Türk Mimarisinin Tarihi Malazgirt’le Başlar

Etkinlikler
Prof. Dr. Sadettin Ökten, “Medeniyet ve Mimarlık” başlıklı seminerinde, Türk mimarîsinin tarihinin Malazgirt zaferiyle başladığını ve ‘Malazgirt serüvenini çok ciddiye aldığını...
EMOJİLE

Prof. Dr. Sadettin Ökten, “Medeniyet ve Mimarlık” başlıklı seminerinde, Türk mimarîsinin tarihinin Malazgirt zaferiyle başladığını ve ‘Malazgirt serüvenini çok ciddiye aldığını’ belirterek, “Tarih kitaplarına baktığım zaman daha önceki maceranın çok net olmadığını görüyorum; gerek mekân itibariyle, gerek üslûp itibariyle, gerek imkân ve irade itibariyle.” dedi.

1071 ve sonrası

Prof. Dr. Sadettin Ökten, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından İstanbul Tasarım Merkezi’nde düzenlenen “Medeniyet ve Mimarlık” başlıklı seminerler dizisinin ikincisinde, Anadolu Selçuklu dönemine ait mimarî eserler hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Seminerlerinin temel maksadını, ‘Mimarlık bir biçim ama onun arkasında bir bilinç var. Bu bilinç de kendiliğinden ortaya çıkmıyor, uzun bir tarihsel sürecin sonucudur tezini ifade etmek’ olarak özetleyen Prof. Ökten, “Dolayısıyla, bir başka biçimi alıp kullandığınız zaman, o biçim sizin hayat serüveninizin ürünü olmadığından, yapay, sahte, suni, tutarsız kalıyor” dedi.

Türk mimarîsinin tarihinin Malazgirt zaferiyle başladığını ve ‘Malazgirt serüvenini çok ciddiye aldığını’ belirten Ökten, şöyle konuştu:

“Tarih kitaplarına baktığım zaman daha önceki maceranın çok net olmadığını görüyorum; gerek mekân itibariyle, gerek üslûp itibariyle, gerek imkân ve irade itibariyle. Medeniyetlerin var olduğu bir coğrafyada tarih sahnesine çıkışımız, 900’ler, Selçuk Ata 1000’ler, Alparslan da 1071. Tarih sahnesine çıktığımız yer Horasan. Hemen altında İran, ırak, Suriye. Buraları, medeniyetlerin beşiği olan yerler. Buradaki mimarî eserler, (benimkisi bir heveskâr sözüdür onu da unutmayın; bir amatör sözüdür) büyük ihtimalle, iyice incelendiği zaman, İran mimarîsinin, Arap mimarîsinin, Hint mimarîsinin büyük etkisi altındadırlar ama 1071’den sonraki macerayı şimdi biraz daha yakından görmeye çalışacağız.”

Prof. Ökten, mimarlığın, sanatın bir boyutu olduğunu belirterek, mimarî eserlerin diğer sanat eserlerinden farklı olarak herkes tarafından görülen ve kullanılan eserler olduğunu söyledi. Ökten, “Bir şiiri, bir mûsıkîyi, bir hattı, bir resmi, bir tezhibi belli insanlar görüyor ve çok da kullanılmıyor bunlar; ama mimarlık öyle değil. İnsan, bizzat giriyor ve kullanıyor. Böyle bir boyutu da var. Bir mimarî eseri saklamak da mümkün değil. Çirkin olsa da saklayamazsın, güzel olsa da saklayamazsın. Böyle bir şansı ya da şanssızlığı var mimarînin.” dedi.

Ökten daha sonra, mimarî süreci tarihî akışın içerisine oturtabilmek için, 1071’den sonraki tarihî gelişmeleri özetledi.