Üç Aylar ve Regaib Kandili’nin fazileti

İslam
Ramazan’ın habercisi olan Üç Aylar’a girmiş bulunuyoruz ve yarın da Regaib Kandili’ni kutlayacağız. Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içinde bulunduran ‘Üç Aylar’ olarak a...
EMOJİLE

Ramazan’ın habercisi olan Üç Aylar’a girmiş bulunuyoruz ve yarın da Regaib Kandili’ni kutlayacağız. Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içinde bulunduran ‘Üç Aylar’ olarak adlandırılan bu maneviyat dönemi dünya meşguliyetleri içinde unuttuğumuz kulluk sorumluluklarımızı hatırlamak, günah kirleriyle kararan kalplerimizi tevbe ve istiğfarla arındırmak, sadaka ve iyiliklerle bolca sevap kazanmak, hayır işlerinde yarışmak ve ahiret yurduna hazırlanmak için bulunmaz bir fırsattır.

Bu günlerde nefisler hesaba çekilmeli, ana sermayemiz olan ömrümüzün nerede ve nasıl tüketildiği gözden geçirilmeli, amel defterimize neler yazıldığı, Mahşer günü kurulacak büyük divanın tek Hâkimi Yüce Allah’ın (cc) hakkımızda nasıl bir hüküm vereceği düşünülmelidir. Bu aylar dua ve tövbelerimizin kabul edilme ümidini daha fazla hissedeceğimiz aylardır.

Ramazan ayına bir hazırlık olmak üzere Recep ve Şaban aylarını daha verimli olarak değerlendirmeli, mümkün olabildiğince kendimizi günahlardan korumaya çalışmalı ve ayrıca bol bol tövbe etmeliyiz. Unutmayalım ki Allah Teala, bu aylarla bizim Ramazan’a hazırlanmamızı istiyor. Çünkü Ramazan bizler için artık hasat vaktidir.

İnsanlar, dünyevi işlere kendilerini bazen çok fazla kaptırıyorlar ve uhrevi görevlerini ikinci plana itiyorlar. Zamanın normal seyri sırasında rutin meşguliyetlerle devam eden hayat sıradanlaşıyor hatta sıkıcı olmaya başlıyor. Allah Teâlâ hem manevi hayattan uzaklaşmamızı önlemek hem de sıradanlaşan zamana ve hayata manevi bir canlılık katmak için bazı ay, hafta ve günlere özel bir değer atfetmiştir.
Peygamber Efendimiz, bu mübarek aylarda ibadetlerini artırır, gündüzlerini oruçla geçirir, gecelerini de namaz, dua, zikir ve istiğfarla değerlendirirdi. Yine bu aylarda cömertliği zirveye çıkar, sadakalarını artırırdı. Hz. Peygamber (s.a.s.) üç ayların ilki olan Recep ayı girdiğinde, “Allahım! Recep ve Şaban ayını hakkımızda hayırlı kıl, bizi Ramazan ayına kavuştur” (Ahmed b. Hanbel; Müsned, 1, 259) diye dua ederdi.

ÜÇ AYLAR KENDİMİZİ MUHASEBEYE ÇEKECEĞİMİZ ZAMANLARDIR   

Biz kimiz? Niçin ve kimin için yaşıyoruz? Allah (cc) ile aram nasıl? Onun istediği bir kul olabildim mi? Beni ondan uzaklaştıran kötü alışkanlıklarım var mı?  Her an ölüm gelecek hassasiyeti ile buna ne kadar hazırlıklıyım? Bu soruların cevabını şu mübarek günlerde fert fert herkesin kendisine sorarak aklıselim ile cevaplandırması, verdiği cevaba uygun bir hayatı da yaşaması gerekir.

Kısaca, “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz.”  Hadis-i şerifinin gereğini yapabiliriz.
İşte, mübarek Üç Aylar ve bunlarda peşi-peşine sıralanan mübarek geceler bizim, hangi noktada olduğumuzu düşünmemiz açısından önemlidir. Durum muhakemesi ve muhasebesi yapmamız, tefekkür etmemiz, kendi dışımızda yaşayan din kardeşlerimizi düşünmemiz açısından önemlidir.
Kefaret ve kaza borcu olanlar bu aylarda oruçlarını tutabilirler. Nafile namazlar, hayır ve hasenatlar çoğaltılabilir.

RECEP TOHUM EKME, ŞABAN SULAMA, RAMAZAN HASAD AYIDIR

Yıl; ağaç gibidir. Recep; ağacın yaprakları, Şaban; meyvelerin olgunlaşması, Ramazan ise olgunlaşmış olan meyvelerin toplanmasıdır.

