Araştırma ve Eğitim Genel Müdürü Ahmet Arı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meddahlık, nevruz, semah, Kırkpınar yağlı güreşleri, mesir macunu ve Türk kahvesinden sonra Anadolu’nun en eski sanatlarından çiniciliğin de dünyanın korunacak ortak mirasları arasında yerini almaya hazırlandığını söyledi.
Kültürel değerlerin gözle görülür kılınması, bilinçlenmesinin sağlanması ve kültürel diyaloğun desteklenmesi amacıyla böyle bir liste hazırlandığını anlatan Arı, Türkiye’nin bu listeye giren kültürel geleneklerinin sayısının ise kısa süre önce listeye kabul edilen Türk kahvesiyle 11’e yükseldiğini belirtti.
Arı, “Listede Meddahlık geleneği, Mevlevi sema törenleri, aşıklık geleneği, Karagöz, geleneksel sohbet toplantıları, Alevi-Bektaşi Ritüeli semah, Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali, geleneksel tören keşkeği ve Mesir Macunu Festivaliyle Türkiye, Azerbaycan, Hindistan, İran, Kırgızistan, Özbekistan ve Pakistan’ın ortak dosyası Nevruz ve Türk kahvesi yer alıyor. Türk kültürünün en kadim sanatlarından biri olan çini sanatını korumak ve çini ustalarının geleneksel bilgi ve becerilerini geliştirmesinin teşvik edilmesi amacıyla çinicilik temalı bir dosyayı UNESCO’ya sunuyoruz” dedi.
-Yıl sonunda 13 miras listede
Çinicilik aday dosyası hazırlarken yaptıkları araştırmada Kütahya’da 417, İznik’te 40, Nevşehir’de 85, Çanakkale’de 8 aktif çini atölyesinin bulunduğunu tespit ettiklerini belirten Arı, şunları söyledi:
“2014 sonu itibarıyla UNESCO Somut Olmayan Kültürel Mirası Korunması Sözleşmesine 13 unsurun kaydettirilmesi beklenmektedir. Çiniciliğin temsili listeye kaydedilmesi yurt içinde çini ustalarının endüstriyel üretim ve ithal ürünler karşısında geleneksel bilinç ve becerilerini korumalarını ve geliştirmelerini önemli ölçüde teşvik edecektir. Ayrıca bilindiği üzere çinicilik, insan yaratı sürekli olarak teşvik eden bir geleneğe sahip. Bu sebeple unsurun temsili listeye kaydettirilmesinin insan yaratıcılığının desteklenmesi bağlamında güçlü sembolik anlamı olacaktır ki bu sembolik anlam, koruma tedbirleri kapsamında gerçekleştireceğimiz etkinliklerde insan yaratıcılığının gücünün ve evrensel etkisinin daha çok vurgulanmasına zemin hazırlayacaktır.”
Sayıları tam olarak bilinemese de çiniciliği kuşaktan kuşağa aileleriyle evlerinde icra edenlerin sayısının çok fazla olduğunun altını çizen Arı, “STK’ların bildirimlerine göre Türkiye genelinde unsuru taşıyan ve uygulayan yaklaşık 25 bin kişinin olduğu tahmin ediliyor” diye konuştu.