“Gerçek aydın kimdir onu anlamamız lazım”

Fikir
Piyanist Tuluyhan Uğurlu,“Horasan’dan Anadolu’ya Sevgi Yansımaları: Anadolu Erenleri” eserini ilk kez sunduğu Konya’da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hoca Ahmet Yesevi...
EMOJİLE

Piyanist Tuluyhan Uğurlu,“Horasan’dan Anadolu’ya Sevgi Yansımaları: Anadolu Erenleri” eserini ilk kez sunduğu Konya’da AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hoca Ahmet Yesevi anısına hazırladığı çalışmasını anlattı.

Eserini, bazı değerlere dikkati çekmek için hazırladığını belirten Uğurlu, “Öyle bir aydın profili oluştu ki bunlar nereden çıktı anlamıyorum. Biz bunlarla aynı okullarda okuduk fakat geleneklerine, inançlarına, bu toprakların değerlerine düşman, kendini aydın olarak adlandıran tipler tezahür etti ve bunların sayısı artıyor” diye konuştu.

Özünü unutan aydın profilinin karşısında gerçek sanatçıların durabileceğini dile getiren Uğurlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Toplumun kaybettiği değerleri tekrar hatırlatmak için çalışıyorum. Nedir o değerler? Anadolu’yu var eden, insanı insan yapan değerler, hoşgörü, sevgi kardeşlik, ilme, irfana, sanata, düşünceye, farklı inançlara hürmettir. Bunları hatırlatanlar kim, Horasan erenleri, Hoca Ahmet Yesevi’den başlayan o muhteşem akım. Hacı Bektaşi Veliler, Yunus Emreler, Mevlanalar, Karacaoğlanlar, Pir Sultan Abdallar, Köroğlular derken, günümüze kadar devam eden bir akım var. Bunu kaybetmememiz lazım. Bu değerler sadece bizim değil, bütün dünyanın rehberleridir. Amerika da bu insanlık kaidelerine uysa çok daha fazla gelişecek, Rusya da Çin de.”

  “Unuttuğumuz değerleri hatırlamalıyız”

Anadolu temasını eserlerinde işleyerek, gerçek aydının kim olduğunu sorguladığını vurgulayan Uğurlu, “Öncelikle unuttuğumuz değerlerimizi hatırlamamız, gerçek aydın kimdir onu anlamamız lazım. Gerçek aydınlar; Hacı Bektaşi Veliler, Yunus Emreler, Mevlanalar, Şemslerdir. Hoca Ahmet Yesevi ise suyun kaynağıdır. İstanbul’da ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ebedi misafirlerimiz olan sahabeler bulunuyor. Ebu Derda’ya, Halid Bin Zeyd’e yani Eyüp Sultan’a göndermeler yapıyoruz. Köşe taşı olan İstanbul ve Anadolu erenleri yolundan yürüyerek sağlam temellere dayalı bir bina inşa ediyorum” dedi. 

 “Trafikteyken Mevlana’yı düşünün”

Uğurlu, insanların hayatlarının her anında Mevlana’yı hatırlaması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: 

“Mevlana’yı sadece Şeb-i Arus’ta değil, her gün hatırlamaya çalışalım. Ben öyle yapıyorum, herkese de bunu tavsiye ediyorum. Mesela araba kullanırken Hazreti Mevlana’yı aklınızdan çıkartmayın, o zaman trafikte hiçbir sıkıntı yaşamazsınız. Yolda yürürken Hazreti Şems’i hatırlarsanız kimseyle takışmazsınız. Memleketi idare ederken Hacı Bektaşi Veli’yi, muhalefet yaparken Hacı Bayramı Veli’yi hatırlayalım, o zaman her şey olumlu olur.”

“Globalleştim, küreselleştim) diyorsun ama daha komşunu tanımıyorsun”

İnsanlığın şahlanışının içi dolu şahsiyetlerin varlığı ve Anadolu sayesinde olacağını aktaran Uğurlu, “Değerlerimizi kalın çizgilerle çizip, tekrar ilkokuldan çocuklara öğretmeye başlamalıyız. Manevi eğitim çok önemli. İnançlarımızı öğrenmemiz gerekiyor. Medeniyetimizin başka bir çıkışı yok. Önce kendimizi öğreneceğiz. Sen kendini öğrenmeden dünyayı nasıl öğreneceksin? ‘Globalleştim, küreselleştim’ diyorsun ama daha komşunu tanımıyorsun. Onlarla tanış olmamışsın ama Amerika’daki adamın hakkını savunmaya kalkıyorsun, olmaz. Önce yanındakinin hakkını savunmayı öğren” değerlendirmesinde bulundu.

Eserini Konya’dan sonra İstanbul’da sunacağını, ardından Ortadoğu’ya taşımayı planladığını dile getiren Uğurlu, “Mutlaka Amman, Beyrut ve Cidde’de, Balkanlar’da konser gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Savaşın bitmesiyle Şam’da, Bağdat’ta konser vermeyi hayal ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Piyano Batı enstrümanı değildir”

Uğurlu, piyanonun bir Batı enstrümanı olmadığına işaret ederek, şöyle devam etti:

“Piyano, başına hangi dünya görüşünden veya hangi medeniyete ait biri oturursa onu yansıtıyor. Ben kendi eserlerimi çalıyorum. Beethoven, Chopin ve Bach çalsam; evet Batı enstrümanı olur ama Anadolu bozlağı çalıyorum, bağlama çalınıyormuş sanıyor insanlar. Ya da bir solo çalıyorum, kanun taksimi mi yapıyor diyorlar.”

Ramallah’ta geçen yıl konser verme imkanı bulduğunu anlatan Uğurlu, “O günlerde ‘bu konseri Gazze de yap, o küçük çocukların oyun oynarken katledildiği yerde ver’ demişlerdi. Bilmiyorum bir gün gerçekleşir mi ama bir barış elçisi gibi Ortadoğu’ya gidip konserler vermekten büyük mutluluk duyuyorum” diye konuştu.