Çinli Müslümanlarla bir araya gelen Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Sizler 13 asırdır inancınızı, imanınızı, ibadetinizi, camilerinizi ve mabetlerinizi bu topraklarda onurla ve şerefle yaşatmaya devam ediyorsunuz. Çocuklarınıza da İslam’ı en güzel şekilde öğreterek sonraki nesillere İslam’ın barış ve rahmet yüklü mesajlarını ulaştırınız. Dini, inancı, ırkı, rengi ne olursa olsun ülkenizdeki bütün komşularınızla iyi geçininiz. ” dedi.
Başkan Görmez’in önemli mesajlar içeren konuşmasından satır başları şöyle;
“Sizler 13 asırdır İslam’ın rahmet mesajını yüreklerinizde, hanelerinizde, evlerinizde devam ettiriyorsunuz…”
Yüzyıllar önce Avrupa’da büyük medeniyetler inşa eden, Batı medeniyetini inşa eden Müslümanlar kendi topraklarından atılırken sizler Çin’de varlığınızı sürdürdünüz. Bugün Avrupa’yı aydınlatan Endülüs’ten, Kurtuba’dan, Gıranata’dan, El-Hamra’dan hiçbir eser yok. Ancak siz Ningxia’da, Yinchuan’da Çin’in her tarafında Müslümanlığın, İslam’ın barış ve rahmet mesajını yüreklerinizde, evlerinizde ve ülkenizde sürdürmeye devam ettiniz. Sizler kendinizle ve ecdadınızla iftihar edebilirsiniz. Zira sizler 13 asırdır İslam’ın rahmet mesajını yüreklerinizde, hanelerinizde, evlerinizde devam ettiriyorsunuz. Bugün sizlerle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
İki senedir Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı, Çin Din İşleri Başkanlığı ve Çin İslam Cemiyeti Başkanlığı birlikte işbirliği yaparak sizlere nasıl hizmet edeceklerini konuşuyorlar. Her üç kuruluş birlikte bir protokol düzenleyerek sizin dini ve manevi hayatınıza nasıl hizmet edecekleri konusunda anlaştılar. Bu vesileyle Çin Din İşleri Başkanı ve Wang Zuo ve Çin İslam Cemiyeti Başkanı Hilalüddin Chen Guangyan’a huzurunuzda teşekkür ediyorum.
“Bugün gökyüzünün yeryüzünü kıskandığı bir gündür…”
Türkiye’deki bütün Müslüman kardeşlerinizden sizlere selam getirdim. Onların sevgilerini, selamlarını, muhabbetlerini sizlere iletmekten mutluluk duyuyorum. Bir İslam şairi der ki; ‘Bazen gökyüzü yeryüzünü kıskanır. Yeryüzünün doğusundan ve batısından iki mümin kardeş yan yana gelerek göz göze, kalp kalbe vererek sevgisini paylaştığında, sohbet ettiklerinde gökyüzü yeryüzünü kıskanır.’ İşte bugün gökyüzünün yeryüzünü kıskandığı bir gündür. Çünkü Türkiye’den kardeşlerimizle, kardeşlerinizle size geldik. Sizinle göz göze, kalp kalbe konuşuyoruz. Sevgimizi, rahmetimizi, muhabbetimizi paylaşıyoruz. Bizleri burada Ningxia’da, Yinchuan’da bu güzel saatte, bir icabet saatinde, Cuma gününde buluşturan Allah’a hamdolsun.
“Tarihte bizleri ipek yolu birleştirdi. Ama bugün bizleri gönül yolu birleştiriyor…”
Gönüllerde birleşerek daha güzel işler yapmayı Allah bize nasip etsin. Geçen sene ‘Türkiye’de Çin Yılı’ ilan edildi. Çin İslam Cemiyeti ve Çin Din İşleri Başkanlığıyla birlikte İstanbul’da büyük bir sergi açtık. İstanbul’da ‘Çin’de İslam Kültürü ve Medeniyeti Sergisi’ açıldı. İstanbullular az önce ifade ettiğim hakikatleri o sergiyi gezerek müşahede ettiler. Bin sene önce ipeklere yazılmış Kur’an’ı Kerim nüshalarını görme imkanına kavuştular. Bin 200 sene önce Çin’e yapılmış mabetlerin resimlerini gördüklerinde hep birlikte büyük sevinç duydular. Şimdi bu sene ‘Çin’de Türkiye Yılı’ ilan edildi. Yine üç müessese birlikte Türkiye’deki İslam Kültür ve Medeniyetini siz kardeşlerimizle paylaşmak üzere bir fuar tertip ettiler. Birlikte kitaplar tercüme ettik, etmeye de devam edeceğiz. Çince yazılmış İslam eserlerini Türkçeye Türkçe yazılmış İslam eserlerini de Çinceye tercüme edeceğiz.
“Çocuklarınıza İslam’ı en güzel şekilde öğreterek sonraki nesillere İslam’ın barış ve rahmet yüklü mesajlarını ulaştırınız…”
Dininiz İslam’ı çok iyi öğrenin. Müslümanlık ve dindarlık cehaletle birlikte yaşamaz. Çocuklarınıza İslam dinini en güzel bir şekilde öğretiniz. Nasıl ki atalarınız 13 asır İslam dinini, İslam’ın rahmet mesajını bu topraklarda yaşattılar, sizler de kendi çocuklarınıza en güzel şekilde öğreterek sonraki nesillere İslam’ın barış ve rahmet yüklü mesajlarını ulaştırınız.
“Dini, inancı, ırkı, rengi ne olursa olsun ülkenizdeki bütün komşularınızla iyi geçininiz…”
Komşularınızla, ülkenizdeki diğer insanlarla çok iyi geçininiz. Barıştan hiçbir zaman ayrılmayınız. Dini, inancı, ırkı, rengi ne olursa olsun ülkenizdeki bütün komşularınızla iyi geçininiz. Onların haklarına ve hukukuna riayet edin. İslam’ın bütün güzelliklerini onlar sizin davranışlarınızda görsünler. İslam’ın barışını, rahmetini, sevgisini, muhabbetini sizin sözlerinizle ve davranışlarınızda görsünler.
“Ülkenizi, milletinizi, vatanınızı yüceltmek için çalışınız. Başta bilgi üretimi olmak üzere bütün üretimlere katkıda bulununuz…”
Çünkü yüce dinimizin bize tavsiye ettiği de budur. Kur’an bizim yeryüzündeki varlık sebeplerimizden bir tanesini yeryüzünü imar etmek olarak tarif eder. Allah sizi yerden yarattı ve sizden yeryüzünü imar etmenizi istedi. Hepimiz aynı zamanda ülkelerimizi yeryüzünü imar etmekle mükellefiz. Ancak şunu unutmayalım ki kalbini imar edemeyen insanlar toprağı yeryüzünü de imar edemezler. Kalbimizi imar etmemiz için imanımızdan, inancımızdan ibadetlerimizden asla vazgeçmemiz lazım.
AA