Eklemler ve sadakaları

İslam
Ebû Zer’den (ra) rivayet edildiğine göre bazı insanlar: ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Zenginler bütün sevapları alıp götürüyorlar. Zira bizler gibi namaz kılıyor, bizler gibi oruç tutuyor ve ayrıca mallarının ...
EMOJİLE

Ebû Zer’den (ra) rivayet edildiğine göre bazı insanlar:

‘Ey Allah’ın Rasûlü! Zenginler bütün sevapları alıp götürüyorlar. Zira bizler gibi namaz kılıyor, bizler gibi oruç tutuyor ve ayrıca mallarının fazlasından da sadaka veriyorlar’, dediler. 

Hz. Peygamber (s):

“Allah size sadaka verme imkânı bahşetmedi mi (sanıyorsunuz)? Her tesbih sadaka, her tekbir sadaka, her tahmid sadaka, her tehlil sadakadır. İyiliği emretmek sadaka, kötülükten sakındırmak sadakadır. Hatta (her) birinizin eşiyle yatması bile sadakadır” buyurdu.

‘Ey Allah’ın Rasûlü, cinsel arzusunu tatmin eden birine bundan da mı sevap var?’ dediler. 

Hz. Peygamber (s):

“Bu istek ve ihtiyacını haram yoldan giderseydi, günah olmayacak mıydı? Helâl ve meşrû yoldan gidermesinde de elbette sevap vardır” buyurdu. 

(Müslim, Zekât 53, Mesâcid 142)

Ashab-ı kirâm arasındaki hayır yarışının çok önemli bir göstergesi niteliğindeki bu rivayet, “sadaka” kavramına farklı boyutlar getirmesi bakımından son derece önemli ve anlamlıdır. Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle, karşılıksız olarak fakir ve muhtaçlara yardım etme, iyilik ve ihsanda bulunma demek olan “sadaka”nın sadece mal-mülk ve para ile yapılmadığını bu hadis bize öğretiyor. 

Para ve mallarını Allah rızası için sadaka vererek hayır ve iyilik yapan zenginlere imrenen fakir sahabelerin kendileri için hayıflanmaları üzerine Peygamberimiz (s), “sadaka”nın “infak”tan ibaret olmadığını, sadaka kapsamına giren başka hayır işleme yollarının da var olduğunu onlara müjdeliyor.

Konuyla ilgili hadisleri alt alta dizdiğimizde, muhteşem bir “sadaka” konsepti ortaya çıkıyor: 

Her birinizin her bir eklemi için bir sadaka gerekir. Binaenaleyh her tesbih sadakadır, her hamd sadakadır, her tehlil sadakadır, her tekbir sadakadır. İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır. Kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek’at namaz ise bütün bunları karşılar.” (Müslim)

 “İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir. İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmek isteyene yardım etmen yahut yükünü bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Namaz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır. Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan kaldırman da sadakadır.” (Buhari, Müslim)

…Kardeşine karşı izhar edeceğin tebessümün bir sadakadır. Emr-i bi’l-mâ’rufun ve nehy-i ani’l-münkerin sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yolu göstermen, sadakadır; gözü sakat kimse için görüvermen (yardımcı olman), sadakadır; yoldan taş, diken, kemik (gibi şeyleri) kaldırıp atman, sadakadır; kovandan kardeşinin kovasına su boşaltman, sadakadır.” (Tirmizi)

Sadakayı Çoğaltmak İçin…

Yukarıdaki hadis-i şerifler, öncelikle her eklemimiz/mafsalımız için bir sadaka vermemiz gerektiğini ve bunun “güneşin doğduğu her gün” tekrarlanması gerektiğini bize öğretiyor. Hz. Ayşe (r.anhâ) annemizin rivayet ettiği bir başka hadisten de “insanın 360 eklem üzere yaratıldığını” (Müslim) öğreniyoruz. 

İlk bakışta, bu kadar fazla bir sadaka borcunun altından kalkmanın zor olduğu zannedilse de durum öyle değildir. Peygamberimizin müjdelediği kolay sadaka yolları, imdadımıza yetişmektedir.

En başta, yeri, gökleri ve mizanı dolduracak en faziletli zikirlerin her biri bir sadaka olarak sayılıyor: 

– Her tesbih (“sübhânellah” demek) bir sadakadır.

– Her tekbir (“Allahü ekber” demek) bir sadakadır. 

– Her tahmid (“elhamdü lillah” demek) bir sadakadır. 

– Her tehlil (“lâ ilâhe illallah” demek) bir sadakadır. 

Allah’ın büyüklüğünü, birliğini, her türlü noksan sıfatlardan uzak yegâne ilâh oluşunu ve dolayısıyla her türlü övgünün O’na ait olduğunu ilan eden bu zikirler, kuşku yok ki O’nun razı olacağı zikirlerdir.  

Bunlardan daha önemlisi ise, her Müslüman için farz-ı kifâye hükmünde bir görev olan iyiliği emredip ve kötülükten sakındırmaktır ki, her ikisi de ayrı ayrı sadaka sayılmıştır: 

-Allah ve Rasûlünün “ma’ruf” (iyi, güzel, doğru) dediği her bir şeyi tavsiye etmek bir sadakadır.

– Allah ve Rasûlünün “münker” (kötü, çirkin, eğri) dediği her bir şeyi engellemek bir sadakadır.

Ancak, hadis-i şerif, bu farz-ı kifaye olan emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker görevini de, tesbih, tekbir, tahmid ve tehlil zikirlerini de kuşatan daha önemli bir nafile namazı, toplu sadaka sayıyor:

– Bir kulun kuşluk vakti kılacağı iki rek’at kuşluk namazı  ise tüm bunları karşılar.

Böylece İslâm’daki “nafile” ibadetlerin, dilimizde anlam kaymasına uğrayan “nafile” eylemler olmadığını; aksine yüzlerce sadaka ve zikir yerine geçtiğini de anlamış bulunuyoruz.