Üç aylar ve kandiller, içinde yaşadığımız fakat farkında olmadığımız nimetlerdir.
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarına ne hazırladığına baksın. Allah’tan korkun çünkü Allah yaptıklarınızdan haberdardır.”(Haşır, 59/18)

Üç aylar mevsimi ve kandiller, bu ayetin gereği olarak yani yarınlarımız için hazırlık yapmak için bir fırsattır. Tabii ki kastımız bütün bir yaşamı üç aylar ile sınırlandırmak değil tam tersine biten enerjimizi, boşalan akümüzün yeniden doldurulması için bu İlahi feyiz ve bereketin zirve yaptığı zaman dilimlerinden en üst derecede istifade etmektir.

3 aylarda yapılan ibadet Allah (c.c) katında diğer ibadetlerden kat kat üstündür. 3 aylar, mahzun gönüllere neşe ve sevinç kaynağı olmak, yıkık kalpleri mamur eylemek, insanı insan yapan, değerine değer katan bütün güzelliklerle bu feyizli anlardan nasiplenmek mevsimidir.

Peygamberimiz (s.a.v.) Recep ayının hikmeti sorulduğunda şöyle buyurmuştur:

“Çünkü bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda halkın kan dökmesine mani vardır. Bu ayda Allah Tealâ peygamberlerinin tevbelerini kabul buyurmuştur. Bu ayda peygamberlerini düşmanlarından korumuştur.”

“Receb büyük bir aydır. Allah bu ayda hasenatı kat kat eder. Receb ayında bir gün oruç tutana, bir yıl oruç tutmuş gibi sevaba kavuşur. 7 gün oruç tutana, Cehennem kapıları kapanır. 8 gün oruç tutana Cennetin 8 kapısı açılır. On gün oruç tutana, Allah istediğini verir. 15 gün oruç tutana, bir münadi, ‘Geçmiş günahların affoldu’ der. Receb ayında Allahü teâlâ Nuh aleyhisselamı gemiye bindirdi ve o da, Receb ayını oruçlu geçirdi. Yanındakilere de oruç tutmalarını emretti. (Taberânî)

“Şaban ayının on beşinci gecesi (Beraat Kandili) olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın, o gecenin gündüzünü (on beşinci günü) de oruçlu geçirin. Çünkü o gece güneş batınca Allah Tealâ (bizce kavranması mümkün olmayan bir keyfiyetle) dünya semasına iner ve güneş doğana kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, ona mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım . (Bir derde) müptelâ olan yok mu, ona afiyet vereyim.’ buyurur.”

Son derece haklı olarak “Onbir Ayın Sultanı” diye adlandırılan, mahyaların bu aya özgü iltifatlarla donandığı, evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennem azabından kurtuluş olan Ramazan-ı Şerif, bütün ayların içinde en nadide olanıdır.

Oruç nimeti bu aya has olarak farz kılınmıştır. Kur’an -ı Kerim bu ayda indirilmiştir. Bin aydan daha hayırlı olduğu haber verilen Kadir Gecesi yine bu ayın içinde gizlidir. Ayrıca bu ayda ifa edilen bir farzın, diğer aylarda yerine getirilen yetmiş farza bedel olduğu bildirilir. (1)

Receb ayının ilk cuma gecesine Regaip gecesi denir. Elbette her Cuma gecesi kıymetlidir, ancak iki kıymetli gece bir araya gelince, daha bir kıymet kazanır. Yarın kutlayacağımız Regaib Kandili’ni nasıl değerlendirmeliyiz?

REGAİB KANDİLİ’NDE NELER YAPILMALI?

Kelime olarak regâib, “çokça rağbet edilen, nefis, kıymetli, değerli, ihsan” mânâlarına gelen Ragibe kelimesinin çoğuludur. Buna göre Regaip Gecesi denilince: “Çok lütuf ve ihsanla dolu, kıymeti ve değeri büyük, çok iyi değerlendirilmesi gereken gece” mânâsı anlaşılır. Bu gece Allah lütuflarını sağanak sağanak yağdırır.

Bu geceyi ibadetle ihya etmenin sevabı pek çoktur. Diğer zamanlarda okunan her Kur’ân harfi için on sevap verilirse, Recep ayında yüzleri geçmekte, Regâib kandilinde ise daha da artmaktadır. Kaza ve nafile namazların sevabı ise diğer gecelere oranla kat kat fazladır. Regâib kandilinde yapılacak ibadetlerden birisi de duadır. Peygamberimiz (sas), bir hadîslerinde bu gecede yapılacak duaların Allah katından geri çevrilmeyeceğini bildirmişlerdir.

Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza–i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:

1. Kur’ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

2. Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

4. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.

5. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.

6. Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı. (2)

(1) Siyerinebi.com
(2) Samanyoluhaber.com

On5yirmi5