümü. Aşkın ve metafiziğin, yıllarca biriktirilen hatıraların, yaratılmış her şeyle kurulan incelikli ilişkilerin izleriyle dilin büyüsünün iç içe geçtiği denemeler Mimoza Sürgünü’nde.  

METİS YAYINLARI

Sultan ve Şair, Sema Kaygusuz, 64 Sayfa, 7,00 TL
Romanları ve hikâyeleriyle tanıdığınız Sema Kaygusuz’dan ilk kez bir oyun. Herkesin seyirci kalarak suç ortağı olduğu kadim bir husumetin kısa hikâyesi olan oyun Haliç köprüsünün üstünde, tam lüfer zamanı, martıların havalandığı yerde kurulan bir sahnede oynanıyor.
Sultan ile şairin karşılaşması, yüzyıllara uzanan bu kanlı söyleşi, balık avı sırasında, uzun bir bekleyişin, sessizliğin içinden doğuyor. O gün orada olup da gösteriyi kaçırmayanlar, sayıklayan belleğin kendi tarihini nasıl yeniden ördüğüne tanık oluyorlar. Sema Kaygusuz bize oyun okumanın da çok güzel olabileceğini kanıtlıyor.

Oyuncu için Pratik Elkitabı, Çeviri: Deniz Ölmez, 112 Sayfa, 10,00 TL
“Gerçeğin ve faziletin toplumun hemen her alanında bu kadar nadir olduğu bir zamanda dünyanın tiyatroya, tiyatronun da insan ruhunun gerçeğini sahneye taşıyabilecek oyunculara ihtiyacı var.”
Konusunda en yetkin klasiklerden biri olan bu elkitabında dizi, film ve sahnede iyi oyunculuk için ne yapmanız gerektiğine, daha da önemlisi ne yapmamanız gerektiğine dair çok kullanışlı ipuçları bulacaksınız.

Yeni Organlar, Yeni Hayatlar [Organ Nakli, Ahlak ve Ekonomi], Aslıhan Sanal, 272 Sayfa, 22,00 TL
Hastaların öznel deneyimlerinin yanı sıra organ nakliyle ilgili yasal düzenlemelere ve yasadışı uygulamalara, organ ticareti ve mafyasına, bedenin metalaşmasına, toplumun ölüm, intihar ve akıl hastalığına bakışının organ nakli üzerindeki etkilerine de eğilen Sanal, okuru birbiriyle bağlantılı sayısız öğeden örülü karmaşık bir evrenle tanıştırıyor. Hastaları, doktorları ve organ nakline dair her türlü teknoloji ve uygulamayı içeren bu evrenin dönüşen ve dönüştüren yapısını anlatırken, aynı zamanda genel insanlık durumuna dair önemli belirlemelerde bulunuyor.

NESİL YAYINLARI

Hay Sultan (Bir Abdülkadir Geylani Romanı), Nuriye Çeleğen, 320 Sayfa, 12,00 TL
Nuriye Çeleğen, kelamın kalbe hissettirme duası ile asırların bu büyük feyiz kasesi kalbi öyküledi. 
Nasıl tüm asırlara feyiz sakisi olmuş, asırlar onun kalp bahrinden su içmişti? 
Sırr-ı künle ölmüş kalpler ve cesetler nasıl dirilmişti? Sırr-ı Adem’in sultanı olmak ve eşya ile kelama durmak ne demekti? Bilumum kalpleri içine alan o külli zikre asırlar nasıl ses vermişti?

Türkülerden Seçmeler, Haz: Sevtap Yazar, 176 Sayfa, 7,00 TL
Türküler; halkın acısını, derdini, mutluluğunu, kısacası duygu ve düşüncelerini genellikle hece ölçüsü kullanılarak anlatan, bentler ve nakaratlardan oluşan sözlü gelenek ürünleridir.
Bu kitap, türkü ile ilgili araştırma yapmak, türkülerimizi okumak ve tanımak isteyen toplumun her kesimine hitap edecek nitelikte bir eserdir. Bu eserde okuyucular, hem türkü kavramı ve çeşitleri ile ilgili bilgi sahibi olabilecek hem de yurdumuzun çeşitli yöresinden seçilmiş türkülerle buluşabilecektir.

