Obama’dan Liderlik Sırları

İş Dünyası
Yönetim anlayışı ve stili olarak ABD Başkani George W. Bush’u örnek alan olmuş mudur, bilinmez. Ama yeni Başkan Barak Obama’nin farklı tarzı ve tavırlarıyla bir "politik ikon" ha...
EMOJİLE

Yönetim anlayışı ve stili olarak ABD Başkani George W. Bush’u örnek alan olmuş mudur, bilinmez. Ama yeni Başkan Barak Obama’nin farklı tarzı ve tavırlarıyla bir "politik ikon" haline geldiği tartışılmaz. Teorik hatta sembolik de olsa, "dünyanın en güçlü adamı" olarak kabul edilen Obama’nın yönetim anlayışı ve şeklinin pek çok alanda taklit edileceği de ortada. Peki, nedir Obama’nın farki? Seçimlerde ve sonrasında elde ettiği başarılardan yöneticiler nasıl bir ders çıkarılabilir? 

DEĞİŞİME YÖNELMEK VE ANLAŞILIR BİR MESAJ

"Barack Inc., Winning Business Lessons of the Obama Campaign" kitabinin yazarları Barry Libert ve Rick Faulk, kampanya sırasında Obama’nin "değişimin sözcülüğünü yaptığını" hatırlatarak "Obama’nin değişim temasıyla kazandığı seçim, şirket yöneticilerine statükonun mayınlı bir alan olduğunu ve uzak durmak gerektiğini gösterdi. Değişime direnenler gerçekleri görmüyor" diyorlar.

Bunu başarmak için, Obama önce değişime direnci kırmaya çalıştı. "Obama, yeni çözüm önerileri getirmek ve uygulamak için önce kalıplaşmış referansları kirdi" diyor. Basit, akılda kalan ve en geniş kitlelere hitap eden bir "değişim mesajı" kullandı: "Change We Can Believe In…" Az sayıda tema seçti ve bunları sürekli tekrarladı. şirket yöneticileri de değişimi hedeflemeli ve bunu, herkesin benimseyeceği birkaç basit formülle duyurmalı.

Birinci dersin özeti: Değişmeyi, varlığını sürdürmek ve gelişmek için olmazsa olmaz bir koz olarak görmek ve değişim mesajını mümkün olduğunda anlaşılır kılmak.

SAĞLAM BİR EKİP VE YILDIZLARDAN KORKMAMAK

Obama’nin kampanya ekibinin ne denli güçlü ve etkili olduğunu rakipleri dahi teslim ettiler. Obama eleştirilerden ve güçlü kişiliklerle çalışmaktan korkmayan bir lider. "Bir yöneticinin kendini, her alanda, her gün ’en iyi olduğunu’ kanıtlamak zorunda hissetmemesi, güçlü olduğu alanlarda kendine ne kadar güvendiğinin göstergesi. Böyle bir kompleksi olmadığı için, her alanda en iyilerle çalışmak istiyor, bana gölge yaparlar diye bir korkusu yok" diyor bir uzman. Aylarca rakip olarak mücadele ettiği Hillary Clinton’i önce kampanyasına, sonra ekibine katması; Bush ekibinden Robert Gates’e (Irak ve Afgan dosyalarına hakim olduğu için) savunmayı emanet etmesi önemli. Tabii ki güçlü ve parlak insanlarla çalışmanın bir bedeli var: ’one man show’dan vazgeçip, sahneyi onlarla paylaşmak.

İkinci dersin özeti: Yetenek yönetimi konusunda, yakin çevresine rol ve sorumluluk dağıtırken şöhretli isimler, eski rakipler, güçlü kişiliklerden korkmayan Obama’yı örnek almak.

TEK TEK MOTİVE ETMEK VE HERKESİ DİNLEMEK

"Ekibinizi başarıya götürmek için içlerinden biri, ’hizmet eden lider’ olmalısınız; yani siz ekibinizin hizmetinde olmalısınız, bütün ekip sizin hizmetinizde değil." Ekibi desteklemek, tek tek her üyesinden en iyi sonucu almak sizin işiniz. Obama’nın yaptığı da bu. "iyi bir iş yapan, mutlaka, herkesin içinde teşekküre ve tebrike hak kazanıyordu" diyor Libert ve Faulk. Ayrica ekibine arka çıkmayı da biliyor Obama: AIG dosyası sebebiyle eleştirilen Hazine Bakani Timothy Geithner’e kamuoyu önünde sahip çıkmış ve "Önüme istifan gelirse, kabul etmem bilesin" demişti mesela. Obama, ekibini çok iyi dinliyor. Tabii son kararı o veriyor ama herkesi dinledikten sonra. Yöneticiler de ekiplerini konuşmaya zorlamalı ve doğru fikirlere, kompleks yapmadan, sahip çıkmalı. Ortak akil denilen budur.

