Hepsinin hikâyeleri, aile yapıları farklı. Kimisi mutasıp bir ailede yetiştiğini söylüyor, kimi şiddetin ortasında kaldığını. Kimisi tek göz odalı evde 4 kardeş büyüdüklerini anlatıyor, kimi parayla oynadığını. Yaşadıkları ortamlar farklı olsa da yaşadıkları acı aynı oldu. Kendilerinin deyimiyle ‘bahanelerle” madde kullanmaya başladılar ve kısa bir süre sonra bağımlı oldular. Bugün, AYBUDER(Ayık Yaşamda Buluşalım Derneği) çatısı altında “temiz” kalmak için mücadele ediyorlar.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU) Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen Disiplinler Arası ve Ceza Hukuku Boyutlarıyla Uyuşturucu Madde Bağımlılığı Ve Ticaretiyle Mücadele Sempozyumu eczacılık, psikoloji ve hukuk bilimlerinin önde gelen uzmanları ve eski bağımlıların katılımıyla gerçekleşti.
Konferansta üniversiteli gençlere hikayelerini anlatan ve Aybuder’de yaşamlarını sürdüren gençler, “Madde bağımlıları hepiniz için tehlikedir. Sizleri de madde bağımlısı yapmaya çalışırlar. Bir akşam bıçağı çekip paranızı isteyebilirler” diyerek konunun herkes için taşıdığı öneme dikkat çektiler. Öğrencilerin sorularını yanıtlayan AYBUDER’li gençler, “Bir bağımlının iyileşmesi adına öncelikle onunla birlikte yaşayan insanların bilinçlenmesi gerekiyor. Bağımlı zaten bunun kontrolünü kaçırmıştır ve sağlıklı düşünemez. Çevresindekiler eğer bilinçli olmazsa bağımlının dönmesi mümkün olmaz. Bırakıp geriye dönmeler ömür boyunca olacak. Yakınlarınızda bağımlı olan biri varsa, ömür boyu bununla yaşamayı öğrenmek zorundasınız çünkü bunun mucize bir sonucu yok” dediler.
Eski bir madde bağımlısı olan ve 12 yıldır ağrı kesiciler dahil her maddeden uzak durduğunu söyleyen AYBUDER Başkanı Yavuz Tufan Koçak, Türkiye’de bağımlılar için bir rehabilitasyon merkezi bulunmadığını belirterek, “AYBUDER olarak Türkiye’de yapılmayan bir şeyi yapmaya çalışıyoruz. Ben damdan düşenim. Bu işin içinden geldiğim için, Türkiye’de bir rehabilitasyon merkezi olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğimden beri bağırıyorum. Çünkü bir bağımlının hastaneye yatıp kanının temizlenmesi sürecine detoks denir. Kan temizlendi ama kafa değişmedi. Kafanın değişmesi, sorumlulukların farkına varılması, öfkenin yenilmesi lazım. Bunları yapmak için de yeni bir yaşam biçiminin içine girmek lazım. İşte AYBUDER bunu yapmaya çalışıyor” dedi.
Hukuk yetmez
Uyuşturucu madde ticaretinin ve kullanımının sadece hukuksal mücadeleyle önlenebilecek bir şey olmadığını belirten İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, bütünlüklü çözüm anlayışlarına yönelmek gerektiğini belirtti. Kanunlarda uyuşturucu ve uyarıcı madde ticaretiyle ilgili ciddi düzenlemeler olduğunu belirten Sınar, “Uyuşturucu kullanımının psikolojik ve sosyolojik yönü ile arz-talep ilişkisindeki talebi ortadan kaldırmaya yoğunlaşmadığımız sürece arz mutlaka olacaktır. Ayrıca uyuşturucu olağanüstü kar getiren bir iş. Bunun yasadışı bir ekonomisi var. Bu ekonomiden terör örgütleri de dâhil olmak üzere pek çok farklı illegal grup nemalanıyor. Dolayısıyla bununla mücadele etmek bütünlüklü bir kurumsal anlayış gerektiriyor. Bu maddelere talebi ortadan kaldırmazsanız, bu alandaki kar marjını gören illegal gruplar cezalara rağmen üretime devam ediyor. Talebi önleyecek ekonomik altyapıyı ve gençlerin bağımlılığını ortadan kaldıracak yeni bağımlıların olmasını engelleyecek bütünlüklü çözüm anlayışıyla bir noktaya gelinebilir” dedi.