İşlemeli kaftanlar, bindallılar, çarıklar, altın kemerler… Bu kıyafetler sadece müsamerelerde değil, bizzat hayatın içinde. Düğünler, kına geceleri, hatta sünnet ve mezuniyet törenlerinde bile ayağı çarıklı, altın işlemeli kaftanlara bürünmüş davetliler görmek mümkün. Kostüm tasarımcısı Neşe Hatun’a göre bu talebin sebebi ‘öze dönüş’.
Yurtdışında büyük rağbet gören Osmanlı kıyafetleri artık Türkiye’de de yok satıyor. Meraklıları için sergi üstüne sergi, defile üstüne defile yapılıyor. Hayallerindeki kıyafetleri bir de mankenlerin üstünde gören kadınlar mest oluyor adeta. Özellikle AVM’lerde gerçekleşen defilelerden sonra modacılara sipariş yağıyor. Tasarımcı Neşe Hatun’un Deposite AVM’deki ‘Osmanlı Sultanları Kostümleri’ sergisi de bunlardan biri. Neşe Hanım, yoğun ilgi gören organizasyondan sonra talebi karşılamakta zorlanmış.
İş kostüm tasarımcılarına kaldı
"Bu alandaki açık çok büyük." diyerek anlatıyor sektörü. Çocukları anaokuluna giderken yıl sonu gösterileri için kaliteli kıyafetler bulmakta zorlanınca, kendisi tasarlamış. Hazırladığı padişah, sultan ve yeniçeri kostümleri çok beğenilince, tüm okulun müsamere kıyafetlerini dikmiş. O gün bugündür giysi tasarımı ile haşır neşir. 15 yıldır sektörün içinde olan Hatun, saray kıyafetlerine gösterilen ilginin dikkat çekici olduğunu vurguluyor. Rağbetin çok olması modacıların yanında, birçok kostüm tasarımcısını da sektöre girme konusunda cesaretlendirmiş.
Mezuniyet törenlerinde fes ve kaftan
Artık mezuniyet törenlerinde genç padişah ve sultanlara rastlamak mümkün. Hem yurtiçinde hem de yurtdışındaki okullar bu trendi çabucak benimsemiş. Törenlerde, bugüne dek alışageldiğimiz cübbe ve kep ikilisi yerine kaftan ve fesler kullanılıyor. Toplu gelen siparişlerle, mezuniyet törenleri bir anda Osmanlı havasına bürünüyor.
Kına gecelerinde Osmanlı esintileri
Düğüne doğru geri sayımın başladığı en kritik zamandır kına geceleri. Gelin adayları, bu özel günde şimdiye dek kabarık etekli abiye giysileri tercih ediyorlardı. Kaftanlar bu saltanata son vermek üzere. ‘Falanca sultana benzemek istiyorum.’ diyen gelin adayları tasarımcıların kapısını çalıyor. Son yıllarda artan, genç kızların kına gecelerinde duvak takma adeti tarihe karışmak üzere.
Altın işlemeli, pullu ya da kürklü en güzel kaftan geline giydirilirken, arkadaşlarına biraz daha sade modeller sunuluyor. Yine de hepsi saraydan fırlamış gibi. Kocaman yırtmaçlı manşetler, sultan başı, altın kemer ve çarıklar… Genel olarak kaftan içine elbise ya da bluz-şalvar ikilisi tercih ediliyor. Damat adayları da unutulmamış. Onlar için işlemeli cepken ve kaftan alternatifleri mevcut. Tercih edilen renkler bordo, kırmızı, yeşil ve lacivert gibi ağır tonlar.
Tüm detayların bu atmosfere uyum sağlaması gerekiyor. Bu yüzden Osmanlı gelin hamamı adetinden esinlenerek masalara peştamal, kese ve sabun üçlüsünden oluşan hediyeler bırakılıyor. Kapıda konukları cariye kıyafetleri giymiş görevliler karşılıyor. Lokum, gül suyu ve şerbet ikramlar arasında. Müzik grupları da odaya uymuş. Osmanlı kıyafetleri giyen gruplar, Türk musikisinin güzide eserlerini seslendiriyor.
Düğünlerde mekân seçimini bile etkiledi
Osmanlı modası, düğünler ve sünnet törenleri için seçilen mekanları da etkisi altına almış. Davet sahipleri özel gün ve geceler için nostaljik bir atmosfer oluşturmak istiyor. Son zamanlarda saraylara ilgi artmış. Saltanat kayığını tercih edenlerin sayısı az değil. Bütçenin hayli kabarık olduğu düğünlerde görevlilere yeniçeri ve cariye kostümleri giydirilirken, davetliler için sarayın ileri gelenlerinin kıyafetleri tasarlanıyor.
ZAMAN