Biz Filistin’e nasıl bu kadar duyarsız olmuşuz?

İslam
Prof.Dr.Faruk Beşer Yenişafak gazetesindeki yazısında;”Buraya neden daha önce gelmedim, dediğim tek yer Kudüs oldu, Filistin oldu.”dedikten sonra İlahiyat Fakültelerine bir öneride bulunuy...
EMOJİLE

Prof.Dr.Faruk Beşer Yenişafak gazetesindeki yazısında;”Buraya neden daha önce gelmedim, dediğim tek yer Kudüs oldu, Filistin oldu.”dedikten sonra İlahiyat Fakültelerine bir öneride bulunuyor:” Filistini,Kudus’ü görmeyen ihtisas yapan öğrencilere diploma vermeyin”.İşte o yazı..

Bir önceki yazımızda Kudüs tarihini özetlemeye çalıştık. Bugün de Filistin ile ilgili bir kaç kelam edeceğim.

Sümbül Efendi’de kâin İhya Vakfı organizatörlüğünde ve çok iyi bir rehberle, dakikası bile boş geçmeyen bir gezi demiyorum, görev ifa ettik.

Buraya neden daha önce gelmedim, dediğim tek yer Kudüs oldu, Filistin oldu.

Filistin demek Kudüs demek, Kudüs demek İslam ümmetinin kalbi demek, kıyamı demek. Mekke ve Medine İslam’ın rükûu ve secdesi ise Kudüs de kıyamıdır sözünü rehberimizden duyduk.

Müslümanlar Hz. Ömer’den beri oradaki Yahudilere ve Hıristiyanlara ilişmemişler, hukukunu sonuna kadar korumuşlar. “Bir zimmiye eza eden bana eza etmiş olur” hadisi şerifine göre hareket etmişler.

Ama Müslümanları birbirlerine karşı kışkırtmada çok usta olan İngilizler Yahudileri orada bu ümmetin başına bela ettikten sonra Filistin’in derdi hiç bitmemiş. Arapları; Türkler hilafete hıyanet ettiler, bu sizin hakkınız diye tahrik edip ırkçılık aşılamışlar. Bize de Araplar sizi arkadan vurdu edebiyatını yerleştirmişler. Köpeğimize Arap adı koymuşuz, ne Arabın yüzü, ne Şam’ın şekeri demişiz, böyle dedirtmişler.

Tabi ki bu sadece onların şeytanlığı değil, aynı zamanda bizim hamakatımız, cehaletimiz. Gezide, bakın Filistinliler de Cola içerek bunu hak ediyorlar, diyenlerimiz oldu. Yine rehberimizin uyarısıyla, Filistinli için Cola ile ayran arasında fark yok; hepsi Yahudi mamulü. Su içse de parası ona gidiyor.

Filistin topraklarında halen altı milyon Yahudi var, Filistinlilerin nüfusu daha fazla. Ama sabırla direnmenin dışında hiçbir güçleri yok.

İsrail Filistinlileri üç dört farklı statüye ayırmış. Gazze ile Ramella’yı birbirine düşman etmeye çalışıyor. İsrail vatandaşı olan Filistinlileri diğerlerine karşı kışkırtıyor. Vatandaş bölgesinde Amerikan destekli, sulandırılmış İslam fakültesi bile var. Ya da bana öyle geldi.
Filistinli gençleri kötü alışkanlıklara sevk edip bilinçsizleştiriliyorlar.

Filistin baştanbaşa İsrail’in kontrolünde. Adeta ayağını yan basana, gözünü kaldırana ateş ediyorlar. Götürdükleri cesetleri birkaç gün sonra ve iki saat içerisinde gömülmek şartıyla ancak gece veriyorlarmış. Organlarını aldıkları anlaşılmasın diye.

Gençleri Mescid-i Aksa’ya sokmuyorlar. Çemberi her gün planlı bir şekilde daraltıyorlar. Yahudi yerleşim bölgelerini artırıyorlar. Belirledikleri Filistin toprağına gecekondu gibi önce bir birkaç konteynır konuyor, arkasından oradaki vatandaşlarına hizmet bahanesiyle evler yapılıyor ve etrafına bir duvar çekiliyor.

Filistinlilere ise kendi topraklarında kulübe yapma izni bile vermiyorlar. Başını sokacağı bir ev yapacaksa, ancak en az beş yıl süren bir prosedürden sonra izin alabiliyor. Sonunda, şu evrakınız eksik deyip süreci sıfırdan da başlatabiliyorlar. Kendilerinin yüzde beş yüz imar hakları varken Filistinlilere yüzde beşten fazla vermiyorlar.

Filistinliler kendi arazilerine arabalarıyla gidemiyorlar, ancak merkep sırtında ve merkebin taşıyacağı kadarına izin veriliyor. Belediye, Müslüman mahallelerine doğru dürüst hizmet vermiyor. Çöp ve koku içinde bırakıyorlar. Hatta olay oldu gerekçesiyle Zeytindağı semtinde bir Müslüman sokağına bir defasında öyle çıldırtıcı bir koku sıkmışlar ki, sokak sakinleri burunlarını günlerce tıkamak zorunda kalmış. Olmaz bu kadar diyeceğiniz, akla gelmedik her tacizi yapıyorlar.

Farklı vergi sistemleri uyguluyorlar. Kudüs’te ticari vergiler çok yüksek. Bu yolla ticaretten başka gelirleri olmayan Müslümanları oradan çıkarıp Kudüs’ü Yahudileştirmek istiyorlar.
İsrailli Yahudilerin ancak yüzde on beşi dindar. Ama dini bir misyon benimseyen vatandaşlarına devlet ayrıcalıklar tanıyor. Onları askere almıyor, onlara çalışmadan maaş veriyor. Onun için onlar da Kudüs’ü tercih ediyorlar.

Yahudilerin diğer yüzde yirmi beşi ateist, yüzde altmışı laik. Ama yüzde on beş bile İsrail’in bir din devleti olmasına yetiyor. Bunun için de memurları tam bir ibadet duygusuyla ve sadakatle çalışıyor.

Dünyada iki tane din devleti var deniyor: Siyonist Irkçısı olan İsrail Yahudi Devleti ve Pars ırkçısı olan İran İslam Cumhuriyeti. Yani İslam ümmeti yeniden ümmet olabilmek için Fatihlere ve Salahattin Eyyubilere muhtaç.

Filistinliler bizi seviyor ve bunu her fırsatta belli ediyorlar. Dört ismi çok iyi tanıyorlar: Hz. Ömer, Salahattin Eyyubi, Abdülhamit ve Erdoğan. Bunda da bir ümmet bilinci olmalı. Arap, Kürt, Osmanlı ve Türk.

yazının devamını okumak için…