Falaka, Ahmet Rasim, Haz: Mehmet Özer, 160 Sayfa, 7,00 TL
Gazeteci-Yazar Ahmet Rasim, tahsiline, Sofular Mahalle Mektebi’nde başladı. Darüşşafaka’dan birincilikle mezun oldu. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra tamamen gazeteciliğe ve yazarlığa yöneldi.
Devrinin edebî gruplarından ayrı bir yol izledi. Zamanının çok okunan yazarlarındandır. Şiir, hikâye, roman, deneme, hatıra, seyahat, tarih, araştırma vb. her türde eserler verdi. Falaka, Ahmet Rasim’in, devrinin eğitim hayatına ait gözlemlerini çok renkli ve tabii bir dille anlatan eseridir. Kitap, zengin malzemesiyle kendini baştan sona sıkmadan okutur.

İZ YAYINLARI

Ayak İzlerinde Uğultu, Cihan Aktaş, 160 Sayfa, 10,00 TL
Cihan Aktaş, öykü kitabı Ayak İzlerinde Uğultu (*) ile okuyucusuna merhaba dedi. Yazar son kitabındaki öykülerini sanki bir kadının saç tellerinden doğurmuş gibi! Her öykü her bir saç telinin ağrısını öpüyor. Betimlemeler ve katmerli sunuşlar ile öyküyü rüzgârlı bir iklime sürüklemek yerine direk ve uzun uzun bir anlatımı tercih ediyor yazar. Bazen bir çöl sıcaklığı sarıyor ruhunuzu uzun anlatım boyunca; ama öykülerin bitimine doğru her finali üç noktalı kentler ve sınırı olmayan kentler karşılıyor. Üç noktalı kentler diyorum çünkü hiçbir öyküsünün sonunda nokta yok!..

BÜYÜK DOĞU YAYINLARI

Cinnet Mustatili, Necip Fazıl Kısakürek, 304 Sayfa, 11,70 TL
Bir ansiklopediye geçmiş ifadeyle, «hapisleri üniversite yıllarından çok olan» Necip Fazıl, 1943’den başlayarak 1947-1950-1951-1952-1957-1959 ve 1960 senelerinde cezaevine girdi. Son mahkûmiyet kararı ise vefatı sebebiyle infaz edilemedi.

1955’de «Yılanlı Kuyudan» ismiyle yayınlanmış olan eser, hapishane günlerinin, «büyük sanatkâr»a has, derin ve duyarlı bir iç hayat üzerindeki müthiş tesirini yansıtan bir ıstırap ve gözyaşı günlüğüdür.

HECE YAYINLARI

Hayatımdan Damlayan Anılar, Halil Hayit, 218 Sayfa, 13,00 TL
Hani, “Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.” derler ya; Dr. Halil Hayit böyle biri! Zekâsı bilgiyi, öfke bilmez tatlı sözleri ise insaf tanımaz muhaliflerini dahi doğruya yönlendiren cinsten.
Anı yazılarını oldukça sıkıcı bulur, çok kere okumam ben. Fakat Halil Bey’in hatıraları gerçekten başka… Mutlaka öğrenilmesi gerek… İkbal desteği olmayan, yeterince gariban konumundaki bir köylü çocuğunun tek başına tüm engelleri aşıp başarının zirvesine çıkışı var orada.

