HİCRET: İDEALLER UĞRUNA ÇIKILAN
KUTLU BİR SEFER
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor: “İman edip hicret edenler, Allah
yolunda cihad edenler; onlara kucak açıp
yardım edenler var ya! İşte onlar gerçek
müminlerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük
bir lütuf vardır.”
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların zarar
görmediği kişidir. Muhacir ise Allah’ın
yasaklarını terk eden kimsedir.”
Değerli Müminler!
Yüce Allah’ın lütuf ve keremiyle geçtiğimiz
Çarşamba günü hicri 1445. yıla girdik. Bizleri yeni
bir hicri yıla daha kavuşturan Rabbimize sonsuz
hamdü senalar olsun. Hicri yeni yılımız hayırlı ve
mübarek olsun.
Hicri takvimin ilk yılı, Peygamber Efendimiz
(s.a.s) ile ashabının Mekke’den Medine’ye hicret
ettiği 622 yılıdır. Bu yıl, Allah Resûlü (s.a.s)’in
öncülüğünde Müslümanlar, Mekke’deki çileli
günlerin ardından İslam’ı daha rahat yaşayabilmek
için Medine’ye hicret etmişti. Hz. Ömer, bu
hadisenin yaşandığı yılı, halifeliği döneminde hicri
takvimin başlangıcı kabul etmişti.
Kıymetli Müslümanlar!
Hicret, insanlık tarihinin en önemli dönüm
noktalarından biridir. Hicret, sıradan bir göç
değildir. Hicret, geçici menfaatler uğruna bir
diyardan başka bir diyara gidiş de değildir. Hicret,
can ve mal korkusuyla bir şehirden kaçış hiç
değildir. Bilakis hicret, Allah rızası uğruna her türlü dünyevi beklenti ve gayeyi bir kenara bırakarak
çıkılan kutlu bir yolculuktur. Hicret, ideallerle
yücelen bir hayatı mümkün kılmak için başlanan
mübarek bir seferdir. Hicret, insanı yaratılış
amacından uzaklaştıran her şeyi geride bırakmaktır.
Kötülükten iyiliğe, zulüm ve haksızlıktan adalet ve
hakikate kararlı bir yöneliştir. Hicret, insanı Allah’a
kulluktan alıkoyan her türlü nefsani arzu ve istekten
yüz çevirmektir. Haram ve günahlardan
kaçınmaktır. Tövbe ve dua ile Rabbimizin engin
rahmetine sığınmaktır.
Kıymetli Müminler!
Hicretin gayesi, sorumluluk sahibi, bilinçli,
faydalı bireyler yetiştirebilmek için gayret etmektir.
Erdemli, huzurlu, güvenli ve barış içerisinde
yaşayan bir toplum inşa etmek için çaba
göstermektir. Hicretin gayesi, sevgi, merhamet ve
yardımlaşma gibi değerleri tüm insanlıkla
buluşturmak için mücadele etmektir.
Ne mutlu hicretin asıl gayesini idrak
edebilenlere. Ne mutlu sözünde özünde dürüst
olanlara. Allah’a hakiki kul olanlara. Ne mutlu
İslam’ın hakikatlerini hayatına hâkim kılanlara.
Aziz Müslümanlar!
Önemli bir hususu sizlerle paylaşmak
istiyorum. Son zamanlarda sık sık orman yangını
haberleri alıyoruz. Bu yangınlarla ciğerlerimiz
dağlanıyor. Ormanlarla birlikte nice canlılar yok
oluyor. Ormanlık alanlarda piknik amacıyla bile
olsa ateş yakmayalım. Yangına sebebiyet verecek
atıkları ormanlarda bırakmayalım. Ormanlarımıza
kasteden kötü niyetli kişilere karşı uyanık olalım.
Yangın ve afetler konusunda yetkililerin uyarılarını
dikkate alalım. Onların işlerini kolaylaştıralım.
Allah Resûlü (s.a.s)’in “Kıyamet kopuyor olsa
dahi elinizdeki fidanı yere dikin.” emrine uyarak,
yanan ormanlarımızın yerine yenilerini yetiştirelim.
Unutmayalım ki ormanlarımız ve çevremiz bize
emanettir. Emanete sahip çıkmak ise hepimizin
ortak görevidir. Yüce Rabbim ülkemizi ve
milletimizi her türlü afet ve felaketten muhafaza
eylesin.