“Çocuğun Algısına Dokunmak” temasıyla gerçekleştirilen konferansın ilk gününde “Çocuk Medyası İçin Uygun Anlatım Dili”, “Çocuk Edebiyatında Tartışmalı İçerikler” ve “Dijital Medya ve Güvenlik Sorunu” konulu oturumlar ile birbirinden önemli konu başlıkları ele alındı.
Açılış konuşmalarını TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren ve TRT Genel Müdürü Şenol Göka yaptı. TRT Genel Müdürü Şenol Göka konuşmasında “Çocuklar hayatı bir oyun olarak algılıyor. İçeriklerimizi bunun farkında olarak üretmeliyiz” ifadeleriyle içeriğin önemine vurgu yaparken, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren “TRT Çocuk 8’inci yılında içeriklerinin yüzde 80’i yerli” sözleriyle TRT Çocuk’un 8 yılda aldığı yolun öneminin altını çizdi.
“Ebeveynler çocuklarını çocuk televizyonlarına teslim etti”
Konferansın ikinci gününde TRT Çocuk Kanal Koordinatör Yardımcısı İsmihan Yılmaz moderatörlüğünde gerçekleşen “Türkiye’de Çocuk Televizyonculuğu Pratiği: İmkanlar ve Sorunlar” başlıklı ikinci oturumunda ilk olarak söz alan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı ve Uzman Sosyolog Dr. Selahattin Güven oldu. Güven, cocuk televizyonları ile birlikte ebeveynlerin, çocukları televizyonlara teslim edildiğinin altını çizdi: “Şiddet veya olumsuz içerikli bir film ya da programın içeriği ebeveynler tarafından doğru anlatılmadığı sürece çocuk, izlediklerini kendi kendine anlamlandırmak zorunda kalıyor. Bu nedenle özellikle çocuk televizyonlarına düşen sorumluluk oldukça önemli… Çünkü medyanın ürettiği içeriği anlamlandırma vasfı ebeveynler tarafından tamamen bırakılmış durumda.”
Televizyonların çocuk yayıncılığı konusunda daha da gelişmesi gerektiğinin ifade eden Dr. Güven, belki yeni yasal düzenlemeler ile reklamların azaltılması ve yaşanabilecek reklam kaybının telafi edilmesi için, belki de yeni bir finansman modelinin oluşturulması gerekebileceğini söyledi: “Çizgi filmlerde ve çocuk televizyonlarında şiddet içeriği oldukça yoğun. Bugüne kadar çocuk kanallarına pozitif ayrımcılık uyguladı belki RTÜK ve bu nedenle de bir müeyyide uygulamadı. Çünkü bu platformların gelişimine katkı yapılması beklentisi var. Çocuk televizyonları, diğer televizyonlarla karşılaştırdığınızda daha iyi konumdalar. Bu nedenle de zorlanmaması algısı mevcut. Ancak şiddet içeriği çok yoğun, programlar öncesi ve sırasında gösterilen 7 yaş ve üzeri uyarısı ise 7 yaş altı çocukların bu yoğun şiddete maruz kalmasını engellemiyor.”
“Türkiye’de animasyon, TRT Çocuk sayesinde yurt dışı kalitesine yaklaştı”
2010 yılından bu yana çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan çocuk kanalı Minika’nın Genel Yayın Yönetmeni Elçin Koyuncu dublaja giden yayınlardaki söylemlerin de yerelleştirilmesine kadar her anlamda oldukça hassas olduklarını belirtti.
Koyuncu; “Türkiye’deki animasyon stüdyoları, şu an TRT Çocuk ile birlikte aldıkları yol ve edindikleri deneyim ile yurt dışına yakın kalitede içerik üretebilir durumda. Kaliteli çalışan ve üretim anlamında aynı durum geçerli. Ve TRT Çocuk dışındaki kanalların bir diğer şansı ise TRT Çocuk sayesinde Türkiye’deki bütün animasyon stüdyoları belli bir hassasiyete kavuştu. Özetle animasyon sektörünün ümit vadettiğini söyleyebiliriz. Sektörde tartışılması gereken sorunlara da değinen Koyuncu, çocuk televizyonculuğu, programcılığı ve reklamcılığının bir bütün arz ettiğini söyledi ve ekledi: “Reklamların çocuk yayıncılığında ele alınma biçimini de tartışmamız gerekiyor. Anneye ulaşmak için çocuk kanalları bir mecra. Anneyi hedefleyen reklam içerikleri çocuğa ulaşmalı mı? Bunu da tartışmalıyız.” dedi.