Hz. Ömer’in hayatı

İslam
Hz. Ömer’in nesebi, Peygamberimiz’in nesebi ile sekizinci cedde birleşir. Babası Hattab, annesi ise Ebu Cehil’in (Amr b. Hişam) kız kardeşi Hanteme binti Hişam’dır. En meşhur rivayete göre hicretten k...
EMOJİLE

Hz. Ömer’in nesebi, Peygamberimiz’in nesebi ile sekizinci cedde birleşir. Babası Hattab, annesi ise Ebu Cehil’in (Amr b. Hişam) kız kardeşi Hanteme binti Hişam’dır. En meşhur rivayete göre hicretten kırk sene evvel doğmuştur. Buna göre, Peygamberimizden 12 veya 13 yaş küçük olduğu anlaşılmaktadır.

Hz. Ömer’e çocukluğu zamanında babası tarafından deve çobanlığı yaptırılmakta idi. Bu meslek Araplar arasında hakir görülmezdi. Hz. Ömer bütün gün develerin arkasında dolaşır, yorulduğu zaman biraz istirahat etmek isterse, babası tarafından dövülürdü. Hz. Ömer (r.a) halife olduktan sonra bir gün çobanlık yaptığı havaliden geçmiş, orada gözleri yaşararak şunları söylemiştir; “Ya Rabb, ne büyüksün! Hayatımda öyle bir zaman geçti ki, buralarda deve güder, bitap kalarak biraz dinlenmek istediğim zaman babam beni döverdi. Bugün ise en yüksek makamı deruhte etmiş bulunuyorum. Ve Allah’tan gayrisine baş eğmiyorum”.

Delikanlılık çağında Arap eşrafının meşgul oldukları yüksek işlerle vakit geçirmiştir. Ensab ilmini öğrendi. Arap dili ve edebiyatı ile uğraştı. Bu sebeple kuvvetli bir hatip sayılırdı. Ata binmek, silah kullanmak, güreşmek onun en başta gelen zevklerindendi. İslam’dan önce okuma-yazma bilen nadir kimselerden biri idi. Ticaretle de uğraşırdı. Bu sebeple Şam ve Irak’a seferleri olduğu, bu esnada Arap ve Acem hükümdarları ile görüştüğü biliniyor.

Hz. Ömer, yirmiyedi yaşında, kız kardeşi Fatma binti Hattab ile eniştesi Sadi bin Zeyd’in gayretleriyle Müslüman olmuştur. Müslüman olmasında işittiği Kur’an ayetlerinin tesirini bütün tarihçiler kaydetmektedir. Müslüman olduğu gün İslam’la şereflenen erkeklerin sayısının kırkı bulduğu rivayet edilmiştir. Hz. Ömer’in Müslümanlığı kabul etmesi, İslamiyet tarihinde yeni bir devir açtı. O’nun alenen Müslümanlığı kabulü ile Müslümanlar ilk defa Kâbe’de cemaatle namaz kıldılar. Hz. Ömer’e, hak ile batılı birbirinden ayırt edici anlamına gelen el-Faruk lakabını bizzat Peygamberimiz vermiştir.

Medine ye hicrete müsaade edildikten sonra Ashab’dan bazıları Medine’ye gittiler.

Diğerleri gizlice hicret ederken, Hz. Ömer aleni olarak hicret eyledi. “Anasını ağlatmak, evladını yetim ve karısını dul bırakmak isteyen kimse, şu vadinin öte tarafında bana kavuşsun”! Dedi. Mekke’nin ileri gelenleri bu meydan okuyuşu duydukları halde arkasına düşen olmadı.

Peygamber Efendimizin irtihaline kadar, Onunla birlikte bütün gazvelerine, muahedelerine, idari tedbirlerine, İslam için vuku bulan bütün teşebbüslerine iştirak etmiştir.

Bu gazvede, Hz. Ömer, dayısı olan As bin Hişam’ı bizzat katletmiştir.

Uhud, Hendek, Hudeybiye, Mekke’nin Fethi, Tebük Gazvesi’ndeki rolünü anlatmak yerine, Hz. Ebu Bekir’in hilafeti zamanındaki hizmetlerinden kısaca bahsedip kendi halifeliği dönemi hakkında da birkaç hususa temas edelim. Hz. Ebu Bekir’in halife seçilmesinde en etkin rolü oynamış, irtidat olaylarının tenkilinde, Kuran’ın toplanmasın da kıymetli hizmetleri olmuştur. Hz. Ebu Bekir’in tavsiyesi üzerine Ashab, Hz. Ömer’i halife seçti.

Ön yıllık hilafeti döneminde büyük işler başardı. İran, Irak, Suriye ve Mısır’ın fethi gerçekleşti. Binlerce insan İslam’a girdi. En çok adalete dikkat etti. “Hz. Ömer’in adaleti” tabiri sadece Müslümanlar tarafından değil, tüm insanlığın ortak örnek ve övüncü olmuştur. Devlet idaresini sağlam esaslar üzerine oturtmuş ve birçok yeni müesseseler kurmuştur. Görevlendirdiği memurları çok dikkatli seçmiş, akrabasından hiçkimseye devlet hizmetinde görev vermemiştir. Ashab’a ve ihtiyaç sahihlerine derecelerine göre yıllık tahsisat vermiştir.

Hz. Ömer, uzun boylu, buğday tenli, geniş alınlı, saçları dökük ve bıyıkları uzun idi. Yetiştirdiği çocuklarının hepsi, tarihte iz bırakacak kadar önemli roller oynamıştır. Kızı H. Hafsa (r.anha). Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) pak zerrelerinden biri idi. Kur’an, hadis, fıkıh ilimlerine çok hizmeti geçmiştir. Zahidane bir hayat yaşamıştır.

Evinin yevmiye masrafı on dirhemi geçmezdi. Hz, Ömer, kendi icadı olan Hicri Takvim’le, 23 yılında Zerdüşt bir köle olan Ebu Lülü Firuz tarafından şehit edildi.

Hz.Aişenin muvakatiyle Hz. Peygamber’in ve Ebu Bekir’in yanına defnedildi.

Kaynaklar: Diyanet, Wikipedi, bilgi evi