Röportaj: Yılmaz Yılmaz
Okur Kitaplığı yayın hayatına şubatta başladı. Her ay iki ya da üç kitap basarak da devam ediyor yoluna. Yayınevi piyasasında daralmanın, krizin etkilerinin olduğu günlerde böylesi bir işe girişmek doğrusu takdire şayandır.
Okur Kitaplığı’nın sahibi Ahmet Kurt ile yayıncılığı ve projelerini konuştuk.
Okur Kitaplığı yayın dünyasına hızlı girdi. Güzel eserler yayınlıyorsunuz. Neden kuruldu Okur Kitaplığı?
Aslında bu sorunuzun cevabı yayınevimizin isminde saklı; “Okur Kitaplığı” adından da anlaşıldığı gibi okumayı dert edinmiş ya da şöyle ifade edelim, okumayı hayatın ta kendisi olarak düşünen her seçkin okura hizmet etmek onunla yol ve yoldaş olmak için kuruldu.
İkinci amacımız genç kalemlere kapı aralamak, gençlerin toplumun atardamarı olduğunu düşünüyorum. Nitelikli dosyaları olan genç kalemlere kapımızın sonuna kadar açık olduğunu sürekli ifade ediyoruz. Tabi, genç kalemlerle birlikte usta kalemlerle de okuru buluşturmak hedefimiz. Okurun da bu birlikteliği destekleyeceğine şüphem yok.
İki şiir, iki öykü, bir roman ve bir düşünce kitabı yayınladınız şimdiye kadar. Tepkiler nasıl? Kitaplara ilgiden memnun musunuz?
İyi işler yapmayı en belirgin duruşumuz olarak belirlemiştik en başta. Bu doğrultuda da adımlarımızı attık ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Doğrusu, bu kadar ilgi ve alakanın olacağını tahmin etmiyorduk. Gerçekten çok olumlu tepkiler alıyoruz. Tabii bu bizi mutlu ediyor. Devamında iyi işler yapma kararlılığımız sürdürmek adına çok önemli bu tür tepkiler.
Şiir kitabı okuyucusu azdır. Yayınevi olarak şimdiye kadar iki şiir kitabı yayınladınız. Şiir kitaplarının devamı gelecek mi?
Üzülerek ifade edeyim ki ülkemizde şiir kitaplarına ilgi dibe vurmuş durumda. Ancak bütün bu olumsuzluklara rağmen nitelikli şiir kitaplarını yayınlamaya devam edeceğiz. Biz karanlığa küfretmek için değil bir mum yakmak için bu yola koyulduk. Şiirsiz bir toplum düşünülemeyeceğini ve düşünmediğimizi ifade etmek isterim. Şiire bir ilgisizlik yok aslında, sadece ‘şiir kitapları satmıyor’ gibi bir önyargı oluştuğundan bir kısır döngüden bahsetsek daha doğru olur. Yani, yayıncı, dağıtımcı ve kitapçılarla okurun yeniden birlikteliği gereklidir. Şiir kitabı dosyasını yayınlatamayan birçok şair var ama o şair bu kısır döngünün aşılmasına ne kadar katkıda bulunuyor; bu durumun konuşulması gerekir. Biz bu kısır döngünün aşılması için adımlar atıyoruz. Şiir kitapları yayınlamaya devam edeceğiz. Bundan sonrasını ise şairlere ve şiir okurlarının takdirine bırakıyoruz.
Birçok yayınevi dağıtım problemi yaşıyor. Okur Kitaplığı’nda durum nasıl şu an?
Maalesef dağıtım bütün yayıncılar için ciddi bir sorun. Okur Kitaplığı olarak bu sorun aşmaya çalışıyoruz. Zaman içerisinde bu sıkıntıyı kısmen de olsa çözeceğimize inanıyoruz.
Yayınevi olarak yeni projeleriniz var mı?
Bu ay sonu nasip olursa, Hakkı Özdemir’in Mutsuzluk Fotoğrafları isimli romanı, Metin Önal Mengüşoğlu’nun ‘İstanbul Hikâyeleri’ isimli öykü kitabı, Cevat Akkanat’ın ‘Edebiyat Hayat Memat’ isimli deneme kitabı ve Orhan Tepebaş’ın ‘Kadim Kapı’ isimli şiir kitabı yayınlayacağımız eserler arasında yer alacaklar.
Yaz sezonu bittikten sonra gündem oluşturacak çok güzel dosyalarımız var. Birçok usta ve genç kalemin yeni eserleri ile Eylül ayından itibaren yayınlarımız arasında yer alacaklar. İnşallah, Eylül ayından itibaren Tarih ve Felsefe alanlarında da yeni eserler yayınlamayı düşünüyoruz. Nitelikli yayınlarımız bundan sonra da sürecektir.
