AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Van’da 644 kişinin hayatını kaybettiği depremin ardından ilgili tüm kurumlar harekete geçti.
Önce depremzedelerin acil barınma ihtiyacını karşılamak için elektriği, suyu, kanalizasyonuyla her türlü altyapıya sahip çadır kentler kuruldu, sıcak yemek hizmeti başlatıldı. Kış mevsimi yaklaştığı için hemen 2 odası, mutfağı, banyosu, tuvaleti bulunan konteyner kentler oluşturuldu. Vatandaşların buradaki elektrik, su gibi giderleri karşılandı.
Depremlerin ardından Van genelinde 200 binden fazla konut, iş yeri ve ahır incelenerek, hasar tespit işlemi gerçekleştirildi. İncelenen yapıların yüzde 26’sının ağır, yüzde 8’inin orta, yüzde 36’sının az hasarlı, yüzde 30’unun da hasarsız olduğu tespit edildi.
Van, Erciş, Edremit’in merkez mahalleleri ve beldeleri ile merkeze bağlı köylerindeki 255 yerleşim yerinde hak sahipliği çalışmaları 25 Ocak-25 Eylül 2012’de yapıldı. Toplam 36 bin 500 ailenin talep ve taahhütnamesi alındı, ekleriyle yaklaşık 190 bin evrak Mahalli Hak Sahipliği İnceleme Komisyonunca incelendi. Çalışmalar sonucunda, 31 bini aşkın hak sahibi, konut, ahır ve iş yeriyle ilgili kanun kapsamındaki yardımlardan yararlanmaya hak kazandı.
İlk depremden sonraki 39. günde temeli atılan Van merkez ve Erciş’teki 15 bin 341 konutun yapımı, kötü hava koşullarına rağmen hiç durmadı. Konutlar, bir yılda tamamlanarak, hak sahiplerine teslim edildi. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından şimdiye kadar hak sahipleri için ise yaklaşık 18 bin konut inşa edildi. Bunun yanı sıra evini, ahırını, iş yerini kendi yapmak isteyenlere de her türlü destek sağlandı.
Hak sahibi olmadıkları halde konteyner kentte yaşamalarını sürdüren ailelere, kalacakları konutların kiralarının valilik olarak Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfından (SYDV) karşılanması seçeneği sunuldu. Bu yöntemle 92 aile kiralık konutlara taşındı. Şu anda konteyner kentlerde ev kiralarının vakıf tarafından karşılanmasını kabul etmeyen 44 aile yaşıyor.
”Köysel dönüşüm” seferberliği
Depremin ardından Van köylerindeki vatandaşlara da destek sağlandı. Depremler sonrasında Van köylerinde 9 bin 500 ailenin konut, 3 bin 500 ailenin de ahırdan hak sahibi olduğu belirlendi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca Van’daki depremler sonrasında geliştirilen “evini yapana yardım modeli” kapsamında, hak sahiplerine toplam 30 milyon lira hak ediş ödemesi yapıldı. Böylelikle Türkiye genelinde 5 Ekim 2012’de uygulamaya konulan Kentsel Dönüşüm Projesi, Van merkez ve Erciş’in köylerinde bir anlamda ilk defa ”köysel dönüşüm” olarak hayata geçirilmeye başlandı.
Bugüne kadar Van’ı yeniden inşa etmek, depremin izlerini silmek için kullanılan kANKARA
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Nijerya’da kaçırılan kız öğrencilere ilişkin, “Elbette akıl, iman, vicdan sahibi her mümin, böyle bir zulmü, böyle bir haksızlığı yapan haramileri telin etmek zorundadır. Ancak bu haramileri telin ederken, aynı zamanda 2 asırdır Afrika’nın bütün nimetlerini alıp götüren ve bu cinnet ortamını meydana getiren sömürge yönetimlerini de telin etmek zorundadır” dedi.
Görmez, Türkiye Diyanet Vakfı’nın kuruluşunun 40. yılı etkinlikleri kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığında düzenlenen Uluslararası Öğrenci Yıl Sonu Programı’nda, etkinliğe katılan tüm öğrencilere ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın hizmetlerine öncülük eden herkese teşekkür etti.
