Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ABD Uluslararası Dini Özgürlük Komisyonu’nun raporuna ilişkin, ‘Raporun dini özgürlükler, İslamofobia, İslam’a karşı nefret suçları ve ayrımcılıklar açısından kaygı uyandıran koca bir dünyayı, kıta Avrupasını yok sayması, Avrupa’daki 30 milyon Müslüman’ın karşı karşıya kaldığı sorunları yok sayması üzücüdür’ değerlendirmesinde bulundu. Görmez, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu Başkanı ve beraberindeki heyeti kabul etti.
EŞİT DEĞERLENDİRME YOK
ABD Uluslararası Dini Özgürlükler Komisyonu’nun 2012 Yılı Dünyada Dini Özgürlükler Raporu’na da değinen Görmez, şöyle konuştu:
‘Rapor din özgürlükleri, İslam, İslamofobia konusunda kaygı uyandıran koca bir Avrupa kıtasını yok sayarak, Türkiye’yi din özgürlükleri konusunda kaygı uyandıran ülke ilan etmiş görünüyor. Raporun dini özgürlükler, İslamofobia, İslam’a karşı nefret suçları ve ayrımcılıklar açısından kaygı uyandıran koca bir dünyayı, kıta Avrupasını yok sayması, Avrupa’daki 30 milyon Müslüman’ın karşı karşıya kaldığı sorunları yok sayması üzücüdür. Bu hakikaten ciddi bir sorun. Raporun kendisinin kaygı uyandırmaya başlaması ondandır. Eğer din özgürlükleri raporu hazırlanıyorsa eşit, adil ilkeler ve prensipler bütün dinleri, bütün kıtaları, bütün ülkeleri birlikte eşit olarak değerlendirmediği zaman inandırıcılığını kaybeder.’
RAPORDA HAKLAR KONUSUNDA AYRIMCILIK VAR
Dini özgürlükler alanında kaygı uyandıran ülkeleri tespit eden raporun, dili, uslubu ve muhtevasında yer alan ayrımcılık sebebiyle kaygı uyandırdığını ifade eden Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, ‘Dünyada özellikle İslamofobi ile ilgili bütün sorunları yok sayarak, sadece belirli konular üzerine yoğunlaşmış olması, bir de kaygı uyandıran büyük bir dünyayı, kaygı uyandıran bir Avrupa kıtasını yok sayıp sadece belli bazı ülkelerin içindeki küçük azınlıklara yoğunlaşmış olmasını yadırgadım doğrusu’ diye konuştu. Türk Amerikan Derneği Federasyon yetkililerinden de bu görüşlerini oradaki temsilcilere aktarmalarını isteyen Görmez, ‘Yanlı ve yanlış bilgiler ve bazı ön yargıların raporda egemen olduğunu gördüm’ ifadelerini kullandı.
AA