Ahmet Sarıoğlu Hoca vefatının 29. yılında anıldı

Etkinlikler
Muradiye İlim Merkezi Ahmet Sarıoğlu Hoca’nın vefatının 29. yılı nedeniyle “İhyayı Yeniden Düşünmek” konulu panel düzenledi.  Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda gerçekleşti...
EMOJİLE

Muradiye İlim Merkezi Ahmet Sarıoğlu Hoca’nın vefatının 29. yılı nedeniyle “İhyayı Yeniden Düşünmek” konulu panel düzenledi. 

Bayrampaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda gerçekleştirilen Ahmet Sarıoğlu Hoca’nın vefatının 29. yılı nedeniyle Ahmet Sarıoğlu Hoca’yı anma toplantısı ve “İhyayı Yeniden Düşünmek” konulu panelinin oturum başkanlığını Abdulaziz Tantik yaparken, konuşmacı olarak da Abdurrahman Arslan, Tahsin Görgün ve Vahdettin Işık konuşmacı olarak katıldı.

Yoğun katılımın olduğu anma etkinliğinde önce talebeleri Ahmet Sarıoğlu Hoca’yı anlattı. “Açgözlülüğü, hoyratlığı, tembelliği bir kenara iten; elinde kitaplarıyla kahvehaneleri, kitabevlerini, esnafları dolaşan; köylüsünden kentlisine herkesi eşitliğe, kardeş olmaya davet ederken tanıdık Ahmet Hoca’yı…” diyen Doç. Dr. Özgür Yiğit, Ahmet Hoca’nın faaliyetleri Bayrampaşa’da ve daha sonra da İstanbul’un çok değişik yerlerinde faaliyetlerini sürdürdüğünü söyledi. “İslam davetini yaymak Ahmet Hoca için her şeyden önemliydi” diyen Doç. Dr. Yiğit, “Ahmet Hoca sıklıkla camide bulunur, hangi vakitte isterseniz ondan ders alabilirdiniz. Camide ibadetinizi yaptığınız gibi arkadaşlarla sohbet etme, kütüphaneden faydalanma ve sosyal olaylarla da ilgilenme imkanına sahiptiniz. Aslında bu cami merkezli bir hayattı ve tüm bireylerin bir araya gelmelerini ve kardeş olmalarını sağlayan cami merkezli bir hayat anlayışıydı. Ahmet Sarıoğlu Hoca, insanlara dininizi öğrenebilir ve her ortamda dininizi yaşayabilirsiniz güvenini vermişti. ” şeklinde konuştu. 

Ahmet Sarıoğlu Hoca’nın bir başka talebesi Doktor Havva Sula da Ahmet Sarıoğlu Hoca’yı şöyle anlattı: “Ahmet Hoca bize Allah ve insanlarla ilişkilerimizi nasıl kurabileceğimizi öğretti. Biz Ahmet Hoca’ya Arapça öğrenmeye gidiyorduk aslında ama Arapça dışında çok fazla şey öğrendik. Haftada 2 gün olmak üzere 4 yıl boyunca sobası yanmayan odada ders yapabilmek için saatlerce otobüsü tangır tungur eden Bayrampaşa yollarından biz her seferinde çok büyük bir heyecanla gittik. Şimdi neden bu kadar heyecanlanıyorduk diye düşündüğümde yanıtını şurada buluyorum; Ahmet Hoca’nın bize öğrettiği ilkeler özgürlüktü, biz de özgürlüğümüze düşkündük ve Ahmet Hoca insanların özgür olması gerektiğini hep bize söyledi. Ahmet Hoca bize sorumluluk duygusunu, her şeyi soruşturmadan ve sorgulamadan kabul etmemeyi öğretti.” diye konuştu. 

“Hicretin 15. Asrında İhyayı Yeniden Düşünmek” panelinde oturum başkanlığı yapan Abdülaziz Tantik, mevcut durumun tozu dumana karıştırdığı adalet duygumuzun zedelendiği hakkın, hakkaniyetin, doğruluğun ve doğrunun biraz flulaştığı bir zeminde hem adalet duygusunun yeniden inşa edilmesi hem de doğrunun tekrar gündeme gelmesi için ihyanın yeniden konuşulması ve gündeme gelmesi gerektiğini söyledi. 

Panelin ilk konuşmacısı olan Vahdettin Işık, “İhya ve tecrit bağlamında İslamcılık tahayyülü” başlığı altında değerlendirmeler yaparken Prof. Dr. Tahsin Görgün, “İlim ve hayat arasında ihya” başlığı altında dini ilimleri ihya etmenin imkanını düşünmenin çok zor olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Görgün, “Günümüzde bu kadar çok ilahiyat fakülteleri, imam hatip liseleri olmasına rağmen, 100-150 yıl öncesine oranla dini ilimle hayat arasındaki açığın ve bu açığın kapanması konusundaki umut bu kadar zayıf olmamıştı. Bu millet Müslümanlığı unutmadı ama bugün bizim Müslümanlığımız en iyi ihtimalle bireysel anlamda ve temel ahlaki hususlarla ilgili bir Müslümanlık. ” şeklinde konuştu. 

Abdurrahman Aslan da “21. Yüzyılda İhyayı Yeniden Düşünmek” başlığı altında modern dünyanın hep yenin peşinde olduğunu ama dinin yarısının tekrar olduğunu ifade ederek, İslamcılık’ın ‘yeni’, ve ‘değişim’  kavramları üzerine sağlıklı bir şekilde düşünmediğini söyledi. “Biz bugün farklı hayat tarzlarının içinde İslam’ı şekillendiriyoruz. Önemli problemlerden bir tanesi şu ki, başkasına ait olan kapların içinde İslam’ı şekillendiriyoruz ama İslam’ın kendine ait bir kabı şekillendirmesi gerektiği üzerinde çok düşünmüyoruz. ‘Acaba İslam bize nasıl bir sosyal dünya tahayyül etmemizi salık vermektedir?’ sorusu üzerine düşünmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu. 

On5yirmi5