İşte Hayrettin Karaman’ın yazısı şöyle;
Tekâsür sûresinde Allah Teâlâ buyuruyor ki: ‘Çokluk peşinde koşup yarışma sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı’.
Hadi dünya hayatında, olabildiğince çoğu elde etmekten ve alabildiğine haz peşinde koşmaktan başka amacı olmayan imansızlar, kapitalistler, aç gözlüler bütün ömürlerini çoğaltmanın peşinde harcıyorlar, peki bu dünyayı ahiretin tarlası, imtihan yeri, emanet, gelip geçici bilen, böyle inanan (inandıklarını söyleyen) müminlere ne demeli; onlar da çoğaltmanın peşinde koşma bakımından ötekilerden geri kalmıyorlar!
Müminler fert ve cemiyet olarak bütün imkanlarını, Allah’a makbul bir kul olmanın, bu kulların kurduğu bir cemiyeti, bir medeniyeti, bir dünya düzenini insanlığa sunmanın peşinde olmalı değiller mi?
Bir karış toprak için insan öldürenler, biraz daha fazla kazanmak için insanları yoksullaştıranlar veya yoksulları süründürenler, alırken süzgeci geniş tutup verirken kılı kırk yaranlar nasıl Müslüman oluyorlar!
Birileri normal bir hayat için gerekli olan ihtiyaç maddelerini temin edemiyor, diğerleri fazlayı daha da artırmanın peşinde koşarken yokluk ve yoksulluk içinde harama el uzatmaya mecbur kalanların halini görmüyorlar. Bu durumda fıkıhçılar elbette ‘zaruret kaidesine göre’ fetva verecek, çaresiz kalanlar için ihtiyaç miktarı nesnenin -normal durumlarda meşru olmayan yollardan- temin edilebileceğini söyleyecekler; ama şurası unutulmamalıdır ki, insanları bu duruma düşürenlerden mutlaka hesap sorulacaktır!
Evet, zarurete düşen, ihtiyacını karşılamazsa sıkıntı çeken, hayatı normal olmaktan çıkan insanlar başka kapı kalmayınca faizli krediye de başvururlar; ama bunun günahı, servetlerindeki yoksul haklarını ödemeyenlerin boynundadır.
Bir kimsenin meskene, yiyeceğe, giyeceğe, taşıta, tedaviye vs… ihtiyacı bulunduğunda elinde fazlası olanlar ona karşılıksız yardım etmelidirler. Bunlarla alış-veriş yapanlar müsamahalı davranmalı, ucuz ve gerekirse mümkün olduğu kadar az kâr ile vadeli vermelidirler.
Katılım bankaları darlık içinde olanlara mesken, araba vb. alıp sattıklarında, mümkün olan en az kâr ile işlem yapmalıdırlar.
Bütün bunlar yapıldığında hiçbir mümin, faizci bankanın kapısını çalmaz.
Yazının devamını okumak için tıklayınız…
Yeni Şafak