İlahiyatçı,sosyolog yazar Erol Erdoğan boldhaber.com’daki yazısında İmam Hatip Okullarını yazmış.İşte o yazı…
Elimizde başka hiçbir veri olmasa, bazı okul türlerinin iniş-çıkış serüvenleri üzerinden ülkemizin siyasi ve kültürel tarihini, eksiğiyle birlikte, yazmamız mümkün olur. Köy Enstitüleri, Öğretmen Okulları, İmam Hatipler, Kur’an Kursları, Askeri Okullar, Meslek Liseleri, ülkemizin siyasi-ideolojik serüvenini anlamamıza yardımcı olacak okullardandır. Onlarında ilk sırasında da İmam Hatipler yer almaktadır. İmam Hatiplerin tarihini uzun uzun anlatacak değilim ama birkaç tespitimi maddeler halinde sıralamak istiyorum.
İmam Hatipler, Batılılaşma hareketleri çerçevesinde rejimi koruma amacıyla kurulmuş olmasına rağmen, halk bu okulları, sistemin-devletin merkezinden alarak kendi merkezine doğru çekmiş, böylece İmam Hatipler kurulma gerekçelerinin tersine daha sağlam bir fonksiyona sahip olmuştur.
İmam Hatipler, her dönemde mağduriyetler yaşamış; adları değiştirilmiş, orta kısımları kapatılmış, üniversite tercihlerine sınırlamalar getirilmiş, sınavlarda düşük katsayı uygulanmış, kılık-kıyafetlerine müdahale edilmiş, binalarına zaman zaman el konulmuştur.
İmam Hatiplere baskıların en son örneği 28 Şubat’ta yaşandı. O süreçte, bu okulların mezunları ve hamileri dahi, okullara yapılan hadsiz zulme bakarak, İmam Hatiplerin devrinin kapandığını düşünmeye başlamışlardı. 27 Nisan 2007 muhtırasının sahipleri de, malum bildiri de yine bu okulları hedef seçmişlerdi.
28 Şubat’ın etkisi azaldıkça İmam Hatipler hak aramaya başladılar. Sonuçta dört konudaki yanlış uygulamadan vazgeçildi. Dört yanlış şunlardı: 1. İmam Hatip Lisesi mezunlarına üniversite sınavında uygulanan düşük katsayı, 2. Okullardaki başörtüsü yasağı, 3. İmam Hatiplerin orta kısımlarının kapatılması, 4. Yeni İHL okul açılmasına engel konulması. Dört sorunu bir çırpıda yazdığıma bakmayın, söz konusu haksızlıkların her biri dev sorunlara sebep oldu; bir kuşağın yetenekleri, hakları, fırsatları çarçur edildi.
Dört sorunun giderilmesiyle birlikte İmam Hatipliler için fiziken çoğalma aşaması başladı. Fiziken çoğalmayı, İmam Hatip Ortaokullarının açılması, İmam Hatip Liselerinin sayısının arttırılması, yeni yurtlar ve dersliklerin açılması gibi öğrencinin sayıca çoğaltılmasını olarak düşünebiliriz. Ayrıca, yeni okul programlarının açılmasını da bu listeye dâhil edebiliriz. Şu anda, İmam Hatiplerin içinde 100’e yakın proje okul var.
“NE OLACAK BU İMAM HATİPLERİN HALİ” TARTIŞMALARI
İmam Hatiplerin, 28 Şubat sonrasında AK Parti döneminde başlayan hak ve iade itibarı süreci, bir taraftan başka tartışmaları başlattı. Bu tartışmaları 3’e ayırabiliriz.
“İmam Hatiplerde 1970-80’lerde olduğu gibi kaliteli öğrenci ve öğretmen yok.”
“İmam Hatipler, talep ve ihtiyacın çok üstünde bir sayıya ulaştı.”
“Okulların müfredatı, mutedil olmayan gruplara insan kaynağı sağlıyor.”
Yukarıda tırnak içinde paylaştığım cümleler, İmam Hatip tartışmalarında, özellikle menfi görüşlere sahip olanlarca ifade edilmektedir. Üç hususla ilgili görüşlerimi aşağıda özetledim.
İmam Hatiplerde gördüğümüz eğitim sorunlarının önemli bir kısmı eğitimin genel sorunlarından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde okullarda dini hayat ve dini eğitimle ilgili gördüğümüz eksikler de, toplumunuzun bu alanlarda son yıllarda uğradığı değişimi yansıtmaktadır. Yani eleştirilen eksikler, okullara özel bir durum değildir, toplumla ilgilidir. Eğitimin 10’dan fazla paydaşı var. Eskiden bu paydaşların hepsi eğitim sürecine katılırken, bir takım değişimlerin peşinden, eğitimi sadece okul ve öğretmene ait bir ödev olarak algılamaya başladık. Onun için, bazen tuvalet eğitimini dahi okuldan bekleyen ailelere rastlamak mümkün. Bireyi eğiten iklimler ve aidiyetler azaldıkça eğitimden beklentilerimiz, dini hayattaki eksilmeler arttıkça da dini eğitime yüklediğimiz görevler artacaktır. Bu değişimleri doğru yönetmemiz gerekir.
