‘Fakirleri yalnız fakirler düşünüyor’

İslam
Fatma Barbarağlu Yeni Şafak’taki bugünkü yazısında profesyonel fakirleri ve hakiki fakirleri ele alıyor. İşte Fatma Barbarasoğlu’nun yazısı Bayramları sadece kendi ailesinin bayr...
EMOJİLE

Fatma Barbarağlu Yeni Şafak’taki bugünkü yazısında profesyonel fakirleri ve hakiki fakirleri ele alıyor.

İşte Fatma Barbarasoğlu’nun yazısı

Bayramları sadece kendi ailesinin bayramı olarak bilmeyenlerin merhameti ile dünya dönüyor.

Kötülüğün, kötü haberlerin dört bir tarafımızı kuşattığı bir dünyada; kalbinin ışığını yollara düşürenler olduğu için dağlar henüz üzerimize yürümüyor, gök henüz yerkabuğuna kapaklanmıyor.

İyi insanlar iyi atlara binip gitmedi. Onlar burada. Yanımızda içimizde.

Ne ki sadece kameranın gösterdiğini görebilme kapasitesine sahip olan gözlerimiz, onları görmüyor.

Onlar kim mi?

Lütfen bakın etrafınıza, kalp gözü ile bakın. Basiret ile bakın göreceksiniz, gördüğünüz noktada kendi duyarsızlığınızdan umarsızlığınızdan bin pişman bir acı ile kavrulacaksınız.

Bu yazı için hikayemizin kahramanı Gaziantep’ten olsun.

Gaziantep’ten Yaşar Doğan.

Gaziantep’in Altınyurt köyünden Yaşar Doğan.

Hikayesi beni vurdu. Kendi aylaklığıma isyan ettim. Gözyaşı dökeceğine kalk bir yaraya merhem ol, kalk taşı taş üstüne koy diye kızdım kendime.

Yaşar Doğan insan olmanın, yeryüzünde Allah’ın halifesi olmanın sınavını başarı ile geçmenin telaşında.

Onunla bizim aramızdaki fark o dünya hayatının bir sınav olduğunu biliyor, her tanıklığını sınavı geçiş vizesi olarak kabul ediyor.

Mesela…

Parkta yağmur altında bekleyen Suriyelileri görerek evine götürüyor. Aklınıza birkaç kişi gelmesin.7 anne (ikisi hamile) 4 baba ve 41 çocuk. Çocukların çoğu yetim. Toplam 52 kişi. Evinden, yurdundan ayrılmış 52 kalp.

Yaşar Doğan savaş mağdurları için birini bin etmeye çalışıyor. O kendi sınavının içinden geçmeye hazırlanıyor. Yaşadığı şehrin yükünü karınca misali hafifletmeye çalışıyor. Lakin Gaziantep Suriye’den gelen misafirlere layıkıyla ev sahipliği yapabilmek, şehrin dokusunu muhafaza edebilmek için yeni projeleri hayata geçirmek zorunda. Gaziantep’in çiçeği burnunda Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’den çok şey bekliyoruz. Gaziantep tarihinin en zor süreçlerinden birini yaşarken Sayın Başkan nikah kıyan belediye başkanı profilini terk etmek zorunda.

Düğün, dernek, açılış programlarında belediye başkanlarını aramızda görme tutkusundan vazgeçelim. Başkanlar ordan oraya koşmak yerine dinlensinler ailelerine vakit ayırsınlar ve şehri daha yönetmek için enerji biriktirsinler.

Niye söze Gaziantep’ten başladım. Yeni dönemde Gaziantep’in pekçok konuda öncü olacağına inandığım için. Nitekim bunu seçim çalışmaları esnasında başarı ile gerçekleştirmişler ve şehrin sokaklarını ‘sesli propaganda’dan arındırmışlardı.

Yöneticisinden başkanına, öğretmeninden öğrencisine mühendisinden sanatçısına kadar her birimiz vaktimizi verimli işler için harcamalıyız.

II-

Fakirleri yalnız fakirler düşünüyor. İnsanlar zenginleştikçe gözünü öteki zenginlerin mal varlığına dikerek kendini fakirleştiriyor.

İkinci hikayemiz İstanbul Maltepe’den. Vakit akşama hazırlanırken genç bir adam elinde bir ud cemaate bir adres soruyor. İçlerinden birisi bizim mahallede ben seni götüreyim diyor.

Adrese seni götüreyim diyen adam misafirin garipliğini fark ediyor ve bu adam akşamın bu vaktinde bana Rabbim’in bir lütfu diyerek onun karnını doyurmayı ondan sonra adrese götürmeyi planlıyor. Lakin yolcu kabul etmiyor gideceğim ev halamın evi beni beklerler diyor.

Mukim, yolcu için ille bir şey yapmak istiyor. Hikayesini dinledikçe bu istek daha da artıyor. Eskişehir’den İstanbul’a vermiş olduğu ud siparişini almak için gelmiş olan yolcuya bir hediye sunmak istiyor lakin bunu nasıl yapacağını bir türlü bilemiyor. Yıpranmış ayakkabılarına, çoraplarına sırtındaki gömleğe bakıp bir mağazaya götürüp baştan aşağı giydirsem şu yolcuyu diyor. Fakat bunu nasıl söyleyecek. Yanlış anlaşılma ihtimali var.

“Yemek ikramımı kabul etmedin delikanlı” diyerek cebinden para çıkarıp solgun, yorgun genç adama takdim etmeye çalışıyor. Genç adam “yok dayı” diyor benim param var. Karşısındaki parasının olduğuna inanmaz belki diye Eskişehir’e dönüş biletini ve cüzdanında duran 50 TL’yi gösteriyor.

Yazının devamını okumak için tıklayınız