Kiminin raflar arasında saatler geçirdiği kimininse ne aradığını bilerek girdiği, dünyanın kitabını çatısı altında barındıran, müşterileriyle dostluk ve müdavimlik bağı kuran bu kitabevleri, kültür ve sanat dünyasına açılan kapılarımız…
Sizin de, İstanbul‘da Tünel tarafından Taksim Meydanı‘na doğru yürürken karşınıza çıkacak kitabevlerinden birinin müdavimi olduğunuzu düşünerek başlıyorum yazıya… Ada‘dan Beyoğlu Kitapçısı‘na onlarca kitapçı, raflarında dizili duran 10 binlerce kitapla şehrin çekim merkezleri olarak çıkıyor karşımıza. Bunlar arasından, çeşitli özellikleriyle benzerlerinden ayrılanları seçtik bahsetmek için.
Tünel Meydanı‘ndan içeri girip Babylon‘a doğru yürürken sol köşede bulunan Eren Kitap, bölgenin en eskilerinden. 1950‘li yıllarda Sahaflar Çarşısı‘nda yer alan kitabevi 1989‘dan beri Asmalımescit‘te. Burası Türk sanatı ve mimarisi başta olmak üzere İstanbul‘da zor bulunan sanat kitaplarının özel baskılarının yer aldığı bir adres. Asmalımescit‘in canlılığı içinde, sadece bilenlerin özel kitapları aramak için geldikleri Eren Kitap, Türk Tarih Kurumu Kitapları‘nın da bayisi. Eren Kitap‘ın yayınevi ise Vartan Paşa tarafından yazılan ilk Ermeni romanı ‘Akabi Hikayesi’ gibi tarihi kitapların da yayıncısı.
KÜTÜPHANE GİBİ
Eski Avusturya Bankası‘nın yerinde, İstiklal Caddesi 389 numarada yer alan Robinson Crusoe, Beyoğlu‘nun en özel kitapçılarından. Burayı diğer kitapçılardan ayıran bir kitapçıdan çok bir kütüphane havası yaratması. Tavana kadar uzanan raflarda sanattan politikaya her tür kitabın bulunduğu Robinson Crusoe, mimar Han Tümertekin‘in elinden çıkma. Yapısı ve mimarisi sebebiyle de Beyoğlu‘nun dikkat çeken binalarından biri olarak kabul ediliyor. Sanat kitaplarının yanı sıra felsefeden psikolojiye, grafik tasarımdan müziğe çok geniş bir yelpazeye uzanan Robinson Crusoe‘nun en önemli özelliği ise birçok yerde bulamayacağınız yabancı dilde kitapları bulmanız, yoksa da sipariş edebilmeniz. Robinson Crusoe müdavimleri için vazgeçilmez bir başka özellikse kitapları satın aldığınızda koydukları ve kendi logolarının olduğu yapıştırıcı ile bantladıkları kese kağıtları.
Robinson Crusoe‘nun yine İstiklal üzerindeki Yeniçarşı Caddesi‘nde açılan Gon isimli çizgi roman mağazası da, İstanbullu çizgi roman ve manga okuyucusu için cennet niteliğinde.
KİTAP CENNETİ YENİÇARŞI
Yeniçarşı Caddesi‘ne gelmişken atlanmaması gereken iki adresten daha bahsetmeli. Bunlardan ilki Homer Kitabevi… 40 binin üzerinde İngilizce kitap çeşidi ile dikkat çeken Homer‘de sosyal bilimler, tarih ve özellikle arkeoloji alanında da seçkin bir koleksiyon var. Esas özelliği ise üniversite kampuslarında da yer alması: Sabancı Üniversitesi, Bilgi Üniversitesi‘nin Kuştepe, Dolapdere ve Santral İstanbul Kampusları, Işık Üniversitesi ve Özyeğin Üniversitesi‘ndeki akademik kitabevlerinin ders kitabı tedarikçisi olarak hizmet veriyor.
CAN’IN YENİ MEKANI
Yeniçarşı Caddesi‘nde dikkat çeken diğer bir adres ise, sade tasarımı ve üzerindeki kalp logosu ile tanıdığımız Can Yayınları‘nın yeni açılan kitabevi. Emir Uras‘ın tasarladığı dekorasyonu ile ilgi çeken kitabevi iki katıyla, kitapseverler için dolu dolu bir adres olarak dikkat çekiyor. 10 binlerce kitapla haşır neşir olabileceğiniz okuma alanlarının yanı sıra, imza günleri ve söyleşilerle de kültür-sanat dünyasına açılan verimli bir kapı burası.
