Rüya bir bilgi kaynağı mıdır?

İslam
Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı… En az iki yıl önce yazı listeme almıştım ama başka konu mu yoktu deneceğinden çekindiğim için yazamıyordum. Şimdi yazmanın gerekli olduğunu a...
EMOJİLE

Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı…

En az iki yıl önce yazı listeme almıştım ama başka konu mu yoktu deneceğinden çekindiğim için yazamıyordum. Şimdi yazmanın gerekli olduğunu anladım, çok uzun bir konuyu özetleyerek yazıyorum.

Sanırım rüya görmeyen insan yoktur. Rüya zaten görme demek. Demek ki insan uyanıkken baş gözüyle gördüğü gibi, uyurken kalp gözüyle de görebilir.
Rüyanın benim anladığım en önemli özelliği, insanı dünya zaman ve mekânından  çıkarması ve başka zaman ve mekânların da bulunduğunu ona  göstermesidir.

Rüyada birkaç saniye içerisinde dünya zamanıyla bir ömür yaşayabilirsiniz. Hatta zaman ortadan kalkar ve gelecekte olanları rüya ile an gibi yaşayabilirsiniz. Rüya, Allah gelecekte yapacaklarımızı bilemez diyen nadanlar aleyhine de önemli bir delildir. Gelecekte yapacağınız şeyi bazen rüya ile siz görebiliyorsunuz da Allah bilmez mi? Rüya kadere de işaretler taşır; kötü bir şeyin olacağını görürsünüz ve gördüğünüz halde ona engel olamazsınız.

Peygamberlerin rüyaları vahyin bir parçasıdır. Peygamberlere has vasıflardan birinin sıdk olduğunu düşünürsek sadık rüyalar görmenin sıdk ile, yani dürüst ve doğru sözlü olmakla alakalı olduğunu da anlayabiliriz. Ne kadar doğru sözlü olursanız rüyalarınız o kadar sadık olur. Kur’an-ı Kerim’de Hz. İbrahim’in, Yakub’un ve Resulüllah’ın vahiy olan rüyalarından söz edilir.

Resulüllah (sa) sadık ya da salihrüyaların vahyinkırk altı cüzünden bir cüz olduğunu söyler. Yani rüya vahiy değildir ama vahiy türünden bir iletişim ve haberleşmedir.
Resulüllah’ın bir hadisi şerifine dayanılarak rüyanın üç çeşit olabileceği söylenir: Ya Allah’tan gelenişaret ve bişaretler, ya şeytandan kaynaklanan hulümler, ya da kişinin psikolojik durumundan, korku ve ümitlerinden doğan malihulyalar.
İşin önemli bir yönü şudur:

Rüyanın ilahi işaretler taşıyanı bulunmasına rağmen kişinin gördüğü rüyanın bunlardan hangisi olduğunu bilebilmesi zordur. Bazı işaretlerle rüyasının sadık olduğunu bilse bile onun sembolik dilini doğru okuyabilmesi de en az bu kadar zordur. Dolayısıyla rüya üzerine hüküm bina etme insanı yanıltır. Bu sebeple İslam âlimleri rüyanın dini bilgide bir hüküm kaynağı olamayacağı konusunda ittifak etmişlerdir. O zaman rüyanın en büyük faydası, yukarıda işaret ettiğimiz gibi, başka bir âlemin olduğuna, her şeyi bilen bir yaratıcının bulunduğuna ve O’nun olmuş olacak her şeyi bildiğine delil teşkil etmesidir.

Rüyanın sadık olduğunun en önemli belirtilerinden biri, rüyada Resulüllah’ın görülmesidir, bu başlı başına bir konudur ve onu da ayrıca yazmayı deneyebiliriz. Ama burada âlimlerimizin ortaya koydukları şu muhteşem kuralı hatırlamalıyız: Birisi rüyasında Resulüllah’ı görse ve ona, ey Allah’ın Resulü, hadis diye şöyle bir söz naklediliyor, bu gerçekten sizin sözünüz müdür, diye sorsa, o da, evet benim sözümdür dese, bu yolla o hadisin sahih olduğuna hükmedilebilir mi? Hadis âlimlerinin ittifakla söyledikleri şudur: Hayır bu durum hadisin sahih olduğunu gösteren yollardan birisi olamaz. Bu rüya, onu gören için bir anlam ifade edebilir ama dini bilgiye böyle bir kapı açtığınız zaman dürüst olanla olmayanı birbirinden ayıramazsınız ve kötü niyetli insanlar istediklerini Peygamber’e söyletebilirler. Bu önemli bir kuraldır.

İkinci önemli bir husus da şudur. Varsayalım ki, böyle bir rüya başkaları için bir anlam ifade etmez de gören için işaretler taşıyabilir, ama bu durumda da rüyanın söylediklerinin, ya da ondan anlaşılanların Kur’an-ı Kerim’in ve Sünnet’in söylediklerine zıt olmaması gerekir. Aksi halde Resulüllah’ın canlı iken söylediğini bırakıp, rüyada söylediğiyle amel etme gibi bir çelişki doğar.

Sahabe efendilerimiz ve onları izleyen seçkin nesiller İslam’ı rüyalarla anlatmamışlar, davet ve tebliğ rüyalarla yapılmamıştır.

Bir başka önemli nokta, hadisi şerifte de söylendiği gibi rüyalara şeytanın, yani kâfir cinlerin müdahale edebilmesi imkânıdır. “Şeytan insanın içinde kanının gittiği her yere gider” hadisi şerifi de buna işaret eder. Hatta tarihte pek çok sahte şeyhin, birilerinin rüyalarına şeytanın müdahalesiyle büyük mürşitlermiş gibi gösterildiğine, bu yolla sapmalarına ve saptırmalarına dair pek çok hikâye nakledilir. Bu mümkündür. Bu sebeple pek çok batıni ve sapık mezhep bağlılarını hep rüyalarla yoldan çıkarmıştır.

yazının devamını okumak için…