Röportaj: Muhammed Akaydın
Bayrampaşa Belediyesi Mayıs ayı kültür sanat etkinliklerinden biri de Serda Uzun‘un "Ağaç Damar Oyma Hat Sanatı" adlı sergi idi. Birbirinden güzel levhaların sergilendiği yerde Serda Bey’le görüşme imkânımız oldu. Kendisiyle ağaçların damarlarına doğru "hat"tı da yanımıza alarak bir yolculuk yaptık. Siz de buyurmaz mısınız bu yolculuğa?..
Serda Bey biraz kendinizden bahsetmeniz mümkün mü?
1958 yılında İstanbul’da doğdum ama nüfusa kayıtlı olduğum yer Rize Güneysu… Liseyi tarihi Vefa Lisesi’nde okudum, daha doğrusu mezun olamadan terk ettim.
Sanata ve özellikle hat sanatına merakınız ne zaman başladı?
Lise yıllarında başladı. Daha o zamanlar sanatı seyretmeyi ve sanatla ilgilenmeyi çok seviyordum. Hat’ta gelince Rahmetli Hattat Prof. Emin Barın sayesinde 80’li yıllarda tanıştım. Özellikle makili tarzdaki hatlara çok merakım vardı. Emin Bey’in levhaları beni çok etkilemişti. Daha sonraları ebru, yağlı ve sulu boyaya merak saldım. Bir süre onlarla ilgilendim.
Ağaçla ilgilenmeye ne zaman başladınız?
10 yıl kadar oldu. Bir dergide Nail Arıkdal’ın röportajını okudum ve ağaçlarla uğraştığını gördüm. Sonrasında ben de ilgilenmek istedim. Ağaçla uğraşmak çok hoşuma gidiyordu. Hat sanatını bu ağaçlara işlemek istedim ve buraya kadar geldim.
Hat sanatını nasıl öğrendiniz, kimlerden ders aldınız?
Hattı kendi merakım ve çabamla öğrendim. Kimseden ders almadım.
Peki, Türkiye’de bu sanatla ilgilenen başka kimseler var mı?
Sadece Türkiye’de değil dünyada bu sanatla ilgilenen kimse yok. Ya da varsa da ben görmedim.
Bu sanatın yapım aşamalarından biraz bahsedebilir misiniz? Hangi tür ağaçları kullanıyorsunuz?
Bu sanat için kullandığımız ağaçların damarlarının geniş olması gerekmektedir. Bunun için de en uygun ağaçlar köknar, ladin ve çam ağaçlarıdır.
Neden geniş damarlı ağaçları kullanıyorsunuz?
Bir ağacın damarı ne kadar derinse, yazılar o kadar güzel duruyor o ağaçlarda.
Ağaçları nereden temin ediyorsunuz?
Kerestecilerden temin ediyorum ama bir ağacı temin etmek için nerdeyse bütün kerestecileri dolaşıyorum ve her zaman bulamayabiliyorum.
Sonra…
Sonra profil şeklinde aldığım ağaçları kalibre ediyorum yani düzeltiyorum ve işlenecek hâle getiriyorum. İşlenmeye hazır olan ağacın üzerine de yazıyı döküyorum.
Ortalama bir levhayı ne kadar zamanda bitiriyorsunuz?
Bunun belli bir süresi yok. Bu süre her levha için ağacın sertliği, damarları ve yazının karakterine göre değişebiliyor. Kimi zaman 15 günde bitiyor, kimi zamanda 6 ay sürüyor.
Şu ana kadar kaç çalışmanız oldu?
Sayısını tam olarak bilemesem de 100’ün çok üzerinde olduğunu biliyorum.
Levhalarınızda imza olarak altın yaldızlı siyah bir lale görüyoruz? Neden böyle bir imzayı tercih ettiniz?
Laleyi Allah lafzına yakın bir ifadesi olduğundan dolayı çok seviyorum. Bu yüzden kendime imza olarak bunu seçtim.
Nerelerde sergiler açtınız?
Birçok yerde sergi açtık. Süleymaniye Kütüphanesi’nde, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde, memleketim Rize Güneysu’da… Şimdi de Bayrampaşa Belediyesi’nin katkılarıyla burada açtık. Ayrıca 3 eserim de Süleymaniye Kütüphanesi’nde daimi olarak sergileniyor.
Çalışmalarınızı ya da daha doğrusu sanatınızı nerede icra ediyorsunuz?
Kendi işyerimde yapıyorum. Ayrıca bir atölyem yok.
Ne işle uğraşıyorsunuz Serda Bey?
Dekorasyon işi yapıyorum. Bütün çalışmalarımı da işyerimde icra ediyorum. Elimin altında sürekli malzemelerim durur. Hatta şu an malzemeler yanımda değil diye kendimi huzursuz ediyorum.
Bu tarz sanat eserlerine maddi anlamda bir değer biçilemez ama yine de bir değer üzerinden satışa sunulabiliyor. Siz levhalarınızı satışa sunuyor musunuz?
Şu ana kadar hiç böyle bir şey düşünmedim. Kendim zevk aldığım aldığım için bu işi yapıyorum ama malumunuz ekonomik şartlar hepimizi zorluyor. O yüzden talep geldiği takdirde satmayı düşünüyorum.
Serda Bey bu güzel röportaj için çok teşekkür ediyorum sizlere…
Ben de çok teşekkür ederim… İyi çalışmalar dilerim size…