Ufuk Diyanet Mensupları Derneği’nde yaklaşık beş haftadır profesyonel öğreticilerin katılımıyla ezanı güzel okuma semineri düzenleniyor. Yalnızca imam ve müezzinler değil, farklı meslek gruplarından kişiler de notalar ve makamlar eşliğinde ezanı güzel okumanın yollarını öğreniyor.
Hayat meşgalesinde asıl gayeyi unutan bedenlere namazı hatırlatan ilahi bir çağrıdır ezan. Bu çağrı bazen öyle hoş bir sedayla gelir ki, o anda kilitleniriz adeta. Bilal-i Habeşi’nin asırlar önce yaptığı ilk çağrıdır sanki yankılanan. Ezan bitiminde temenni bellidir: "Keşke herkes ezanı böyle güzel okuyabilse!" Bu temennilere kulak veren Ufuk Diyanet Mensupları Derneği beş haftadır profesyonel öğreticilerin katılımıyla ezanı güzel okuma programı düzenliyor. Katılımcıların çoğunluğu haliyle imam ve müezzinler. Ancak içlerinde farklı meslek gruplarından çalışanlar ya da emekliler de var. İsmail Altıner mesela. Özel bir şirkette çalışıyor. Aynı zamanda hafız olan Altıner ezanı makamlarıyla, en güzel şekilde okumak istiyor. Emekli Halil Karakoyun da bu arzuyla derslere katılanlardan. Yazın iki-üç aylığına gittiği köyünde daha hakkını vererek okuyacak ezanları, öyle söylüyor. Geçen haftalarda gündeme gelen Kıbrıs’taki ezan sorununa çözüm olmak isteyecek kadar hevesli ve gayretli her biri.
Programa ilgi oldukça fazla. İlki bittikten sonra ikincisinin düzenleneceğini söylüyor dernek başkanı Mehmet Çetinkaya. Program herkese açık olsa da öncelik tabii ki imam ve müezzinler. İstanbul’un hemen her yerinden imam ve müezzin var kursta. Zamanında hepsi eğitimler almış tabii. Ama bu kurs çok daha farklı bir tecrübe onlar için. Önce notaları öğreniyorlar. Özellikle meslekte uzun yılları geride bırakanların "Zamanında böyle bir ders alabilirdik" diye haklı hayıflanmalarına tanık oluyoruz. Bir de, ezanın merkezi sistemden okunması uygulaması kimilerini mutlu etse de onların hoşuna gitmiyor. "İmamlar kolaya alışıyor, bu anlamda kimse kendini geliştirme çabası içine girmiyor." diyorlar.
Notalarla ezan eğitimi
Benzer kurslar İstanbul genelinde yok değil. Ancak burada eğitim biraz farklı. Notalar ve ses teknikleri öğretilerek başlıyor ders. Lafız, seyir ve nefes çalışmaları ekseninde ilerliyor. Yalnızca ezan değil, arada ilahiler, Türk sanat müziği parçaları da okutuluyor. Programda ilke, "kötü ses yoktur". Yeter ki makam bilgisi tam olsun, kişi sesini iyi kullanabilsin. Dernek başkanı ve aynı zamanda öğreticilerden Mehmet Çetinkaya’ya göre bu bakış açısı ve teknik daha çok başarıya götürüyor. Kendisi aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığı ezan formatörü. Onun dışında Süleymaniye Camii imam hatibi Ekrem Nalbant, müezzin kayyımları Ali Ağcakaya, Mehmet Koçyiğit derslerde eğitim veren isimlerden. Katılımcılar ezanda beş, bir de sala makamı olmak üzere altı makam öğrenecekler. Şu an üç makam bitmiş. Sonunda katılımcılara sertifika verilecek.
Zaman