Kâğıttan haiku’lar

Etkinlikler
Osmanlı’da kaat’ı, Japonya’da kirigami olarak bilinen geleneksel sanat biçimlerini andıran bir yöntemle kâğıttan sahneler ve öyküler kurgulayan Nermin Er, ikinci kişisel sergis...
EMOJİLE

Osmanlı’da kaat’ı, Japonya’da kirigami olarak bilinen geleneksel sanat biçimlerini andıran bir yöntemle kâğıttan sahneler ve öyküler kurgulayan Nermin Er, ikinci kişisel sergisiyle Galeri Nev’de. Nermin Er ilk sergisini de Nev’de (Maçka’da) açmıştı, 2004’te; sonradan yurt içinde ve dışında çeşitli sergilerde yer aldı ve dikkat çekti; ama sanırım esas bu sergisi Mısır Apartmanı faktörünün de etkisiyle- son yılların en özgün genç sanatçıları arasında yer alan Er’in daha geniş bir kesim tarafından tanınmasını sağlayacak. Aslında şu da var ki dolaylı da olsa- hepimiz bir şekilde aşinayız Nermin Er’e; yarattığı animasyon karakterlerinden. Turkcell tavuğunu ya da Pınar’ın beyin, kemik, bağırsak kuklalarını hatırlarsınız! Nermin Er’in işi, bu tür karakterler yaratmak. Onları şekliyle şemaliyle hayal etmek, hatta bazen onlara ses vermek.

Sanatı ise, gündelik hayatımızın bir parçası haline gelen bu ilginç karakterlerden çok daha fazlasını vaat ediyor izleyiciye: Kâğıttan yaptığı, ışık ve gölgeyle canlandırdığı kent ya da doğa görünümlerinde müthiş bir mizah duygusu; ayrıca müthiş bir ‘iç dünya’ var. Bu ‘iç dünya’, sanat yapan her sanatçıda aslında hayır, açıkçası rastlamadığımız bir doğal yaratıcılığa, özgünlüğe ve özgürlüğe karşılık geliyor. Böyle durumlarda izleyici, bir başkasının kendi kabuğunda kurduğu dünyaya tanıklık edebilmiş olmaktan sevinç duyuyor, bazı sanatçılar için aslında serginin bahane olduğunu keşfediyor.

Son moda kavramların ve yöntemlerin peşine içselleştirmeden ‘düşen’ genç sanatçıların aksine, kendi yolunu arayıp bulmanın mümkün oluşunu gözler önüne sermesinin çekiciliği de var Nermin Er’de. Bir de tabii, yılların ağır teorik ve anti-estetik sanatsal yaklaşımları yerini bugünün çoğulcu atmosferine bıraktığından beri farkındasınızdır, hayal gücüne, el emeğine ve elbette ki çağdaş bir anlamda estetiğe belirgin bir genel yönelim de var.

Bir zamanların dekoratif, ‘minör’, zanaat olarak görülen üretim biçimlerini yeni, yaratıcı biçimlerde daha sık görmeye başlamamız kuşkusuz bu eğilimin bir sonucu. Osmanlı’nın kaat’ı sanatı bugün artık yok, Japonların kirigamisi ise, bugün dünyada çok az kişinin ciddi anlamda uğraştığı bir sanat dalı. Bu açıdan bakıldığında Nermin Er’i, zanaatla bağı olan ama maharet gösterisine kalkışmayan, eskinin gölge tiyatrolarını anımsatırken sonuçta bir sinema çocuğu olduğunu ya da ‘manzara’ üretirken doğayı her kent insanı gibi zihninde ancak hayali bir atmosfer gibi taşıdığını ortaya koyan çağdaş bir gelenek yorumcusu olarak nitelendirebiliriz.

Mimar Sinan mezunu Nermin Er’in, aldığı geleneksel heykel eğitimini nasıl tersyüz ettiğini gözlemlemek de ilginç: Boş ve dolu oylumların üç boyut içinde düzenlenmesi, ışığın etkilerinin hesaplanması, dokusal etkilerin gözetilmesi ve ancak bir heykeltıraşın dikkat edeceği daha pek çok ayrıntı, Er’in kâğıttan kurguladığı üç boyutlu dünyanın teknik anlamda mükemmel görünmesinin başlıca nedeni.

İlk sergisinde tümüyle durağan kutucuklar sergilerken, biraz daha büyük boyutlu çalıştığı bu ikinci sergisinde harekete yer vererek bir ritm duygusu da sağlamış Er, böylece yarattığı sahneleri zaman zaman hareketli çizgi romanlara dönüştürmüş. Yaşadığımız şu görsel bombardıman çağında Nermin Er’in ‘kâğıttan haikular’ı mı demeli, adeta birer hayal kurma enstrümanı: Sokaklarda, ormanlarda, odalarda, odacıklarda ağaçlar, denizler, aylar, atlar, fareler, domuzlar, ceylanlar, insanlar; hayali atmosferlerde hayali durumlar; içine çekileceğiniz bazen şiirsel, bazen komik dünyalar. Ama zannetmeyin ki bu büsbütün pembeşeker bir dünya. Yakından bakın. Ve kesinlikle kaçırmayın!

Nermin Er’in sergisi 14 Şubat’a kadar Galeri Nev Mısır Apartmanı’nda. Pazar ve Pazartesi hariç her gün 11.00-18.30 arası.
Tel: 0212 252 15 25

Ahu Antmen