İstiklal Caddesi‘nde yürümeye devam edince karşımıza çıkan bir başka kitabevi ise Pandora. 1991‘de İstanbul‘da, Hil Yayınları‘nın da editörü olan Hüseyin Sönmez‘in kurduğu kitabevi, öncü mekanlardan biri. Okuyucu bilgisayarı, siparişleri e-posta ile sorgulama ve elektronik kitap mağazası gibi ilklere imza atan Pandora, Büyükparmakkapı Sokak‘taki yerinin tam karşısında açılan, ağırlığı yabancı kitapların oluşturduğu ikinci yeriyle de kitapseverlerin vazgeçilmezlerinden oluyor.
KADIKÖY’ÜN VAZGEÇİLMEZLERİ
Anadolu Yakası‘na geçtiğimizdeyse kitap açlığımızı bastırmanın en bilindik yolu Kadıköy sokaklarına düşmek. Kadıköy‘ün vazgeçilmez kitabevlerinden de mutlaka bahsetmek gerek…
Mühürdar Caddesi‘nin en eskilerinden olan İmge Kitabevi, kitap çeşitliliğinin yanı sıra, her ay kitap almak için düzenli para harcayan kitap kurtları için geliştirdiği taksitlendirme sistemiyle de ilgi çekici. Birçok kitapçı bu sistemle satış yapsa da İmge’nin müşterileriyle ilişkisi hayli eskiye dayanıyor. İlki 1984 yılında Ankara‘da açılan İmge Kitabevi‘nin Beyoğlu şubesinin yanı sıra Bodrum‘da bir şubesi ve yayınevi var. İmge‘yi tanımanın en kolay yolu ise yayınlarında ayrımcılığa karşı olmalarıyla birlikte, logosundaki siyah kedi!
Kadıköy‘ün özgün kitabevlerinden bir diğeri ise Penguen. ‘İnsan Okur’ sloganı ile çalışan Penguen‘de, her tür içeriği bulmanız mümkün. İthaki Yayınları‘nın kitabevi olması sebebiyle özellikle bilimkurgu bölümüne göz atmadan geçmeyin!
Kadıköy‘den çıkıp, biraz açıldığımızdaysa Bağdat Caddesi‘nin nev-i şahsına münhasır kitabevi Gergedan‘dan bahsetmek gerek. Gergedan‘ın atmosferinde samimiyet bulan müdavimler asla eksik olmaz. 20 binin üzerinde kitap çeşidi ile sadece kitap alışverişi değil fikir alışverişi yapmaya da imkan veren bir ortamda, bir müşteri olarak değil de misafir olarak ağırlanmaya hazır olun.
Sahafları da unutmamalı!
Söz konusu Sahaflar olduğunda akla gelen ilk adres elbette Kadıköy Akmar Pasajı. Son 10 yılda çehresi hayli değişen Akmar Pasajı artık sahaf dükkanlarından çok üniversite kitaplarının yığıldığı bir yer halini almış durumda. Bahariye Caddesi üzerindeki Kafkas Pasajı‘nda yer alan Kitapçılar Çarşı ise, eski kitaplar ve dergileri karıştırmak isteyenler için…
Yılların sahafı Simurg ise kitapseverler için özel bir yerde duruyor. Simurg‘u özel yapanların başında yıllardır değişmeyen konukseverlik geliyor. Bu ortamda kitaplarla kurulan bağlar da asla eskimiyor. Ayrıca kitap konusunda uzman bir kadrosunun olması da aradıklarınız için doğru şekilde yönlenmenizi sağlıyor. Sahibi Behzat Üsdiken, emekli mali müşavir. İşten güçten bıkıp, kendi koleksiyonunu ortaya koyarak başlamış sahaflığa. Kardeşlerinin de işe katılmasıyla sahaflığa yayıncılık da eklenmiş. Yıllar boyunca Simurg‘la yaşayıp, onunla birlikte anılan kediler ise son birkaç seferdir önünden geçtiğimizde ne yazık ki ortada yoklardı!