‘Fetih, bu necip millete hizmet etmek demektir’

Etkinlikler
Başbakan Binali Yıldırım, fethin, millet olarak ayağa kalmak, ufka bakmak, yeniden tarihi yazmak olduğunu belirterek, ‘Fetih, çağ kapatıp çağ açmaktır. Fetih, mazlumun yanında ve yakınında olmak...
EMOJİLE

Başbakan Binali Yıldırım, fethin, millet olarak ayağa kalmak, ufka bakmak, yeniden tarihi yazmak olduğunu belirterek, ‘Fetih, çağ kapatıp çağ açmaktır. Fetih, mazlumun yanında ve yakınında olmak, düşeni kaldırmaktır. Ezilen halkların minnet dolu bakışlarına, yürek burkan yakarışlarına derman olmaktır, çare olmaktır. Diriliş ateşini yakmaktır.’ dedi.

Yıldırım, İstanbul’un fethinin 563. yıl dönümü dolayısıyla Yenikapı Miting Alanı’nda düzenlenen ‘Fetih Şöleni’ndeki konuşmasına, kendilerini fethin yıl dönümünde buluşturan Allah’a hamd ettiğini belirterek başladı.

Bu büyük fethi, ufuk çizerek hedef gösteren sevgili Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’ya şükranlarını sunduğunu dile getiren Yıldırım, şölene katılanlara da teşekkür etti.

Başbakan Yıldırım, inançlarında fethin hakkın, doğrunun, adaletin, iyiliğin kapısını açmak olduğunu anlatarak, şöyle devam etti:

‘Fetih, benden bize ulaşmak, beni biz içinde eritmektir. Farklılıklarımızı zenginlik saymak, her renkten, inançtan milletin insanını bir arada, barış içinde yaşatmaktır. Adaletin önündeki engelleri ortadan kaldırmaktır. Fetih, Çanakkale’de geçilmez, Sakarya Dumlupınar’da işgalcilere kök söktürmek, düşmana haddini bildirmektir. Fetih, millet olarak ayağa kalmak, ufka bakmak, yeniden tarihi yazmaktır. Fetih, çağ kapatıp çağ açmaktır. Fetih, mazlumun yanında ve yakınında olmak, düşeni kaldırmaktır. Ezilen halkların minnet dolu bakışlarına, yürek burkan yakarışlarına derman olmaktır, çare olmaktır. Diriliş ateşini yakmaktır. Fetih demek, bu necip millete hizmet etmek demektir.’

‘Biz insanların şefkatli sığınağı ve hamisiydik’

Yıldırım, ‘Fetih demek; bu necip millete hizmet etmek demektir, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü yapmaktır, Osman Gazi Köprüsü’nü yapmak, iki kıtayı birbiriyle birleştirmek demektir, diriliş ateşini tutuşturmak, geleceğe umutla, kararlılıkla yürümektir. Miskinlik örtüsünden sıyrılmak, doğrularak yeniden tarih sahnesine çıkmaktır fetih.’ ifadelerini kullandı.

‘Bir zamanlar dünya bizdik, biz dünya idik. Zulme uğrayan biri bizi hatırlar, bizden yardım isterdi.’ diyen Yıldırım, her mağdurun önce ecdadı hatırlayarak, her gözü yaşlının ilk önce ecdada sığındığını söyledi.

Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘Kiliselerde, havralarda güvenlik bizden sorulur, huzur içinde ibadet ve yardım yapılırdı. İstanbul fethedilince nice Hristiyan, Süryani, başka dinlerden insanlara adaletin gülen yüzünü biz tanıttık. Her dilden, dinden insan özgürce yaşardı. Hülasa, biz insanların şefkatli sığınağı ve hamisiydik. Bizim ecdadımız olmadan adil bir dünya olmazdı. Hz. Ömer, Selahaddin Eyyubi gibi büyük fatihler, gayrimüslimlere adalet dağıtırken, ilkel dünyaya da insanlık dersi verdiler. Bütün dinler, kültürler, milliyetler, medeniyetler varlıklarını ancak ve ancak bizim kurduğumuz dünyada gerçeğe dönüştürdüler. Bir zamanlar bizler bu misyonu ifa etmenin şerefiyle tarih yazmışız. İnsanları huzur ikliminde buluşturmuşuz. Düzeni, çarkı, dümeni bozuk dünyaya nizam vermişiz. Azmanlaşan, kibirlenenlere karşı çelik bir iradeyle karşı koymuşuz. Ancak fetih ruhuyla direnerek Çanakkale’de destan yazmış, yedi düvele fetih ruhuyla var oluşun taşlarını döşemişiz.’

