Simit, Çay ve Peynir Kitap Oldu

Etkinlikler
‘Nimet Geldi Ekine’, ‘Ölmez Ağacın Peşinde’, ‘Süt Uyuyunca’ ve ‘Silivrim Kaymak’ adlı kitapların yazarı Prof. Dr. Artun Ünsal’ın bu kez de ‘...
EMOJİLE

‘Nimet Geldi Ekine’, ‘Ölmez Ağacın Peşinde’, ‘Süt Uyuyunca’ ve ‘Silivrim Kaymak’ adlı kitapların yazarı Prof. Dr. Artun Ünsal’ın bu kez de ‘Susamlı Halkanın Tılsımı’ adlı kitabı yayımlandı. Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan, Orhan Cem Çetin’in fotoğraflarıyla zenginleşen kitap, kültürümüzün bir parçası olan simidi konu ediniyor.

"İstanbul’da yaşayan, bu kente yolu düşen herkes bir şekilde üzeri bol susamlı ya da susamsız simitlerin tiryakisi olmuş, keyifle tatmıştır. Bir anda açlık bastırınca imdat niyetine, kimi zaman cebinde birkaç kuruş kalmışken yemek yerine, bütün gün çalıştıktan sonra bir taşıttan ötekine aktarma yapıp eve dönerken insanın ‘içi ezilince’ ya da bir pazar günü sıcacık aile sofrasında kahvaltı edilirken, özenle hazırlanmış ev reçelleri ve çarşıdan alınmış güzel peynirlerin yanına, sokağın keyifli lezzetini de içeri buyur ederken, simit her zaman baş tacımızdır. Sadece geleneksel simitler mi? Kandil simitleri, şekerli simitler, şimdilerde satılmaya başlanan zeytinli, peynirli, sucuklu, sosisli ay çekirdekli, tahıllı simitler, hatta kepekli undan yapılanlar…

Geleneksel fırınların üretimi dışında artık en son teknoloji ve modern pazarlama yöntemleriyle satışa sunulmasına karşın, simit aslında hakkında çok az şey bildiğimiz bir yiyecektir: Simit sözcüğü nereden çıkmış, simidi ilk kimler yapmış, simidin kültür tarihimizdeki yeri, geleneksel simitlerin şimdilerde yapılanlardan farkı, simit çeşitleri, üretim tekniklerinde yüzyılları kapsayan evrim ve değişmenin boyutları, simidin çay ve peynirle ilk buluşması üzerine bilgi dağarcığımızı genişletmek gerekir. Dünya gittikçe küreselleşirken ve yerel kültürel zenginliklerimizi gelecek kuşaklara aktarmanın taşıdığı önem ortadayken, neredeyse genlerimize geçmiş simit alışkanlığımız, daha doğrusu aşkımız da ihmal edilmemelidir."