İŞ BANKASI KÜLTÜR YAYINLARI

Kierkegaard, Alastair Hannay – Çeviren: Nur Nirven, 560 Sayfa, 50,00 TL
Kierkegaard, hayatını, varoluşun derin anlamına dair karmaşık keşiflere adamış bir yazardır. Bu anlamda bütün yazdıkları, kendi hakkındadır. Öte yandan okurlarını kendi varoluşlarıyla yüzleştirmek isteyen bir düşünür olarak yazdıkları sadece kendisiyle ilgili değildir; dünyada birey olma mücadelesine kafa yormuştur ömrü boyunca.
Oslo Üniversitesi Felsefe Bölümü’nün kıdemli hocası Alastair Hannay’ın, Kierkegaard düşüncesinin oluşum evrelerine odaklanarak ilerlediği kitap, bu ilginç felsefecinin eserlerini hayatının içine oturtan ve hayatıyla felsefesinin örtüştüğünü ortaya koyan ilk biyografidir.

Veronalı İki Soylu Delikanlı, William Shakespeare – Çeviren: Özdemir Nutku, 148 Sayfa, 10 TL
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Veronalı İki Soylu Delikanlı’da dostluk ve aşkı bir vicdan sorunu olarak karşı karşıya koyar, yaşanan pişmanlıklar ve ulaşılan erdemle çözüme kavuşturur. Oyunun sonundaki şaşırtıcı ifadeler Shakespeare’in yaşadığı dönemin öteki-cins, aynı-cins ilişkileri göz önüne alındığı takdirde günümüz izleyicisi için anlaşılır hale gelir. Eser, 1623’te, Birinci Folio’da, Shakespeare’in o dönemde yazdığı diğer oyunlarla birlikte basılmıştır.

Dönüşüm, Franz Kafka, Çeviren: Gülperi Sert, 74 Sayfa,  6,00 TL
İlk kez 1915’te “Die Weissen Blaetter” adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka’nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır.
Kumaş pazarlamacısı olan Gregor Samsa’nın uykusundan kocaman bir böceğe dönüşerek uyanmasıyla başlayan Dönüşüm, giderek gerçeklikle kurmacanın sınırlarını zorlayan müthiş bir anlatıma dönüşür.

İkbal, Yıkım ve İşgal – İstanbullu Bir Genç Kızın Anıları, Mefharet Çetinkaya, 216 Sayfa, 16,00 TL
İstanbul’da Ali Naim Paşa’nın ikinci çocuğu olarak doğan, üç yaşında babasının görev yeri olan Cidde’ye ailesiyle göç eden küçük bir kız… Taif, Cidde ve Mekke’de dadılar, halayıklar ve emir erleri arasında, şerif aileleriyle ahbaplıklarla süren müreffeh bir hayat… Ve İstanbul’a dönüşten sonra başlayan talihsizlikler zinciri: Paşa’nın görevinden ayrılmasıyla başlayan maddi zorluklar, aile içi çatışmalar, hastalıklar, ölümler, yangın… İstanbul’un işgali, eşinin sürgüne gönderilişi…
Mefharet Hanım’ın, bütün bu zorluklara karşı tek başına ayakta durmasının öyküsünü, tuttuğu hatıra defterinden okumak için…

Timurlu İran’ında İktidar, Siyaset ve Din, Beatrice Forbes Manz – Çeviren: Dilek Şendil, 432 Sayfa, 28,00 TL
Timurlu İran’ında İktidar, Siyaset ve Din, Şahruh devrinin (1409-47) İran’ını araştırırken, modernizm öncesi Ortadoğu tarihinde önem taşıyan iki soruya da yanıt arıyor: Güç, tek bir elde toplanmadığı halde devlet, ayrışık bir toplumu denetim altında tutmayı nasıl başarmıştı? Dağınık bir iktidar yapısı gösteren bir toplum istikrarını uzun yıllar nasıl koruyabilmişti? Timurlu döneminin en yetkin uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Beatrice Forbes Manz, hanedandan ona hizmet edenlere, şehirli seçkinlerden vilayet yöneticilerine, ulemadan sufilere kadar çok geniş bir yelpazede İran toplumunun zengin ayrıntılarla dolu bir tablosunu çiziyor. Sadece akademisyenlerin ve öğrencilerin değil, genel okuyucunun da ilgisini çekecek bu kitap, geç ortaçağ İran’ının siyasal dinamiklerinin genel bir analizini yapmasının yanı sıra, sivil ve askeri iktidar hakkındaki ezberleri, devlet-toplum ilişkisini ve egemen sınıfla dini şahsiyetler arasındaki etkileşimi de sorguluyor.