Dünya masumlarına, fetih ruhunu, irade ve şuurunu taşıma zamanı olduğunu anlatan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘Yedi düvele karşı, adaleti ve hakkı söyleme zamanıdır. Dünya halklarının, mazlum ve hakkı gasbedilenlerin dualarını, desteklerini alarak, yeniden kutlu yürüyüşe devam zamanıdır. Tarih inancımızın, bize yüklediği sorumluluğun gereğini yeniden yapmak, tarihin öznesi olma zamanıdır. Yeni bir fetih ruhu filizlenmesin diye terörü başımıza bela ettiler, devlet içinde devlet oluşturarak, paralel güç yarışına girdiler. Okyanus ötesinden Türkiye’ye yol biçmeye kalktılar. Yaban elleri, sinsice bu ülkenin damarlarına zerk ettiler zehrini.

Masum görünümlü şebekeler, kuzu postundaki ihanetleriyle milleti kalbinden vurmaya çalıştılar. Milletimizin evlatlarını kandırarak, teröre bulaştırdılar. Gezi kalkışmasıyla, gençlerimizi sokağa döktüler. 6-8 Ekim olaylarıyla, bu milletin çocuklarını kandırarak sokağa döktüler.’

Başbakan Yıldırım, Yasin Börü ve arkadaşlarının katledildiğini, şehirlerin vandallara teslim edilerek panik havası yaratılmaya çalışıldığını aktararak, milletin liderinin ve onun kadrolarının yok edilmeye çalışıldığını dile getirdi.

Ancak, milletin bunları yemediğini, halkın irfanının, tuzakları yendiğini belirten Yıldırım, ‘Milletin adamı, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’a sahip çıkarak vefasını gösterdi. İşte burada olduğu gibi. Şimdi bizi tökezletmek isteyen, birliğimize, kardeşliğimize kastedenlere karşı, dimdik durmanın zamanıdır. Değil mi kardeşlerim? Yeniden fetih ruhu ile şahlanmanın, hizmeti ülkenin her köşesine götürmenin zamanıdır. Yıkmanın değil yapmanın, inşa etmenin, imar etmenin zamanıdır. Sınırlarımızı aşarak her mazlumun avuç dolusu dualarında yer alma zamanıdır.’ diye konuştu.

‘Diyarbakır İstanbul, İstanbul Diyarbakır’dır’

Başbakan Yıldırım, ‘Diyarbakır İstanbul, İstanbul Diyarbakır’dır. Van, Yozgat, Samsun, Edirne İstanbul’dur. İstanbul köşe bucak Türkiye’dir.’ dedi.

Şimdi aziz İstanbul’la fetih heyecanını bir kez daha yaşamanın, hafızaları tazelemenin zamanı olduğunu vurgulayan Yıldırım, ‘İstanbul’un fethini yad ederek, birliği kuşanmanın, milletçe bir ve bütün olduğumuzu dost, alem herkese göstermenin tam zamanıdır. İstanbul’un şahsında Türkiye’yi yer yüzü cennetine çevirmenin, dünyaya müjdeler dolusu mesaj vermenin zamanıdır. Buradan, Yenikapı Meydanı’ndan.’ ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin her rengini bünyesinde taşıyan, dünyanın vicdanı ve izanı olan İstanbul’un fethininin tekrar mübarek ve kutlu olmasını dileyen Yıldırım, yeni başlangıçlara da vesile olması temennisinde bulundu.

Yıldırım, ‘Ey Fatih Sultan Mehmet Han! Sen bu aziz İstanbul’u fethetmek için gemileri karadan gezdirdin. Senin torunların, Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, trenleri, arabaları denizin altından geçirdi. Marmaray ve Avrasya ile iki kıtayı birbiriyle buluşturdu.’ diyerek sözlerini tamamladı.