Çelik, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2015 yılı bütçesine ilişkin görüşmelerde, milletvekillerinin sorularına ve yöneltilen eleştirilere cevap verdi.
Sayıştay’ın Sosyal Güvenlik Kurumuyla ilgili tespitlerine değinen Çelik, kurumun büyüklüğü sebebiyle bu tespitleri normal karşıladıklarını, söz konusu tespitleri çözüm odaklı şekilde görüşmeye devam ettiklerini söyledi.
İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’nın AB normlarında bir yasa olduğunu ama uygulama alanlarının söz konusu normlarda olmadığını ifade eden Çelik, sadece geçen ay 2 bin 79 inşaat alanının denetlendiğini ve bunlardan bin 610’unda faaliyeti durdurmayı gerektiren eksiklik arz ettiğini, söz konusu sayının inşaat sektöründeki durumu gözler önüne serdiğini dile getirdi.
Soma’da 2017’de üretilmesi gerek kömürün 2014’te üretildiğini, bu durumun üretim zorlaması ve yanlış olduğunu ifade eden Çelik, aşırı üretimin işletmeleri risklerle karşı karşıya bıraktığını vurguladı.
128 kömür madeninde faaliyeti durduruldu
Bakan Çelik, bakanlık olarak çift yol bağlantısı olmadığı için 83, mekanik havalandırma olmadığı için 32, yedek havalandırma olmadığı için 25, yedek enerji kaynağı olmadığı için 11, anti grizu ve alev sızdırma ekipmanlar kullanılmadığı için 96, merkezi izleme sistemi olmadığı için 108, solunum ve canlandırma ekipmanı olmadığı için 15 madende durdurma kararı aldıklarını bildirdi.
Sadece bu yıl içerinde 128 kömür madeninde faaliyetin durdurulmasına karar verildiğini belirten Çelik, eksiklerini gideren madenlerin tekrar faaliyete başladığını söyledi.
Taşeron işçilerle ilgili çözüm yakı
Taşeron işçilerin sorunlarını çözmek için önemli adım attıklarını ifade eden Çelik, taşeron işçilik uygulamasının 1936’dan beri uygulandığını, birçok ülkede de tercih edildiğini, burada emeğin konumu ve istismarıyla ilgili uygulamaların ortadan kalkması gerektiğini söyledi.
Çıkarttıkları yasayla taşeron işçilikle ilgili keyfi birçok uygulamayı disipline ettiklerini dile getiren Çelik, Bakanlar Kurulu’nun yayınlayacağı yardımcı işler dışında hizmet alımının önüne geçilmesinin hedeflendiğini kaydetti.
Çelik, taşeron işçi statüsünde kamuda çalıştırılan ve mahkeme tarafından asıl işi yaptıkları kararlaştırılan işçilerin kadroya alınması ya da tazminatının ödenmesi ile ilgili nihai bir noktaya gelindiğini bildirdi.
Taşeronlaşmanın devlete maliyetinin daha fazla olduğu yönündeki tespitlere katıldığını belirten Çelik, “Çünkü 761 bin civarında taşeron var. Bu düzenleme buradaki aksaklıkları giderecek. Belki de o seviyelerde çalışana ihtiyaç olmayacak. Asıl kadrolarda meydana gelecek boşluklar doldurulacak. Hizmet alımında yapılacak elaman sayısı da belirlenecek ve daha az sayıda hizmet alımı olacak” dedi.
Kıdem tazminatı sendikalarla görüşülüyor
Bakanlığın kıdem tazminatının fona devredilmesiyle ilgili bir çalışmasının olup olmadığı yönündeki bir soru üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:
“Ben burada emekten yanayım. Siz de söylüyorsunuz yürüyüş yapacaklar diye. Kim yürüyüş yapacak? İşçi. Neden? Tazminatı alamadığı için. Neden? İşyeri kapandığı için. Neden? İşyerinde kaza olduğu için. Şimdi bizim işçimizin tazminatının güvence altına alınması gerekiyor. Sendikalarla benim görüşmem devam ediyor, İşçinin kendi bireysel hesabında eğer bunu garanti alabilirsek bu dönemde bunun çıkmasının çok hayati olduğuna inanıyorum. Neden? İşçi lehine bunu söylüyorum. Aksi takdirde birçok işçinin, yüzde 90’lara varan işçi kesimin, emekçinin bu tazminatı alamadığını her gün muhalefetiyle iktidarıyla yaşamak durumunda değilim. Madem yasa koyucu burası, sağlıklı bir şekilde hiçbir hak kaybına mahal vermeden bu sorunu çözmemiz inancı içerisindeyim.”
