Kaynağına Göre Hadis Çeşitleri Nelerdir?

İslam
Kaynağına göre hadis çeşitleri nelerdir? Kutsi hadis nedir? Merfu hadis nedir? Mevkuf hadis nedir? Maktu hadis nedir? Kutsi Hadis Nedir? Peygamber Efendimizin Allah Teâlâ’nın sözü olduğunu belirterek ...
EMOJİLE

Kaynağına göre hadis çeşitleri nelerdir? Kutsi hadis nedir? Merfu hadis nedir? Mevkuf hadis nedir? Maktu hadis nedir?

Kutsi Hadis Nedir?

Peygamber Efendimizin Allah Teâlâ’nın sözü olduğunu belirterek ifade buyurduğu hadislere kutsî hadis denir. Bu tür hadislerin kelimeleri Peygamber Efendimize, manası ise Allah’a aittir. Kutsî hadisi diğer hadis çeşitlerinden ayıran en önemli nokta, Resulullah’ın bu hadisleri Allah Teâlâ’nın söylediğini belirtmesidir. Bu yüzden kutsî hadise, “İlahî” veya “Rabbânî” hadis de denir.

Kutsî hadisler genelde şu ifadelerle rivayet edilmiştir:

“Allah buyurdu ki”

“Resulullah Rabb’inden naklederek buyurdu ki”

Merfu Hadis Nedir?

Hem lafız hem mana olarak Hz. Peygambere ait olan hadislere merfû hadis denir. Merfû rivayetler Resulullah’ın sözleri, davranışları, onayları (takrirleri), ahlakı veya şemâiline (yaradılış özelliklerine) dair hadislerdir.

Sahabilerin Resulullah’a nispet etmedikleri halde, kendi görüş ve düşünceleriyle söylemeleri de mümkün olmayan söz ve davranışları merfû hadis kabul edilir.

Ancak Allah Resulü’ne açıkça nispet edilen hadislerden farklı olan bu rivayetlere hükmen merfû hadisler denir.

Mevkuf Hadis Nedir?

Sahabilere nispet edilen söz, fiil ve onaylara (takrirlere) mevkuf hadis denir.

Örneğin, Hz. Ömer’in: “Vallahi biliyorum ki sen bir taşsın insanlara ne yarar ne de zarar veremezsin. Eğer ben Resulullah sallallahu aleyhi sellemi seni öperken görmeseydim seni öpmezdim.” (Buhârî, Hac, 5.) sözü kavli bir mevkuf hadistir.

Maktu Hadis Nedir?

Tabiûna nispet edilen söz ve fiillere maktu hadis adı verilir.

Tabiûn tabakasına mensup Atâ b. Ebî Rebâh ve Ömer b. Abdülaziz şöyle demişlerdir: “Büluğa ermemiş bir çocuk farz ve diğer namazlarda imamlık yapamaz.”                                                                  (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, C 3, s. 206.)

Bu sözü söyleyen Atâ b. Ebî Rebah ve Ömer b. Abdülaziz tabiûn tabakasında oldukları için hadis maktû’dur.