Fotoğrafçı Yusuf Sevinçli‘nin Galeri InSitu‘da açılan ‘İyi Köpek’ başlıklı sergisi, İstanbul’un değişen yüzüne, kentin gayri insanileşen yapısına işaret ediyor. Sevinçli, İstanbul’un artık Metropolis filmindeki atmosferi aratmadığını düşünüyor
Türkiye’de iyiden iyiye önemi anlaşılan çağdaş sanat alanında fotoğrafın yeri yadsınamaz. Genel olarak fotoğrafın gerçeklikle olan ilişkisinden yararlanılarak eserler üreten sanatçıların yanında, bu alana katkı sağlayan, ama kendisini daha çok fotoğrafçı olarak tanımlayan isimler de mevcut. Daha çok foto-röportaj refleksleriyle çalışan ama vizyonel anlamda daha yenilikçi olan bu isimlerin sayısı, özellikle galerilerin kapılarını, bundan beş yıl öncesine göre daha sık açmasıyla artmaya başladı. Galeri InSitu‘da açılan ‘İyi Köpek’ başlıklı serginin sahibi genç fotoğrafçı Yusuf Sevinçli bu isimlerden biri. Sevinçli, daha önce karma sergilerde karşımıza çıkan bir fotoğrafçı. Fotoğrafları Yunanistan, Rusya, İtalya, Hollanda ve Avustralya‘da sergilerde yer aldı. Son olarak da İstanbul Modern’de gerçekleştirilen ‘İçimizdeki Zaman’ adlı sergide çalışmaları karşımıza çıktı. ‘İyi Köpek’ fotoğrafçının ilk kişisel sergisi… 35 siyah beyaz fotoğrafın yer aldığı sergi alışılageldiği gibi belli bir konsept üzerinden şekillenmiyor. Ama bire bir de fotoğrafların izleyici üzerinde güçlü bir etkisi bıraktığı kesin. Sokaklar, serginin başrolünde. Ama kapalı mekânlarda çekilen kareler de sergide var. Sevinçli serginin kent ve birey, izolasyon ve toplum gibi kavramlar üzerine politik bir önerme olduğunu düşünüyor.
ADINI KÖPEKTEN ALDI
Sevinçli’ye göre "Toplum kavramının bu kadar parçalandığı ve insanların izole edildiği, kent yapısının bu kadar gayri insanileştirildiği ve sermayenin hizmetine verildiği bir şehirde, distopyaların gerçekleştiği yerde yaşıyoruz." Açıkçası serginin atmosferine sinen bu distopya hissi kendini hissettiriyor. Sevinçli’nin "İstanbul gibi bir şehirde olmak, Metropolis filmindeki atmosferi çok da aratmıyor bana" demesi bu yüzden. 15 Haziran’a kadar açık olan serginin adına gelirsek… Sergi adını köpekli bir fotoğraftan alsa da Sevinçli’ye göre daha fazla anlamı var: "Ben o fotoğraftaki köpeği otoportre olarak görüyorum. Kar altındaki boş yol, şehri ve yaşadığımız modern hayatın zorluklarını, tek başına arayış içinde gibi gözüken köpek de şehirde yaşayan insanı sembolize ediyor. Ama köpeğin iyi olmasının sebebi her şeye rağmen hayatta kalmak istemesi, yaşamsal bir dürtüyü temsil etmesi."