Makedonya’nın Ay Yıldızları: Yücelciler Hareketi

Fikir
Yücelciler hareketi siyasi bir hareketten çıkmış, bölgedeki Türkleri kominizm rejiminden koruyan, milli benliklerini hatırlatan ve bir çatı altında toplayan entellektüel bir hareket olmuştur. Bugün’ün...
EMOJİLE

Yücelciler hareketi siyasi bir hareketten çıkmış, bölgedeki Türkleri kominizm rejiminden koruyan, milli benliklerini hatırlatan ve bir çatı altında toplayan entellektüel bir hareket olmuştur. Bugün’ün Makedonya Türk edebiyatının varlığı Yücelciler sayesinde olmuştur.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Osmanlı’nın Balkan topraklarından çekilmesinin ardından burada yalnız kalan Türk toplumu diğer Slav kökenli toplumlara göre azınlık statüsünde kalmıştı. Sonra kurulan devletler de ise Türkler bu topraklarda istenilmediği için haksızlıklar ve baskılara maruz kalmışlardır. Baskı ve zorlamalara karşı merkezi Üsküp olan yardımlaşma dernekleri kurulmuştur. Bu yardımlaşma dernekleri, Türkler’in baskıcı politikalardan etkilenmemesini sağlamaktı. Bu yardımlaşma derneğinin adı da “Yücelciler” olmuştur. Yücel ismini seçmeleri ise Türkçe de “fazilet, iman ve kamil insana doğru yöneliş” i ifade ettiği için bu  ismi tercih etmişlerdir.

Mehmed Ardıcı’nın kitabından okuduğum bilgiler de; bu Teşkilattan dört kişi zamanında İsmet İnönü’nün yanına giderek yardım istediklerini dile getirmişler. Fakat İsmet İnönü ise “Misakı Milli sınırları içinde olmayan Türkleri kabul etmiyoruz” sözü ile yalnız kaldıklarını anlamışlardı.

Yücelciler, 1941 yılında Makedonya’da Türklere karşı yapılan haksızlıklara karşı durmak, Makedonya Türklerinin millî ve dinî varlıklarını korumak ve yaşatmak üzere faaliyetler yürütmek için bir araya gelen aydınların oluşturduğu toplumsal bir hareket olarak tanımlanabilir. Yücel mensubu olmak isteyenlerin Kuran, Bayrak ve silah üzerine el basarak ettikleri yeminin bir bölümü şöyledir: “Türklük, Türkiye Cumhuriyeti menfaatleri için gerekirse kanımın son damlasına kadar çarpışıp canımı vereceğim.” Teşkilat tamamen Türk şuuru ve bilinci doğrultusunu ideoloji olarak belirlemiştir. O dönemde bir zaruret olarak oluşan ve milli kimliklerinin korunması talebiyle oluşan teşkilatın kurucu üyeleri; Şuayp Aziz, Şerafettin Ferid, Nazmi Ömer, Muzaffer Ahmet, Fettah Süleyman Pasiç ve Mehmet Dalip‟tir. Resmi belgelere de yansıdığı kadarıyla bir ara köylere kadar nüfus eden Yücelciler‟in sayısı beş yüze ulaşmıştır, ancak faal üyesi elli kadar olduğu belirtilmektedir.

Balkan Türkleri için başarı elde eden Yücelciler  milli şuuru kuvvetlendirmek için Türk okulunu, radyosunu ve gazetesini çıkartmıştır. 23 Aralık 1944 yılında kurulan gazetenin adı “Birlik”tir, birlik olmasının sebebi ise bölgedeki Türk azınlıklarını bir olup beraber hareket etmelerini sağlamalarını istedikleri için bu ismi ön görmüşlerdir. Birlik gazetesinin ambleminde çift minareli bir caminin konmuş olması İslami değerlere bağlılığın da bir göstergesiydi. Yüceliler teşkilatının gazete gibi bir ilke daha imza attıkları ilk Türk okulu açılmıştır. Tefeyyüz adında ki bu okul günümüzde de eğitim-öğretime devam etmektedir. Üsküp radyosunda ise Türkçe yayınlar yapmakta ve eğlence programları yaparak milli benliği uyandırmaya yönelik hareketlerden bazıları olmuştur. Ayrıca milli bütünlüğü oluşturma noktasında Türkiye’den elde edilen önemli edebi eserleri Yugoslavya topraklarına getirmişlerdir. Atatürk’ün Nutuk’u başta olmak üzere, Mehmet Akif’in Safahat’ı, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Namık Kemal’in eserleri ve Yahya Kemal Beyatlı’nın şiirleri en çok okutulan eserler arasında yer almaktadır.

Yücelciler hareketi siyasi bir hareketten çıkmış, bölgedeki Türkleri kominizm rejiminden koruyan, milli benliklerini hatırlatan ve bir çatı altında toplayan entellektüel bir hareket olmuştur. Bugün’ün Makedonya Türk edebiyatının varlığı Yücelciler sayesinde olmuştur.

Gelişmelerden rahatsız olan Yugoslav hükümeti apar topar tutuklamalara ve soruşturmalara başlarlar, ilk tutuklamalar  1947 yılında başlar. Makedonya’da yaşayan Türkleri Makedonya Halk Devletine karşı organize etmek, devlet düzenini değiştirmeye yönelik eylem hazırlığında olmak gibi asılsız iddialarla yargılandılar. İlk grup tutuklunun mahkemesi 19 Ocak 1948’de başladı. Bu süreçte basın yoluyla ve hoparlörler kullanılarak  Yücelciler aleyhinde kamuoyu oluşturmak istemişlerdi.

27 Ocak 1948 tarihinde taraflı mahkeme neticesin de; Şuayb Aziz, Ali Aburrahman, Nazmi Ömer Yakup ve Adem Ali  haksızla yürütülen mahkemenin kararına göre idam cezasına   çarptırılılar. Aynı gün içerisine Güreler Köyü çevresinde “Suşitsa” köyünde şehit edilirler. İdam cezasından sonra  çokça Yücelci sürgün ve hapis cezalarına mahkum edilmiş, böylece Yücelciler Teşkilatının  sonunu getirmişlerdir.

Yusuf KORKMAZ