Üçüncü dersin özeti: Bir kişinin iradesi dünyayı değiştirebilir ama, günümüz dünyasında bunun için iyi ve iyi yönetilen bir ekibe ihtiyacı var.

SOĞUKKANLILIKLA SONUCA YÖNELMEK

En büyük eyaletlerden Texas’taki yenilgiden sonra, Obama moralini bozmadı, kampanya ekibini değiştirmedi, azarlamadı; serinkanlı bir durum değerlendirmesiyle hatalarını görüp düzeltmeye yönlendirdi. "Önemli olan hatalarınızı nasıl yönettiğinizdir" diyor bir uzman. "Biz sözleşmeyi kaçırdınız, bir üründen vazgeçtiniz, rakibin bir hamlesini öngöremediniz… Günah keçisi aramak zaman kaybıdır. Kim nerede ne hata yaptı, hedefe ulaşıldıktan sonra bakabilirsiniz."

Şirket yöneticileri de zor anlarda soğukkanlılıklarını koruyabilmeli. "Tabii ki sağlıklı bir organizasyon, acil durum planları, B-C-D senaryoları lazım. Ama krizde hepsinden önemlisi güçlü bir mental" diyor Libert ve Faulk. Yine nasıl Obama, daha adayken de "bir başkana yakışır şekilde" davranarak kararsizlarin oyunu aldıysa, patronlar da ’devlet adamı’ gibi davranmayı öğrenip rakiplerine, kendilerini eleştirenlere bile güven verebilirler. Bunu yaparken de, rakiplerinin önüne geçmek için bütün yolları kullanmalarına bir engel yok.

Unutmamanız gereken bir husus daha var: Soğukkanlılığını korumak için, stres atmayı bilmek gerek. Barack Obama, düzenli basket oynayarak ve izleyerek bunu yapıyor. Pek çok patron dinlenmeyi ve stres atmayı bilmedikleri için birer kötü yönetici haline geliyor, ekibini geriyor.

Dördüncü dersin özeti: Bir sorun ortaya çıktığında, suçlu aramak yerine soğukkanlılıkla nerede hata yaptığınızı aramak, eleştirilere kulağını tıkayıp hedefe yönelmek.

ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKTEN ASLA VAZGEÇMEMEK

Barak Obama "post-modern lider" modelinin en iyi örneği. "ihtirasından hiç kaybetmeden, Obama insana son derece alçak gönüllü bir insan havası veriyor. Bu bakımdan şaşırtıcı bir lider" diyor bir uzman. "Kamuoyuna sade bir politikacı mesajı verdi. Kampanya sırasında ezip geçtiği rakiplerine hep saygi gösterdi. Barak Obama gücün kendisinde olduğunu göstermek ihtiyacı duymuyor. Çünkü gerçekten etkili bir lider, zaman içinde yarattığı değişimden anlaşılır, o bunu biliyor."

şirketlerde de bu yöntem geçerli olabilir. "Astığı astık, kestiği kestik çok yönetici var: Etraflarını hor görüyor, kötü davranıyor, kırıcı oluyor, tek başlarına karar veriyorlar" diyor Libert ve Faulk. "Herkes onlardan uzak duruyor. Tek başına kalan yönetici kendi sonunu hazırlıyor. Gereğinde masaya yumruğu vurun. Ama böyle özel durumlar dışında, sağduyu ve empatiden vazgeçmeyin."

Beşinci dersin özeti: Gerçek iktidar, değişimi yönetmektir. Alçak gönüllülükten, sağduyudan ve empatiden vazgeçmeyin.

İNTERNETTEKİ İMAJINI ASLA KÜÇÜMSEMEMEK

Obama gönüllülerden bir ordu kurmayı ve hiçbir politikacının erişemediği yetenekleri kazanmayı başardı. Ad Age adli Amerikan dergisi onu bu yüzden "Marketer of the year" seçti. Obama’nın bu alandaki en önemli başarılarından biri interneti ve sosyal paylaşım sitelerini kullanmadaki becerisi. internet sayesinde Obama çok sayıda gönüllüyü kampanyasına çekebildi. Yine bu sayede inanılmaz paralar toplayabildi.

Sosyal siteleri ticari çıkarınız için kullanırsanız, şirketiniz ve ürünlerinizle ilgili milyonlarca insanla bağ kurabilirsiniz. "Her şirket çok sayıda insanla bu yolla temas kurabilir: Ürün ve hizmetlerinizden şikayetçi olan tüketiciler, yatırımcılar, çalışanlar, bunların aileleri ve arkadaşları, şirketiniz hakkında olumlu veya olumsuz bir kamuoyu yaratabilecek binlerce, milyonlarca insan. Gözünüzü bunlardan ve internetten ayırmayın!"

Altıncı dersin özeti: interneti, sosyal paylaşım sitelerini, özetle ileri teknolojileri en iyi değerlendiren şirket, maça 1-0 önde çıkar.