Unutulan Kardeşlik ve Sultanahmet’te Bayram Namazı

İslam
Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gazetesindeki yazısı… Çok değerli hocalarımızla birkaç yıldan beri zaman zaman Eyüp’te “Eyüp Buluşmaları” adı altında bir araya geliyor; çeşit...
EMOJİLE

Abdullah Yıldız’ın Yeniakit gazetesindeki yazısı…

Çok değerli hocalarımızla birkaç yıldan beri zaman zaman Eyüp’te “Eyüp Buluşmaları” adı altında bir araya geliyor; çeşitli konularda fikir alışverişinde bulunuyor, bazı faaliyetler planlıyor ve bazen de bildiriler yayınlıyoruz.

Son olarak, ülkemizde yüzyıllardır devam eden İslam kardeşliğimizi ciddi boyutlarda tehdit eder hale gelen “PKK terörüne” karşı “Birlik ve Kardeşlik Çağrısı” içeren bildirimizi yayımladık. Bu bildiriyi bugün sizlere takdim ediyorum.

Ayrıca, bu toplantılarda karar alıp uyguladığımız ve inşallah bu Kurban Bayramında altıncısını eda edeceğimiz “Sultanahmet’te Bayram Namazı” çağrımızı da yineliyoruz. Efendimizin Bayram namazlarını Musalla’da kılma sünnetini ihya etmeye medar olması duasıyla Bayramlarımızın kardeşliğimizi pekiştirmesi için Yüce Rabbimize niyazda bulunuyor ve sizleri bu Kurban Bayramı Namazı için de yine Sultanahmet’e bekliyoruz.

UNUTULAN KARDEŞLİĞE ÇAĞRI

“Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.” (Hucurat.10)

“Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizi tanımanız için sizi boylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı gelmekten en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hakkıyla haberdar olandır.” (Hucurat, 13)

İslam âleminin içine sürüklendiği acı durum yüreğimizi sızlatmakta, hepimizi derin üzüntüye sevk etmektedir. Tarih boyu nice badireler atlatan İslam ümmeti, üzerimize akın akın gelen bu karanlık tabloyu da Allah’ın izniyle bertaraf edebilecek güçtedir. Yeter ki İslam dünyası bünyesinde barındırdığı güç ve imkânların farkına varabilsin.

İslam ümmeti; farklı mezhep ve meşreplerden, farklı etnik gruplardan, farklı sosyal yapılanmalardan oluşur. Bunlar bizim imkânlarımız, zenginliğimiz ve gücümüzdür; eğer bu imkânları yeterince kullanamazsak ayrılığa, düşmanlığa vesile olabilir. Ümmet şu an bunu yaşamaktadır. 

Ortadoğu denilen halkı Müslüman ülkelerdeki kargaşa ve savaş da, ülkemizde cereyan eden PKK/Kandil terörü de, ufuksuzluğun, dünyayı tanıyamamanın, modern dünyanın İslam dünyası için tertiplediği tuzağı fark edememenin, kendi gücünü kavrayamamanın bir sonucudur. 

Biz bir ümmetiz, gücümüzü birlikteliğimizden alırız, birliktelik farklılıkları bünyesinde barındıran ve ayrılığa dönüşmesine müsaade etmeyen yüce bir anlayış ve inançla sağlanabilir. 

Türkiye ile diğer İslam ülkeleri aynı kaderi paylaşmaktadır. Türkiye’nin selameti, aynı zamanda diğer İslam ülkelerinin de selametidir. Bunun için ilk önce Türkiye’de kamu düzeni her hâlükârda sağlanmalıdır. Kamu düzeni bahane edilerek askeri vesayete kapı aralanmamalıdır. 

Allah’ın (c.c.) insana bahşettiği -bugüne kadar kasten yok sayılmış- bütün insanî ve İslamî haklar da Türkiye’de yaşayan tüm etnik kökenlere, bilhassa Kürt kardeşlerimize hemen ve şartsız iade edilmelidir. Bu bir lütuf, bir iyilik diye de takdim edilmemelidir. Anadilde eğitim devlet tarafından ve resmi okullarda verilmeli, devlet bunun için ne lazım geliyorsa derhal yerine getirmelidir. Kürtçe, Arapça, Farsça… konuşmak ve yazmaktan korkan bir devlet ayakta kalamaz. 

Ulus-devletlerin eskisi kadar güçlü olmadıkları bir gerçektir. Dünya Müslümanları bunun farkına varmalı ve topyekun ümmet olarak ortak hareket etmenin yollarını aramalıdır; aksi halde adına devlet denen bu yapılanmalar birer birer emperyalistlerin pençesinden kurtulamayacaklardır. 

Bu ülkede yaşayan herkes, birbirini anlamalı birbirini tanımalı, birbirinin hakkına saygı duymalı, İslam’ın adil şemsiyesi altında bir birliğe doğru gitmenin yollarını aramalıdır. Çünkü İslam insanlığını yitirmemiş bütün insanları muhafaza edebilen yegâne din ve nizamdır. 

Türkiye vatandaşı, İslam ümmetinin mensubu, insanlık âleminin ferdi olarak herkesi akl-ı selime ve tutuşturulan bu fitne ateşini söndürmeye davet ediyoruz. 

(Hayreddin KARAMAN, Yaşar KANDEMİR, Yusuf Ziya KAVAKÇI, İhsan Süreyya SIRMA, Abdullah YILDIZ, Muhammed Emin YILDIRIM, Bülent YILDIRIM, Faruk BEŞER, Kazım SAĞLAM, Mehmet Beşir ERYARSOY, Metin Balkanlıoğlu, Ramazan KAYAN, Talha Hakan ALP, Abdulaziz KUTLUAY, Abdulvahap Ekinci, Adnan DEMİRCAN, Mehmet GÖKTAŞ)