Zekat sebebiyle vergi indirimi

İslam
Hayrettin Karaman’ın Yenişafak gazetesindeki yazısı… Bugün sıra sigorta konusuna gelmişti ve onu yazacaktım. İslam Ticaret Hukukunun Güncel Meseleleri konulu kongrenin gerçekleşmesinde büy...
EMOJİLE

Hayrettin Karaman’ın Yenişafak gazetesindeki yazısı…

Bugün sıra sigorta konusuna gelmişti ve onu yazacaktım. İslam Ticaret Hukukunun Güncel Meseleleri konulu kongrenin gerçekleşmesinde büyük emek ve himmet sahibi İslam Hukuk Profesörü Ahmet Yaman’ın bir sorusu sigorta konusunu bir yazılık erteleyerek tekrar zekat konusuna gelmeyi zorunlu kıldı.

Değerli ilim adamı şöyle diyor:
Kongrede zekat oturumunda müzakere edilen konulardan biri de gıda bankacılığı mevzuatı çerçevesinde yapılan bağışların zekat yerine geçip geçmeyeceğiydi. Bu bağlamda ilgili komisyon şu sonuca ulaştı:

“Gıda bankacılığı kapsamında zekât niyeti ile yapılan bağışların, zekât yerine geçmesi aşağıdaki şartlara bağlıdır:

a- Bağış kabul eden dernek ve vakıfların, “ihtiyaç ve muhtaç anlayışı” fıkıhtaki zekât/sadaka alabilecek muhtaç anlayışından farklı olmamalıdır.

b- Sistemin işleyişi devamlı kontrol edilmeli, fakirin menfaatinin öne çıktığı bir anlayışla uygulanıp uygulanmadığı denetlenmelidir.”

Yalnız önemli bir ayrıntı var. O da yapılan bağışın mer’i mevzuata göre, gider olarak kabul edilip vergi avantajı sağlaması ( % 20’sinin gelir vergisi matrahından düşülmesi ).
Acaba sağlanan bu vergi avantajı, devletin işletmeye verdiği teşvik olarak mı değerlendirilmeli ve dolayısıyla ödenen zekatın bir kısmının tekrar işletmeye avdeti sayılmamalı mı; yoksa bu geri dönen de ayrıca zekat olarak verilmeli mi?

Zekatın mana ve maksadı, verenin kendisine gelecek vergi menfaatini düşünmeden verme hasbiliği, bir cebinden verdiği 100 lira zekatın bir kısmının diğer cebine bir şekilde girmiş olması gibi bir şüphe uyandırması, zekat verirken bu avantajı hesap etmenin zamanla onun mehabetine getirebileceği halel ve kişilerdeki teslimiyet duygusunu pörsütmesi vs. gibi mülahazalarla bende doğrusu olumsuz bir meyil var. Acaba siz ne düşünür ve ne dersiniz?”

Ben şöyle düşünürüm:

Vergi mükellefinin herhangi bir harcamasının mevzuat bakımından vergi indirimine sebep kılınması, o harcamanın vergi indirimi kadarını devletin, mükellefe geri vermesi manasına gelir. Bir benzetme ile konuyu şöyle açabiliriz: Bir Müslüman, yoksullara yardım eden bir kuruluşa beş bin lira zekat veriyor, bunu duyan ve memnun olan bir başkası zekat verene gelip “oraya zekat vermene çok sevindim, başkalarına da teşvik olsun diye sana bin lira vereceğim” diyor ve veriyor. Bu bin lirayı veren hangi maksatla verirse versin beş bin lira zekat ödeyen kişi bunun bin lirasını geri almış oluyor; başka bir deyişle zekat için ayırdığı beş bin liranın dört bini gitmiş, bini kendine kalmış oluyor, dört binini o, binini başkası vermiş oluyor. Bir kimse cihad vergisi olarak on bin lira verse, devlet veya bir başkası teşvik için bunun bin lirasını ona bağışlasa ibadet vergi olarak on bin değil, dokuz bin lira vermiş olur. İbadetlerin karşılığını Allah verir, kulları değil. Bir kula mali ibadetinin karşılığını bir başka kul verirse ibadet o nispette eksilir.
Allah a’lemubi’s-savâb.