“Okulların müfredatı, mutedil olmayan gruplara insan kaynağı sağlıyor.” iddiası, bir veriden yoksundur, iftiradır. FETÖ ve IŞİD gibi yapılar, en az insan kaynağını İmam Hatipler ve İlahiyatlardan devşirebilmişlerdir. Bu tip yapılar, soru ve sorguyu sevmedikleri için, daha çok, dine yeni girmiş veya dini konularda kitabî bilgisi olmayan insanlara yönelmektedirler. İmam Hatipler ve İlahiyatların müfredatlarında sorunlar vardır, hem de ciddidir, ancak bu sorunun en az ilişkili olduğu alan terör konusudur. Türkiye’deki dini eğitimin sorunlarına dair görüşlerimi pek çok defa ifade ettiğim için bu yazıda o konulara girmeyeceğim.
Çok hızlı İmam Hatip açıldığı eleştirisinde haklılık payı var gibi gözüküyor. Aslında “ihtiyaç fazlası okul” hem orta öğretim hem de üniversitede pek çok okul türü ve bölüm için geçerli. Gerçekten ihtiyaç fazlası İHO/L varsa, bu durum zamanla ortaya çıkacak ve fazla olan okullar başka okul türlerine dönüştürülecektir. Ancak, İmam Hatiplerde başarı arttıkça, ilk başta, fazla açılmış gibi gözüken okulların zamanla sayıca yetersiz kalma ihtimali de var.
DOST VE DÜŞMANLARA GÜZEL HABERLERİM VAR
Yukarıda “İmam Hatiplerdeki eğitim sorunlarının bir kısmı eğitimin genel sorunlarından kaynaklanmakta, okullardaki dini eğitimle ilgili eksikler de, toplumunuzun dini alanda uğradığı değişimi yansıtmaktadır.” diyerek, İHL ile ilgili sorunların okullara ait değil topluma ait olduğunu söylemiştim. Peki, İmam Hatiplere özgü sorunlar yok mu? Var elbette. İmam Hatiplerin; okul programları, müfredatlar, eğitim kadroları, kültürel ve sosyal ortamlar, okullara yüklenen fonksiyonlar, öğrencilerin hayata bakışları ile ilgili sorunlar var.
İmam Hatiplerle ilgili sorunları kim çözecek? Sorunları dert edinenler var mı?
Son 3-4 yıldır yüze yakın liseli grupla seminerlerim oldu. Bunların içinde İmam Hatipli gençler de var. Her yıl İmam Hatiplerde iyiye giden bir değişimin olduğunu görüyorum. Bu değişimin, iyiye gidişin, nitelik artışının arkasında çok sayıda aktör var. Okul Aile Birlikleri, Mezun Dernekleri, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, TÜGVA, TÜRGEV, AGD, TİMAV gibi onlarca kuruluş pek çok okul türünün yanı sıra, eğitimi destekleme çalışmaları arasında, İmam Hatiplerde de nitelik arttırıcı işler yapıyorlar. Bunların bir kısmı zaten özellikle İmam Hatipler için kurulmuş yapılar. Bu sivil yapıların haricinde Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünü de, İmam Hatiplerde eğitimin kalitesini arttırmak için ciddi çalışmalar yaptığını söylemeliyim. Din Öğretimi Genel Müdürü Nazif Yılmaz ve ekibi, İmam Hatiplerle ilgili çalışmalarından dolayı övgü ve teşekkürü fazlasıyla hak ediyor.
İmam Hatiplerde eğitimle ilgili sorunları çözmek ve nitelik arttırmak için yapılan çalışmaların gittikçe çoğaldığını söylemeliyim. Mesela 27-28 Ocak 2017 tarihlerinde TİMAV’ın Konya’da iki gün süren Din Eğitimi Çalıştayı’nda İmam Hatipler konuşuldu. TİMAV’dan bir hafta önce de İstanbul’da yine benzer amaçlarla ÖNDER tarafından Öğretmen Çalıştayı düzenlenmişti. Daha önceki aylarda da Üsküdar’da YEKDER tarafından düzenlenen Sivil Din Eğitimi Çalıştayı’nda da din eğitiminin geneli ve İmam Hatipler konuşulmuştu. Ben, sadece son 2-3 ay içinde, İmam Hatiplerle ilgili katıldığım bazı çalışmaları yazdım. Söyleyeceğim şudur, İmam Hatip camiası harıl harıl, okulların kalitesi her anlamda yükselsin diye uğraşıyor. Önümüzdeki yıllarda İmam Hatiplerde nitelik daha da artacak. İmam Hatip dostları sevinsin, İmam Hatip muhalifleri de sevinsin. Çünkü İmam Hatipler bu memleketin okullarıdır, İmam Hatiplerdeki iyileşme Türkiye’nin eğitim niteliğini arttıracak ve diğer okulları da tetikleyecektir.
Peki, bunları anlattığıma göre …