Böyle Bir Sevmek 19.Baskı, Attilâ İlhan, 175 Sayfa, 12,00 TL
ne kadınlar sevdim zaten yoktular / yağmur giyerlerdi sonbaharla bir / azıcık okşasam sanki çocuktular / bıraksam korkudan gözleri sislenir / ne kadınlar sevdim zaten yoktular / böyle bir sevmek görülmemiştir
Attilâ İlhan’ın gönüllere girmiş, dillere sinmiş, okuyan herkes için adeta içselleşmiş şiirlerden biridir “böyle bir sevmek.” İmkânsız aşkları, kent aşklarını, aşkların “düşbozumlarını” öyle bir tonda yazmış, söylemiştir ki, unutulmaz olmuştur pek çok şiiri gibi. Böyle Bir Sevmek’teki şiirler insanı tüm boyutlarıyla; duyguları, korkuları, acıları, sevinçleriyle ve toplumsal olduğu kadar bireysel diyalektiğiyle ele almakta, bizi bize anlatmaktadır.

Tarihçilerin Kutbu – Halil İnalcık Kitabı 11. Baskı, Halil İnalcık – Söyleşi: Emine Çaykara, 616 Sayfa, 24,00 TL
Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun, “şeyh-ûl müverrihîn” (tarihçilerin şeyhi) diye tanımladığı Emeritus Prof. Dr. Halil İnalcık, nehir gibi akıp giden bir söyleşide hayatını anlatıyor. “Halil Bey” aynı zamanda Osmanlı sultanlarının zaaflarından Atatürk ile tanışmasına, Kıbrıs meselesinden Fransa ile ilişkilerimizin başlangıcına bizi kendi geçmişimizle tanıştırıyor ve gerçek bir tarihçinin nasıl olması gerektiğini gösteriyor. Öğrencilerinin sevgi ve hayranlıkla andığı, ömrünü tarih alanındaki  yanlışları belgelerle düzeltmeye adamış Prof. İnalcık, dünyanın sayılı bilim adamları arasında. Makaleleri ve kitaplarıyla uluslararası çevrelerde ülkemizin gururu olan tarihçimiz yaşamını ve onunla iç içe geçmiş tarihi(mizi) anlatırken konuya öylesine hakim ki padişahların, kralların sarayında dolaşıyor, onların yakın arkadaşıyla konuşuyor hissine kapılıyorsunuz.

ENSAR YAYINLARI

Arapçanın Temel Gramer Kuralları, Yrd. Doç. Dr. Resul Sevinç, 643 Sayfa, 26,00 TL
Arapça gramerinin nahiv kısmıyla ilgili olan bu kitap ile; gramer kurallarını öğrenmek isteyen öğrenciler, Arapça alanında lisans üstü çalışma yapan araştırmacılar, mevcut bilgilerini tazelemek ve Arapça konusunda eksiklikleri olduğunu düşünen kişiler hedeflenmiştir.
Bu maksatla hazırlanan kitabımız, giriş ve bir ek dışında, dokuz bölümden oluşmaktadır.  Konular, çözümlü örneklerle, çizim ve tablolarla açıklanmış, kenarlık içine alınmış tamamlayıcı bilgilerle zenginleştirilmiş ve konuların daha iyi anlaşılmasını sağlamak maksadıyla, alıştırma egzersizlerine yer verilmiştir.

İslam Hukuku, Prof. Dr. Muhsin Koçak Prof. Dr. Nihat Dalgın Doç. Dr. Osman Şahin, 632 Sayfa, 25,00 TL
Kitabın bütün bölümlerinde imkânlar ölçüsünde, hükümler verilirken müçtehitlerimizce söz konusu hükme dayanak olarak gösterilen ayet ve hadisler metin ve tercüme olarak verilmeye çalışılmış, bu sayede okurlarımızın hukuksal hükümlerin nass dayanaklarını ek bir çalışmaya ihtiyaç duymadan görebilmeleri sağlanmıştır.

NİL YAYINLARI

Kendi Ruhumuzu Ararken, M. Fetullah Gülen, 296 Sayfa, 9,00 TL
Birkaç asırdan beri tamamen üslûbunu yitirmiş şu dünyada herkes bir şeyin peşinde; biz de kendi ruhumuzu arıyoruz. Bu aramayı devam ettirebilirsek, kendimiz olarak dirileceğimiz günlerin çok yakın olduğunu söyleyebiliriz.. Bir dönemde, sımsıcak dünyasını terk ederek çok garip arayışlara giren son birkaç nesil, kâh gidip maddeye ve makinaya sığındı.. kâh değişik fantezilere tav oldu.. kâh kendini en çılgınca hezeyanlara saldı ve ömrünü cinnetler içinde geçirdi…

İTHAKİ YAYINLARI

MONGOLIAD, Neal Stephenson, Greg Bear, Mark Teppo, E.D. deBirmingham, Erik Bear, Cooper Moo, J. Brassey, Çeviren: Cihan Karamancı, 416Sayfa, 21,00 TL
İlk önce internet ortamında bölümler halinde yayınlanan ve akıllı telefon uygulamalarıyla kulaktan kulağa yayılan Mongoliad, gördüğü büyük ilgi üzerine yaratıcıları tarafından gözden geçirilerek elinizdeki kitaba dönüştürüldü. Bilimkurgunun önemli yazarlarından Neal Stephenson önderliğinde bir araya gelen isimler, ayrı ayrı yeteneklerini konuşturup bu ortak romana imza attılar. Sadece yazarlar değil, bilgisayar programcıları, görsel sanatçılar, film yapımcılarının da birlikte giriştiği bu ilginç proje, en sonunda elle tutulur bir roman haline geldi.

CAN YAYINLARI

Aile Çay Bahçesi, Yekta Kopan, 142 Sayfa, 10,00 TL
Yekta Kopan’ın yeni romanı Aile Çay Bahçesi’nin, çoğu kadının kendinden izler bulacağı unutulmaz bir kahramanı var: Müzeyyen… Aile yaşamının gizli şiddetine başkaldıran, kardeşinin doğumuyla kendi varlığının silinmeye başladığını hisseden bir kadın… Kopan’ın romanı, güçlü, okuru kıskaca alan bir anlatımla sarsıcı bir finale uzanıyor.

Çoğu roman kolayca tarif edilebilir, el yordamıyla bir takım kalıplardan faydalanarak romana referans yaratmayı başarırsınız. Ancak bu Aile Çay Bahçesi için mümkün değil! Çünkü bu roman, okuyanın hayatına sinerek herkes için başka bir hikayeye bürünüyor. Herkesin kendi gerçeklerine…

İçimde Oğuz Atay ile Orhan Gencebay İkizi Yaşıyor, Murat Yalçın, 120 Sayfa, 9,00 TL
Bir dergi editörüne ne gibi mektuplar gelir? Dergiye gönderilen metnin yayımlanmaması ne gibi artçı sarsıntılara neden olur? Editör olmaya niyetliyseniz neleri göze almanız gerekir? Yalçın, “tamamen kurgusal” yazılarında bu sorulara yanıt niteliği taşıyacak e-postalar sunuyor okuruna. Editöre daha çok kitap okuması gerektiğini önerenlerden sen benim kim olduğumu biliyor musunculara, sponsor arayışı içindeki profesyonel okurdan kırgın şaire, içini editöre dökenler…