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı’nın gönül coğrafyasında, 7 kıtada başlattığı hareketin, iyilik, ilim, eğitim ve gönül hareketi olduğunu belirten Görmez, “Bu hareket ilelebet daim olsun. Önce yurt dışındaki millet varlığımıza hizmet götürdüler, sonra akraba gruplara ulaştılar, sonra Rusya’nın içindeki Müslüman kardeşlerimize ve onların çocuklarına, Orta Asya’ya, Kafkasya’ya, Baltık cumhuriyetlerine, Balkanlar’a… Daha sonra Afrika ile tanıştık, 2006 yılından itibaren. Maalesef 2006 yılına kadar Afrika ile hiç irtibatımız olamamıştı, Allah’a hamdolsun, 2006 yılından itibaren Afrika’da kaybettiğimiz kardeşlerimizle buluştuk” diye konuştu.
Latin Amerika ile de buluştuklarını, bu yılın sonunda Latin Amerika Dini Liderler Zirvesi’ni İstanbul’da yapacaklarını ifade eden Görmez, “Dünyanın neresinde bir Müslüman topluluk varsa ona ulaşmayı gaye edindik. Bundan böyle bu iyilik hareketinin gitmediği dünyada hiçbir kıta, hiçbir topluluk olmayacak diye umut ediyoruz. Bütün dünyada 7 kıtada insanlığın hizmetinde olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Görmez, gidilen yerlere din hizmeti, eğitimi, cami ve mescit yapımının yanında insani hizmet de götürdüklerini aktararak ancak en büyük hizmetin öğrencilere yönelik olduğunu, şu anda yurt içi ve dışında 5 bin öğrencileri olduğunu vurguladı. Görmez, şöyle devam etti:
“Nice mezunlarımız, başka ülkelerde müftü, Diyanet İşleri Başkanı, milletvekili, belediye başkanı oldular. Her biri o ülkeler ile bizim ülkemiz arasında gönül elçisi oldu. İnşallah, bu hizmet artarak devam edecek. Asya’dan gelen gençler, inşallah yüz yıllık komünist idare altında kimliklerini kaybeden Müslüman kardeşlerimizin kendi kimliklerini yeniden inşa etmesine katkıda bulunacaklar. Maveraünnehrin maverasını yeniden keşfedecekler. O topluluklara da keşfettirecekler. Balkanlar’dan gelen gençler, Güneydoğu Avrupa’da, Avrupa’nın kıyısında birlikte yaşama ahlakını, hukukunu yeniden öğretecekler. Avrupa’dan gelen gençlerimiz, Avrupa’nın idrakine, İslamofobia dediğimiz bütün yüreklere salınan İslam korkusunu kaldıracaklar ve onun yerine İslam’ın rahmet mesajlarını yeniden yerleştirecekler. Afrika’dan gelen gençlerimiz, Afrikalı Müslümanların makus talihini yenecekler. Sömürgecilerin, iki asırdır her türlü zorbalığına karşı ilimle, irfanla, sevgiyle, adaletle, faziletle kendi milletlerini, toplumlarını yeniden ayağa kaldırmaya çalışacaklardır.”
Son günlerde bütün dünyanın Nijerya kaçırılan 200 kız çocuğunu konuştuğuna da dikkati çeken Görmez, şunları kaydetti:
“Elbette akıl, iman, vicdan sahibi her mümin, böyle bir zulmü, böyle bir haksızlığı yapan haramileri telin etmek zorundadır. Ancak bu haramileri telin ederken, aynı zamanda 2 asırdır Afrika’nın bütün nimetlerini alıp götüren ve bu cinnet ortamını meydana getiren sömürge yönetimlerini de telin etmek zorundadır. Bu kız çocuklarını kaçıran haramileri telin etmek ne kadar gerekiyorsa aynı zamanda Afrika’da 2 asırdır bu akıl ve ruh tutulmasını, bu akıl ve ruh hastalığını ortaya koyan sömürge ideolojilerini de de telin etmek zorunda. Bu 200 kız çocuğunu kaçıran haramileri telin etmek ne kadar gerekiyorsa 2 asırdır Afrika İslam’ın önünde her türlü tuzağı kuran, her türlü fitneyi fesadı oluşturarak Afrika İslamını ortadan kaldırmaya çalışan sömürge ideolojilerini de o şekilde telin etmek gerekiyor.”
Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte, Türkiye’de öğrenim gören yabancı öğrenciler, ilahi, türkü ve marşlar söyledi, şiirler okudu. Etkinliğin ardından öğrenciler, Görmez’e çiçek verdi.aynak miktarı ise 5 milyar lirayı geçti.