ABD’liler 365 Gün Çalışmaya Razı

İş Dünyası
Amerika’da Capital One Banking’in Amerikalıların parayla ilişkisini anlamak için yaptığı bir araştırma İK camiasına bomba gibi düştü. Çünkü araştırmanın sonuçları tam ve yarı zamanlı çalış...
EMOJİLE

Amerika’da Capital One Banking’in Amerikalıların parayla ilişkisini anlamak için yaptığı bir araştırma İK camiasına bomba gibi düştü. Çünkü araştırmanın sonuçları tam ve yarı zamanlı çalışanların yüzde 25’inin gelirlerini artırmak için 365 gün çalışmayı göze aldığını gösteriyor. Uzmanlar bunun krizin iş dünyasında yarattığı bir durum olduğu görüşünde.

Çalışanların araştırmaya verdiği yanıtlar krizin işten atılanlar kadar işini kaybetmeyenleri de derinden etkilediğini kanıtlar nitelikte. 14-15 Ocak tarihlerinde gerçekleştirilen ve binden fazla çalışanı kapsayan araştırmadan çıkan sonuçların bir kısmı şöyle:

• Çalışanların yüzde 35’i tatillerde çalışabileceğini
• Yüzde 25’i eğer geliri iki kat artacaksa yılın her günü çalışabileceğini
• Yüzde 19’u ise maaşının iki katını alacaksa tüm tatillerinden vazgeçebileceğini belirtiyor.

ABD gelişmiş ülkeler arasında bu konuda yazılı bir kanun olmasa da yıllık izni en az olan tek ülke. Öyle ki 2007 tarihli Ekonomi ve Politik Araştırma Merkezi raporu ABD için “Tatili olmayan millet” yakıştırmasını kullanmış. ABD’deki izin uygulamalarını 15 ülke ile karşılaştıran rapor 28 milyon Amerikalının hiçbir şekilde ücretli izni ya da tatili olmadığını ve bu durumun özellikle düşük ücretli ve yarı zamanlı işçiler ile küçük şirketlerin çalışanları arasında çok daha vahim olduğuna değiniyor.

Yılın her günü çalışmayı göze almak…

Merkezin baş ekonomisti ve “No-Vacation Nation” (Tatili Olmayan Millet) raporunun yazarı John Schmitt bu sonuçların Amerikalıların tatillerle ilgili genel fikirlerinden ziyade resesyonun yarattığı ekonomik kaygılarla ilgili olduğu görüşünde. Schmitt “Amerikalıların tasarrufları çok az ve sosyal güvenlik açısından da durum pek açıcı değil. Örneğin işsizlerin ancak yüzde 40’ınin işsizlik sigortası hakkı bulunuyor” diyor. Ona göre yüzde 10 seviyelerindeki işsizlik oranları 2010 boyunca değişmeyeceği ve yine 2011 beklentileri de yeterince olumlu olmadığı için birçok Amerikalı kendini gelirini artırarak güvence altına alma peşinde. Yılın her günü çalışmayı göze almanın oldukça uç bir durum olduğuna dikkat çeken Schmitt “Noel ya da Şükran Günü’nde izin yapmamak, çocuğunun mezuniyetine gitmemek, şehir dışındaki bir dost düğününe katılmamak… İnsanların bu soruları korku ile yanıtladıklarını düşünüyorum” diyor.

Ücretli izin kullanımında düşüş

Diğer yandan başka araştırmalar da bazı Amerikalı çalışanların giderek ücretli izin haklarının tümümü kullanmama eğiliminde olduğunu gösteriyor. Right Management adlı bir yönetim şirketi tarafından 2009’da yapılan bir araştırmaya göre Amerikalı çalışanların üçte ikisi 2009’daki izin haklarının tümünü kullanmamış. Uzmanlara göre Amerikalıların bu tutumu işlerini havuz kenarında güneşlenmeye tercih etmelerinden kaynaklanmıyor. İşten çıkarılmalar, yeniden yapılanmalar ve birleşmelerin kalanlar için iş yükünü artırdığına dikkat çeken Right Management Başkanı Douglas J. Matthews, “Çalışanların izin haklarını kullanmamaları iş güvenliği korkusundan ve işten atılma ihtimaline karşı olabildiğince parayı kenara koyma güdüsünden kaynaklanıyor. Bugün artık birçok kurumda her zaman herkesin iş üstünde olması gerektiği gibi bir kültür oluştu. Ve teknolojik gelişmeler de bunun 7/24 gerçekleşmesini mümkün kılıyor” diyor.

Uzmanlara göre izin kullanmamak daha çok strese ve stresle ilgili sağlık problemlerine yol açacağı gibi performansa, üretkenliğe, yaratıcılığa ve hafızaya zarar vereceğinden kurumlar çalışanları arasındaki bu eğilimlerin önüne geçmeli.