Çalışırken Aklınız Bebeğinizde mi?

İş Dünyası
İştesiniz ama aklınız evde. Henüz 6 aylıkken bir bakıcıya ya da ebeveynlerinizden birine bıraktığınız minik yavrunuzu düşünüyorsunuz.  Ya bebeğiniz sizden çok ona alışırsa, ya istediğiniz gibi ba...
EMOJİLE

İştesiniz ama aklınız evde. Henüz 6 aylıkken bir bakıcıya ya da ebeveynlerinizden birine bıraktığınız minik yavrunuzu düşünüyorsunuz. 

Ya bebeğiniz sizden çok ona alışırsa, ya istediğiniz gibi bakamazsa! Kırkı çıkmadan ev, iş, bebek koşuşturmacısına dalan bir anne bu endişelerden nasıl kurtulabilir?

Bebeğiniz dünyaya geldikten sonra günler su gibi akıp geçti ve artık işe dönme zamanınız geldi. Bir anne olarak bu durum sizi hem çok üzüyor, hem de yanında olamadığınız saatlerde bebeğinize kimin bakacağı endişesi içinizi kemirip duruyor. Ya bebeğiniz sizden çok ona alışırsa, ya istediğiniz gibi onu yetiştiremezlerse?!. İlk başlarda annenin imdadına genelde anneanneler, babaanneler yetişir. Bazen komşu teyzelerden yardım istenir. Sonra bakıcı kadınlar veya kreşler aranır…

Bir çocuğu 9 ay taşıyıp, onu dünyaya getiren kişi tabii ki biricik annesidir. Fakat doğum sonrasında çocuğun bakımını üstlenen kişi her zaman annesi olmaz. Çalışmak zorunda olan anneler var. Peki bu durumda ne yapılmalı? Kırkı çıkmadan ev, iş, bebek koşturmacasına dalan anne bu endişeleri nasıl bertaraf edebilir?

Bebeğinizi emzirmeyi ihmal etmeyin

Bebeğin ilk yılında, çocuğun sağlıklı beslenmesi için anne sütünden 6 ay katıksız emmesi gerekiyor. Aynı zamanda bakımını üstlenen kişiyle arasında sevecen ve sıcak bir temel güven duygusunun geliştirilmesi çok önemli. Bebekte, bir yandan annesine ve sevgisine güvenme, bir yandan da kendini, annenin sevgi ve güvenine değer bulma duygusu gelişir. Bu da bebeğin gelecekten iyi şeyler beklemesini, hayata umut dolu bakmasını, sıkıntılar karşısında mücadele etme becerisini sağlar. Bu duygunun zayıflığı tüm yaşamı olumsuz etkiler.

Bebek, ona yakın olduğunuzu hissetmeli

Çocuğun dik duruma geçip, yürümesi ile bebeğin anneden ayrılması-bireyselleşmesi başlar. Dünyayı keşfe çıkarken ikide bir anneye geri gelip tutunma, ondan cesaret alıp tekrar eşyalara yönelme, her oyuncağı annenin kucağına taşıma, hem yakın olma hem de kendine karıştırtmama dönemine geçilir. Bu dönemde yine çocuklar için çetin bir öğrenme süreci olan tuvalet eğitimi söz konusudur. Tutma, aynı zamanda bırakma, onaylanma, ayıplanma, kuşkularla baş etme süreci çok zorlu olabilir. Sonuçta sağlıklı bir irade gelişir; bu başkaları onaylamadığı zaman bile insanın doğru bulduğunu yapabilme gücüdür. Aynı zamanda canı çok istese bile, yanlış olanı yapmayacak gücü kendinde bulabilir. Bu dönemden sonra obje sürekliliği dediğimiz, bakıcısından ayrıldığında, hafızasında onu tutma ve kavuşacağından emin olma duygusu olgunlaşır.

Bebeğe bakan kişi sık sık değişmemeli

İlk 3-4 yaş, bebek için çok önemli bir süreçtir. Kârları ve zararları, imkânları, fedâkarlıkları, ekonomik şartları iyi tartmak gerekir. Günümüzde kadınların bir veya iki çocuk doğurduğu düşünülürse, annelik duygusunu tatmanın avantajını yaşamak herkesin hakkı. Ama olmadığı durumlarda, anneyle benzer şartları oluşturan uyumlu ve sevecen bir bakıcının bulunması, çocuğun ortak ama mümkün olduğu kadar tutarlı ve rekabetsiz sevgiyle yetiştirme şartlarının sağlanması gerekir. Bebeğe bakan kişinin sık değiştirilmemesi, anneyle çatışıp rakip olmaması önemlidir.

Bebek için anne, her zaman başrolde olmalı

Öz annenin öncelikle söz sahibi olduğu, erken çocuklukta birebir iletişim kurduğu, sonrasında birçok bakıcının (büyük ebeveynler, teyzeler, halalar, dayılar, amcalar, kuzenler, bakıcılar, komşular da olabilir) ahenk içinde çocuk ile ilgilendiği durumlar, çocuk büyüdükçe, çocuğa son derece renkli kazanımlar da sağlayacaktır.

zaman