“Genç İnisiyatif” öncülüğünde gerçekleştirilen etkinlikte bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşları, Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin idama mahkum edilmesini protesto etti.
Mursi’nin resimlerinin bulunduğu maskeleri takıp “Defol Sisi, seninleyiz Mursi”, “Zulme karşı direneceğiz” ve “Bütün firavunlar için bir Kızıldeniz vardır” sloganları atarak, sık sık tekbir getirdi.
Uluslararası Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak, burada yaptığı konuşmada, hiç kimsenin dünyada olup bitene duyarsız kalma hakkı bulunmadığını belirterek, yapılması gereken ama yapılmayan şeylerden dolayı insanların hesaba çekileceğini söyledi.
Haksızlıklar karşısında susmamanın öğrenilmesi gerektiğini aktaran Dilipak, “Dün demokrasi ve insan hakları dersi verenler, Mısır’daki darbe karşısında, darbeye, ‘darbe’ diyemediler. Darbeciye, ‘darbeci’ diyemediler. ‘Demokrasi’ dedikleri, ‘insan hakları’ dedikleri meğerse bir makyaj malzemesiymiş. Meğerse onlar, helvadan birer putmuş acıktıkça yedikleri. Hala o darbeci iş başında ve hala Avrupa, Amerika, gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. Mübarek dedikleri adamı serbest bırakıyorlar. Halkın iradesiyle seçilen Mursi gibi bir adamı, mahkum etmeye kalkıyorlar. Batı suçüstü oldu. Demokrasi onlar için bir illüzyonmuş. Sadece oltaya taktıkları bir yemmiş” diye konuştu.
Dilipak, dünyada 22 Arap ülkesinin bulunduğunu ifade ederek, bunların arasındaki sınırların gerçek olmadığını, cetvelle çizildiğini kaydetti.
Bu rejimleri Arap halkının istemediğini ve seçmediğini anlatan Dilipak, şunları söyledi:
“Bunlar Arap halkının meşru temsilcileri değil, bu sınırlar halkların adeta bir hapishanesi, ‘iktidar’ diye o ülkelerin başına geçirilenler, dün İngilizlerle, Fransızlarla iş birliği yapıp, Osmanlı’ya ihanet eden Arap çetelerinin çocukları. Onlar, Arap halkının meşru temsilcileri değil. Araplar, Kürtler, Türkler, biz kardeşiz. Mısır’ın gerçek temsilcisi tüm Müslümanları kardeş bilen Mursi’dir. Buna karşı gelenler, aslında Mursi nezdinde Müslüman ümmete savaş açmışlardır. Mursi, Müslüman ümmeti adına bugün savunmasını yapıyor. Bugün buraya kardeşliğimizi ifade etmeye geldik. Bu meseleye bir din meselesi olarak bakmanız gerekiyor. Eğer Mısır’da Mursi olmasaydı, eğer Hristiyan bir topluma bu zulüm yapılmış olsaydı, yine bizim safımız mazlumlardan yana olmalıydı. Çünkü biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelirse yönelsin mazlumdan yana oluruz. Onun için Mısır davası, bizim için bir insanlık davasıdır.”
Ammar Biltaci: “Direniş devam ediyor”
Rabia katliamının sembol ismi haline gelen Esma’nın erkek kardeşi Ammar Biltaci de Rabia şehitlerini unutmadıklarını ve unutmayacaklarını ifade ederek, Mısır’ın cezaevlerinde darbeden bu yana 40 bin tutuklunun bulunduğunu belirtti.
Babasının, kardeşinin ve birçok arkadaşının da tutuklular arasında bulunduğunu hatırlatan Biltaci, hepsinin tutuklanmasının nedeninin zalim darbeye karşı durmaları olduğunu dile getirdi.
Biltaci, Rabia’da bulunan gençlerin silahları olmadan çetelere karşı göğüslerini siper ettiklerini vurgulayarak, “Binlerce şehide ve binlerce tutuklamalara rağmen, halen sokaklarda ve caddelerde binlerce insanın direnişi devam ediyor. Bir süre önce hüküm verildi ama Mısır’da herhangi bir hükümet, herhangi bir yasal zemin yoktur. Yüzden fazla kişi hakkında idam kararı verdiler. Davalardan biri Filistin halkı için Hamas’la olan iş birliğiyle ilgiliydi. Çünkü darbeciler, Filistinlilerle olan bu iş birliğini bir suç olarak görmekteler. Bu nedenle Filistin davasına destek verenlere, idam kararı vermişlerdir. Bizler size darbecileri düşürene kadar yolumuza devam edeceğimizin sözünü veriyoruz” ifadelerini kullandı.
Ersoy: “Sisi’ye meşruiyet kazandırılmaya çalışılıyor”
TRT Kahire Muhabiri Mehmet Akif Ersoy ise daha önce Batı’nın, ABD’nin ve diğer küresel güçlerin Mısır’daki darbeye izin vermeyeceğini düşündüklerini belirterek, ancak durumun öyle olmadığını söyledi.
Özellikle Körfez ülkelerinin, küresel ve siyasal desteğiyle bir darbenin gerçekleştirildiğine işaret eden Ersoy, başta ABD olmak üzere birçok ülkenin darbeci Sisi’ye meşruiyet kazandırma çabasına girdiklerini dile getirdi.
Ersoy, başta Türkiye olmak üzere çok az ülkenin darbeye karşı çıktığının altını çizerek, bunun bile övünç kaynağı olduğunu bildirdi.
Konuşmaların ardından, meydana kurulan bir darağacı ateşe verilerek, tekbirler eşliğinde yakıldı. Daha sonra, Berat Kandili dolayısıyla topluca kılınan akşam namazında, Muhammed Mursi ve Mısır’daki diğer tutuklular için dua edildi.