GRANADA YAYINLARI

Nur Üstüne Nur, Zafer Kâmil Tayyar, 140 Sayfa, 16,00 TL
Kuran-ı Kerim’de en derin anlam içeren ayetlerden birisi hiç şüphesiz Nur süresine adını veren 35. Ayettir. Bu ayet “Nur Ayeti” olarak da bilinmektedir. Kuran’daki sembolik anlatım sanatının zirvesidir. Sadece ayetin mealini okumakla, hatta tefsirlerini incelemekle bile Nur ayetinde verilmek istenen mesajın ne olduğunu anlamak hakikaten zordur. Bu ayetin açıklaması ile ilgili müfessirlerimiz tefsirlerinde çok geniş bilgiler vermişlerdir. İmam Gazali, ömrünün sonlarına doğru tahminen 1100 yılında bu ayetin tefsiri mahiyetinde “Mişkatu’l Envar” adında müstakil bir eser yazmıştır.
Bizim araştırmalarımıza göre Gazali’nin dışında sadece nur ayetinin tefsirini konu alan müstakil bir eser verilmemiştir. Bu nedenle kitapçığımız bu alanda Gazali’den sonra bir ilk olma özelliğindedir. Yaklaşık 900 yıllık bir aradan sonra İslam âlemine bu konuda hizmet eden müstakil bir eser olacaktır.

YAPI KREDİ YAYINLARI

Yüz Karası, Jonathan Holt, Çeviren: Duygu Akın, 364 Sayfa, 16,50 TL
Carnivia üçlemesinin ilki olan ve Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Yüz Karası, Jonathan Holt tarafından kaleme alınmış çokkatmanlı bir polisiye. Kitapta Holt, Katolik Kilisesi’nden ABD dış politikasına kadar birçok alanda iktidarın kötüye kullanılmasını ve insan doğasının güvenilmezliğini tartışıyor.
Yazarın çok sevdiği, romantik ve gizemli ama bir o kadar da karanlık Venedik şehri  romanına mükemmel bir arkaplan oluşturuyor. Holt’un öne çıkan bir başka özelliği de, romanı sürükleyen ilginç kadın karakterleri ve bariz feminist duruşu.

Haberini Alayım, Yeter – Gerçek Bir Gulag Aşk Hikâyesi, Orlando Figes, Çeviren: Nurettin Elhüseyni, 288 Sayfa
Haberini Alayım Yeter, Stalin Rusya’sının kuzey ucundaki çalışma kamplarından birinde, Peçora’da Gulag hükümlüsü olarak bulunan Lev Mişçenko ile Moskova’daki kız arkadaşı Svetlana İvanova’nın birbirlerine 1946 ile 1954 arasında gönderdikleri mektuplara dayanılarak yazılmış gerçek bir aşk ve hayatta kalma hikâyesi. Gulag sansüründen geçmeden çalışma kampına gizlice girip çıkan bu mektuplar, Stalin dönemi dehşetinin iki sıradan Rus’un hayatını nasıl etkilediğine ve birbirlerine olan aşklarının onları nasıl ayakta tuttuğuna ilişkin benzersiz bir kayıt oluşturuyor.

Tanios Kayası, Amin Maalouf, Çeviren: Işık Ergüden, 35. Baskı, 218 Sayfa, 11,25 TL
Amin Maalouf’tan (1993’te yayınladığımız ilk iki romanı) Afrikalı “Leo ve Semerkant”tan sonra, yine bir Doğu öyküsü. Mehmet Ali Paşa’lı yılların Mısır’ı. Güzelliğini çarmıh gibi taşıyan bir kadın: Lamia. Lamia’nın gölgesine sığındığı bir şeyh: Francis. Yasak aşk meyvesi bir oğul: Tanios. Başka bir kadın: Esma. Bir serüven ve sadakat romanı… Yazara ünlü “Goncourt” ödülünü getiren kitap ilk kez dilimizde.