Yılbaşından itibaren bin 198 kişi yaşamını yitirdi
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam’ın iş kazaları ve işçi ölümleriyle ilgili astığı pankarttaki rakamların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Çelik, yıllara göre işçi ölümlerini kıyaslamanın ve yarıştırmanın doğru olmadığını söyledi.
Çelik, yıl başından itibaren bin 198 kişinin yaşanan iş kazalarında yaşamını yitirdiğini bildirerek, iş kazaları konusundaki sorunların yapısal olduğunu dile getirdi.
Soma’daki maden faciasının ardından Bakanlık Müfettişleri hakkında soruşturma izni verilmediği yönündeki eleştirilere de değinen Çelik, “Soma Cumhuriyet Başsavcılığı talebi üzerine Bakanlığımızın 12 iş müfettişi ve bir genel müdürü hakkında ön inceleme yapmış ve bizden izin talebinde bulunmuş. Denetimlerle maden kazaları arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, konuyla ilgili iddiaların gerçeği yansıtmadığının elde edilen bilgi ve belgelerle ortaya çıkmış olması nedeniyle bakanlığımız bu kamu görevlileri hakkında soruşturma izni vermedi. Nitekim şimdi açıklanan raporda bu olayın teftişle değil, eski imalat yapılan boş ocaktan gazın sızması neticesinde yaşandığı ortaya çıktı” dedi.
“İşsizlik fonu belirlenen kapsamda kullanılıyor”
Bakan Çelik, İşsizlik Sigortası Fonu’nun başka amaçla kullanılmasının kesinlikle mümkün olmadığını ifade ederek, fonun yasada belirlenen kapsamda kullanıldığını söyledi. Kömür madeninde yanıcı ve boğucu ortam nedeniyle asıl olanın bir an önce yer yüzüne çıkmak olduğuna dikkati çeken Çelik, kömür madenlerinde yaşam odası kurulmasının teknik olarak söz konusu olmadığını, bunun yerine gaz maskesi değiştirme istasyonları uygulamasının yürürlüğe konulduğunu kaydetti.
Muhalefete mensup bazı milletvekillerin madenlerin kamu eliyle işletilmesi önerisine de değinen Çelik, “Türkiye Taşkömürü Kurumu kamu ama 1983’te Armutçuk’ta 103 şehidimiz var, 1992’de Kozlu’da 262 ölümlü kaza olmuş. İş sağlığı ve güvenliği kültürü yoksa, farkındalık yoksa madenleri kamu ya da özel sektörün işletmesinin bir farkı yok” dedi.
Türkiye’nin işçi ölümlerinde dünyada üçüncü sırada olduğu yönündeki bilgilere tepki gösteren Bakan Çelik, Türkiye’nin iş kazaları ve işçi ölümleri oranlarında Avrupa ortalamasına yaklaştığını ama Soma ve Ermenek’teki maden ile Mecidiyeköy’deki asansör kazalarının söz konusu olumlu tabloyu kararttığını ifade etti.
Çelik, Ermenek’te maden işleten dört firmanın aralarında gizli bir sözleşme yaptıklarını tespit ettiklerini bildirdi.
“Suriyeli işçi oranı yüzde 10’u geçmeyecek”
CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş’in Suriyeli göçmenlerin istihdamın nasıl düzenleneceği yönündeki sorusu üzerine Bakan Çelik, şunları söyledi:
“Suriyeliler ile ilgili şu anda Göç İdaresi’nin çıkarttığı bir yasa var. O çerçeve bir yönetmelik çıkması gerekiyordu, o da yayınladı. Şimdi Bakanlar Kurulu kararına ihtiyaç var. Bunlara geçici bir kimlik, tanımlama kimliği diyebileceğimiz bir kimlik verilecek. Bunların açık iş dediğimiz pozisyonlarda, bu pozisyonlarda bizim işçilerimiz yüzde 10’unu aşmayacak şekilde, çok teknik bir çalışma yapıyoruz. Bugüne kadar gelen Suriyelilerle ilgili de ağırlıklı şirket düzeyinde, işveren düzeyinde, iş ortaklığı şeklinde pasaportlu olarak gelenler. Henüz Suriyelilerle ilgili Bakanlar Kurulu kararı hazırlanmış değil.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 2015 yılı bütçesi, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi.