Müslümanların en önemli meselelerinden biri, kibir

İslam
Kübra Sönmezışık Yenişafak gazetesinde Psikiyatr Kemal Sayar ile konuşmuş. Sadece okumak değil, üzerinde düşünmemiz gereken bir söyleşi ortaya çıkmış. İşte o konuşma… Ramazan, Müslümanların kendilerin...
EMOJİLE

Kübra Sönmezışık Yenişafak gazetesinde Psikiyatr Kemal Sayar ile konuşmuş. Sadece okumak değil, üzerinde düşünmemiz gereken bir söyleşi ortaya çıkmış. İşte o konuşma…

Ramazan, Müslümanların kendilerini hesaba çekmeleri ve yanlışlarını düzeltmeleri için bir fırsat sunuyor. Günlük hayatın meşgalesinde Allah’ı hatırlamak için özel çaba sarf etmemiz gerektiğini ifade eden Psikiyatr Kemal Sayar, günümüz Müslümanlarının en önemli meselelerinden birinin kibir olduğunu söyledi. İnsanların çok kibirli olduğunu dikkat çeken Sayar, “Modern kültür bize Narsisizm’i propaganda olarak sunuyor. Televizyon programlarında, hayatımızda karşımıza çıkan sloganlarda bu bize öğretiliyor. Halbuki bir devrim olacaksa bu tevazu devrimi olacak. İnsanlar egolarını geri çektikleri ve kendi nefislerini dizginledikleri zaman bir devrim olabilir” dedi.

HAYATIMIZDA YOK

Dindar toplumun en önemli sorunlarından birinin, dini ahlak ve nezaket kaidelerinin insanların hayatına yeterince girmemesi olduğunu söyleyen Sayar, “Bir insan hem teslim olup, hem de kolayca bir başkasının kalbini kıramaz. Eğer kırıyorsa burada problem var demektir. Çünkü dindarlık köprüler kurmak demektir” diye konuştu.

ALKIŞA İHTİYACI OLMAZ

Genel olarak insanların hoyratlıktan memnun olmadığını söyleyen Sayar, insanların sosyal medya kullanmasındaki sebebin kendini başkalarına sevdirmek ve beğendirmek isteği olduğunu belirtiyor. Dindar insanın alkışa ihtiyacı olmadığını ifade eden Sayar “Dindarlaşma, dışarıda alkış alma isteğini uzaklaştırıyor. İnsan gerçek manada Allah ile baş başa kaldığında gamı olmaz. Ötekinin alkışına ihtiyaç duymaz” ifadelerini kullandı.

POZİTİF ETKİLER FAKAT

İnancın insanların hayatını pozitif bir şekilde etkilediğini kaydeden Sayar, “İnancın nasıl yaşandığına bağlı” diyerek şöyle devam etti: “İnancınız sizinle insanlar arasında köprüler kuruyor, nefsinizi törpülemenize hizmet ediyorsa o inanç hayatınıza pozitif bir şekilde katkıda bulunuyor demektir. Fakat o inancı kendi nefsinize uyduruyorsanız, o zaman o inanca haksızlık ediyorsunuz demektir.”

Nefsimizi ıslah etmeliyiz

Türkiye’de siyasetten etkilenen bir dindarlık anlayışı olduğuna dikkat çeken Sayar, dindarlığın politik söylemden ayrışması gerektiğinin altını çizdi. Sayar, sözlerini şöyle tamamladı: “Hepimiz bir kimlik kavgası veriyoruz. Yüz yıldır bastırılan kimlikler, kendilerini rahatça ifade etmede ciddi bir problem yaşıyorlardı. Bu önemli bir şey. Fakat dindarlığın politik söylemle ayrıştırılması lazım. İçe doğru derinleşmeyi başaramadıkça istediğimiz sloganları atalım iç hayatımızda egomuzu sessizleştiremediğimiz zaman dindarlığımız sadece içi boş, sloganlardan ibaret kalır. İçe bakışla, nefsimizi ıslah etmek zorundayız.”