Beni Sorarsan [Şiir], Gülten Akın, 80 Sayfa, 9,75 TL
Beni sorarsan,
Kış işte
Kalbin elem günleri geldi
Dünya evlere çekildi, içlere
Sarı yaseminle gül arasında
Dağların mor baharıyla
Sis arasında
Denizle göl arasında

TÜRK EDEBİYATI VAKFI YAYINLARI

İslâm’ın Aynası Camiler, Roger Garaudy, 264 Sayfa, 12,00 TL
“Güzelliğin Dini İslâm” düşüncesinden yola çıkan yazar, “Allah güzeldir, güzelliği sever” hadisinin İslâm sanat ve mimarisinde nasıl somutlaştırıldığını en çarpıcı örnekleriyle gözler önüne seriyor. İslâm sanatı ve mimarisi konusunda hem dînî, hem tarihî, hem de felsefî ve estetik bilgilerle donanımlı bu eser, sahasında tek ve biricik olma özelliğine sahiptir. Yazar, evvelki dönemlerin ihtişamını gözler önüne sermekle yetinmiyor, Müslümanların Batı’yı ve geçmişi taklitten kurtularak yeni bir silkiniş ve yeni bir dirilişle İslâm’ı yaşamaya başladıkları an, eskiden olduğu gibi, yine muhteşem sanat ve mimari eserler ortaya koyabileceklerini de müjdeliyor.

ALFA YAYINLARI

Masal Bitti, İkbal Bayrak, 324 Sayfa, 15,00 TL
Yazar Masal Bitti’de “Beyaz atlı prens” hayali ile büyüyen kız çocuklarının ilk gördüğü erkeğe âşık olup, koşulsuz bir adamışlıkla kendini kurban etmesinin erdem zannettiği dünyanın aslında gerçek olmadığını haykırıyor. İkbal Bayrak kadınlara “aç gözlerini!” diye seslenirken “ağlamayan” olmayı erkek davranışının olmazı olarak gören erkeklere de bu yanılsamamadan uyanmanın vakti geldi diyor.

EVEREST YAYINLARI

Beyoğlu’nun En Güzel Abisi, Ahmet Ümit, 418 Sayfa, 20,00 TL
Tarlabaşı’nın arka sokaklarında bulunan bir erkek cesedi. Öldürülmüş erkeklerin en yakışıklısı, belki de en kötüsü. Karanlık sırların ortaya çıkardığı utanç verici bir gerçek. Gururlarının kurbanı olmuş erkekler, onların hayatlarını yaşamak zorunda olan kadınlar. Bu cinayetler yatağında, bu kötülükler bahçesinde, bu insan eti satılan can pazarında masumiyetini korumaya çalışan bir adam. Bir zamanlar İstanbul’un en gözde yeri olan Beyoğlu’nun hazin hikâyesi. Karanlık…

YİTİK ÜLKE YAYINLARI

Girdap Balıkçısı, Ali Deniz Uslu, 80 Sayfa, 7,50 TL
Hayatın bir yerindeyiz; ortasında, kenarında, çeperlerinde veya dışında. Kim bilir? “Bilmek mi” dedim, bilmenin boynumuza geçirdiği ilmik sıkı. Taburemiz umut, onun da pamuk ipliğinde ayakları… Ama azınlığımız büyüyor, belli ki fırtına yakın. Mevsimsiz bir rüzgâr esiyor, eski tanıdık bir kokuyu taşıyor. Aynı gökyüzünün altına, aynı toprağa farklı zamanlarda gömüleceğiz. Şimdi, o güne kadar aldığımız, alacağımız her soluğun bedelini ödeyelim.

İçindeyim, Barış Çağrı Genç, 136 Sayfa, 8,80 TL
“Bugünü de sayarsak dört gündür aynı bedenin içindeyim. Ve bu dört gün boyunca, sürekli kendimi izledim. Komik bir cümle oldu. Şöyle demeliydim: Dört gün boyunca, otuz küsur yıl içinde olduğum eski bedenimi izledim. Ama böyle konuşmak rahatsız ediyor beni. Ona, yani eski bene, az kullandığım ikinci adımla hitap edeceğim: Dört gündür Mert’i izliyorum. Onu ilk gördüğüm an, sinirden zangır zangır titrediğimi itiraf edeyim. Kendime hâkim olmasam, yakasına yapışıp öldürene kadar dövecektim. Birkaç kez yanına sokuldum, konuşmak isterken midem kasıldı. Oysa beni fark etmedi bile.”

On5yirmi5