Faruk Beşer’in Yenişafak gazetesindeki yazısı…
Başlığı böyle tersinden seçmiş olmamız dikkat çekmek içindir, yoksa Kuran kurslarının çok işe yaradığını bilen herkes biliyor.
28 Şubat Döneminden başlamak üzere Kuran kursları İslam’ın mahalle aralarına kadar girmesini başardı. Özellikle de başörtü mağduru kızlarımız kamusalda yer bulamayınca evlere kadar dağıldılar ve çok büyük işler başardılar. Hayrın nerede olduğunu biz bilemeyiz, Allah bilir. O gün bugündür de Diyanetin samimi ve akıllı tavrı gerçek anlamda bir dönüşüm sağladı, sağlıyor. Şu anda ilgili birimin başında da gayretli, dertli ve heyecanlı bir ilim adamı var, Prof. Dr. Ali Erbaş.
Kuran kursu hocası bir öğrencim benden özel tavsiyeler isteyince ona söylediklerimi herkesle paylaşayım dedim. Aklıma bunlar geldi.
Neler yapmalıyız ki, daha başarılı olalım ve görevimizi hakkıyla yerine getirebilelim, diye sormuştu.
Bendeniz eğitim bilimcisi değilim, Kuran kurslarının problemlerini de içeriden bilemiyorum, dolayısıyla bu işin benim göremediğim ve bilemediğim yönleri gördüğüm ve bildiklerimden elbette çok daha fazladır. Ama yine de söylediklerimiz işe yarayabilir diye onları
kaydediyorum. Söylediklerimin özeti şunlardı:
Elbette bu kursların, eğitim biliminin verilerine göre hazırlanan resmi programları vardır ve asıl olan da odur. Ama bununla birlikte şunları da göz önünde bulundurmalıyız diye düşünüyorum:
Kuran kurslarında geçecek zaman kısa olduğuna ve orada her şey öğretilemeyeceğine göre en öncelikli ve en gerekli olan konular bulunup anlatılmalıdır.
Her başarı ilim, amel, tefekkür ve heyecana muhtaçtır. Bunların biri eksik olursa muvaffak olunamaz. Kuran kursları için bunların belki en çok ihtiyaç duyulanı heyecandır. Ne var ki, manevi bir dayanağı olmayanlar bu heyecanı bir türlü yakalayamıyorlar. Bireysel çabalarla oluşan heyecanlar da çok uzun soluklu olamıyor.
Ancak böyle bir kaynağı olanların bazıları da bunu suiistimal edebiliyor. İki olumsuzluğun arası nasıl bulunabilir bilemiyorum. Her ne olursa olsun, Kuran kursu hocalarının kendilerine sahih ve sürdürülebilir bir heyecan kaynağı bulmaları en öncelikli işleridir diye düşünüyorum. Biz cihad ruhunu da heyecan diye anlıyoruz.
Bu cümleden olmak üzere hocalar kendi aralarında aylık bölgesel toplantılar yapabilir ve ilim ve gönül adamı örnek müslümanları davet edip dinleyebilirler.
Hocalar öğrencilerine işe yaramaz bilgiler yerine, her müslüman için gerekli ve öncelikli bilgileri vermelidirler. Mesela Allah’ı (cc) isimleriyle, Hz. Peygamberi özellikleriyle, ahlakı ve davranışlarıyla çok iyi anlatabilirler. İslamî eğitimin asıl merkezi de, hedefi de bu olmalıdır.
Bunun yanında Sahabeden başlamak üzere örnek şahsiyetlerin hayatları, asıl kaynaklarından alınarak, menkıbe ve hikayelerden uzak bir şekilde anlatılabilir. Çünkü bizim ilim kadar da örnek müslümanları tanımaya ihtiyacımız vardır.
Her bir öğrenciye böyle bir örnek şahsiyet anlattırılabilir. Öğrenciler okudukları örneklerden birini seçip onun gibi olmaya çalışabilirler, hatta arkadaşları arasında ona bu örneğin adı verilir, mesela Rabia denir.
İman açısından muhteşem bir formül olan âmentü gibi özetler üzerinde derinlemesine durulabilir. Bunları yaparken hocaların da her gün yeni bilgiler edinmeleri ve asla mevcudu tüketip durmamaları gerekir. Neyi nasıl okuyacaklarını da ilmine güvendikleri insanlara sürekli sormalıdırlar.
Toplumsal gelişmelerden ve zamandan bigâne kalmamak için her gün güncel bir haber seçilip, öğrencilere onun üzerinden İslami yorumlar yaptırılabilir.
Namazın dosdoğru kılınması İslam’ın esasıdır. Bundan asla taviz verilemez, gönüllü özendiriciler bularak öğrencilerin ve tabii ki hocalarıyla birlikte teheccüd kılmaları sağlanabilir.
Farzlar dışında en yetiştirici yolun gece ibadeti olduğu bilinmelidir. Teheccüdü olmayan bir öğreticinin heyecanı da olmayacaktır. Bizim asıl kaybettiğimiz değerlerimizden birisi budur.
Kuranı Kerim’den günümüze daha çok bakan seçme ayetler ezberletilip, onların hayata ışık tutan yorumları yapılabilir. Buna hadisi şerifler eklenebilir. Böyle ezberler o çocuklar için hayatları boyunca anlatabilecekleri birer hazine olacak, ayrıca Arapçalarını geliştirecektir.
Öğrenciler arasında kendi seviyelerinde öğrenci meclisleri ve tartışmalı paneller düzenlenebilir. Bu onların kişilik kazanmalarına da yardımcı olur. Biliyoruz ki, Kuran Kursu öğrencisinin yaşadığı olumsuzluklardan birisi ağyare karşı duyduğu ezikliktir.
Kitap okuma teşvik edilip, ayda bir kitabın tartışması beraberce yapılabilir. Okunacak kitaplar kesinlikle işe yarayan, seviyeye uygun kitaplar olmalıdır. Bu da bilenlere sorularak tespit edilmelidir.