Din hangi sporu teşvik eder?

İslam
Prof.Dr. Faruk Beşer Yenişafak gazesinde “Din ve spor” konusunu işlemeye devam ediyor.Beşer’in bugünkü yazısı, dinin teşvik ettiği sporlar…. Önce spor konusuna ucundan bir deği...
EMOJİLE

Prof.Dr. Faruk Beşer Yenişafak gazesinde “Din ve spor” konusunu işlemeye devam ediyor.Beşer’in bugünkü yazısı, dinin teşvik ettiği sporlar….

Önce spor konusuna ucundan bir değindik, sonra teravih namazının sporla ilişkisini yazdık. Ramazan’da pek gitmez ama spora devam edelim.

Dinin belli bir spor çeşidini, sırf o spor yapılsın diye teşvik ettiğini bilmiyorum. Çünkü spor bir amaç değildir, makbul bir amaca hizmet ederse bir anlam ifade eder.

Bunu söylerken sporun bu gün sadece bedenî bir ihtiyaç için yapılmadığını da biliyoruz. Futbolu 22 kişi oynar, yüz binler seyreder, bir milyon kişi de günlerce lakırdısını yapar. Bunların hangisi spordur? Oynayanlar dahi ihtiyaç düzeyinde bir eksersiz değil, yorucu profesyonel bir iş yaparlar, spor yapmazlar.

Resulüllah kendi zamanı için anlam ifade eden üç dört oyun türüne müsaade etmiş ve o zaman için bunların dışında Müslümanın oyun oynamasının caiz olmadığını söylemişti.  Kişinin atını eğitmesi, yüzmesi, ok atıcılığı ve çoluk çocuğu ile eğlenmesi… Meseleye lafzi bakılınca, madem ki Resulüllah böyle diyor, o halde bunlar dışında bir oyun caiz olamaz diyenler olmuş. Oysa Resulüllah’ın eğlence bunlardan ibarettir dediği oyunlara bakıldığında o zamanın Müslümanı için sadece bunların nitelik kazandırıcı ve faydalı oyunlar oldukları görülür. Çünkü bunların her biri insanı bir göreve hazırlıyor ve eğitiyordu.

Meselenin fıkhını, yani gaye ve esprisini kavrayanlar Resulüllah’ın sözlerinden hassaten bu oyunları değil, buna benzer gayelerle oynanan ve haram unsur içermeyen her türlü oyunu anlamışlar. Doğrusu da bu. İşte bu fıkıh/ince anlayış sebebiyle mesela İmam Şafiî satrancın belli şartlarla caiz olduğunu söylemiş. O halde zamana ve zemine göre olması gereken, bedenî ve ruhi eğitime katkı sağlayan ya da bunlar için gerekli olan oyunları ya da sporları bu günün olabilecek ya da olması gereken sporları olarak görebiliriz.

Diğer yönden bu gün mesela futbol gibi bazı sporların, devletlerin kendilerini tanıtması, değerlerini reklam etmesi ve halkına özgüven vermesi gibi vazgeçilemez etkinlikler oldukları da açıktır. Ayrıca iyimser bir bakışla bu yolla milletler arasında barış, sevgi ve dostluklar da oluşturulabilir.

Bununla birlikte kuralları hep güçlü olanlar koyar. Bu gün futbol, voleybol gibi sporlar İslam edep ve ahlakının kabul edemeyeceği pek çok özellik içerdiği açıktır. Bir yönüyle de bu sporlar milyonların malayani ile/abesle zaman, enerji ve para tüketmesinin sebebi olarak da görülebilir.

Bu oyunları teşvik eden yönetimler çoğu zaman niyetleri başka gerekçeleri başka olabilir. Dedikleri genellikle şudur: Gençler kötü işler yapacaklarına sporla meşgul olsunlar, böylece diğerine zaman bulamasınlar. Elbette bu da anlamlıdır, hatta bugün sporun en anlamlı savunması budur. Ama asıl niyetleri arasında sosyal politikalar olarak futbolu ve diğer sporları iktidarlarının, hatta ideolojilerinin devamı için kullanma da vardır.

Derler ki, İspanyol diktatör Franco’ya, “Gidişat bozuk, ekonomi kötü, halk perişan, herkes adaletsizlikten yakınıyor, ama kimsenin şikâyeti ve isyanı yok. Bunu nasıl sağlıyorsun?” diye sormuşlar. Franco, “Bunu 3 F ile sağlıyorum; Fado, Futbol ve Fiesta… Onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum!” diye cevap vermiş. Yüz binlik beşikler dediği yerler stadyumlardı. Fiesta da, onların eğlenceli milli bayramları. Ama beşiklerde uyutma deyince bunlara bir de Siestayı ekleyebilirdi. Bilindiği gibi siesta onların, bizim kaylûle dediğimiz öğle uykularıdır.

Bir noktaya daha değinelim: Resulüllah Efendimizin, çok güçlü birisi olan müşrik Rükâne ile güreşip onu yenmesi ve belki de bu sebepten olsa gerek güreşin bir Osmanlı sporu haline getirilmesi onun milli bir spor olduğu düşüncesini doğurmuştur. Ancak sporu yaşatma adına bu gün icra edilen yağlı güreşlerin İslam’ın onaylayacağı bir spor olmadığı da açıktır.

Dolayısıyla dinimiz hangi spor faaliyetlerinin yapılmasını uygun görür gibi bir soru anlamlı olmaz. Çünkü araçlar araç yapıldıkları şeye göre hüküm alırlar, zamana ve zemine göre değişebilirler. Mesela bugün futbolu ya da daha başka bir spor dalını belli meşru amaçlar için kullanmamız uygun, hatta gerekli olabilir.

yazının devamını okumak için….