Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi‘nin çarşamba günü tavsiye kararına dönüştüreceği raporda, "Yasaklar, kadınları toplumdan dışlar" deniliyor
Mevlüt Çavuşoğlu‘nun başkanlığını yaptığı, Türkiye’nin de kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi’nin yasama organı Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) çarşamba günü oylayarak tavsiye kararına dönüştüreceği raporda, Avrupa ülkelerine, Müslüman kadınların başörtü takmasına saygı göstermeleri çağrısında bulunuldu. ‘İslam, İslamcılık ve Avrupa’da İslam Karşıtlığı’ adını taşıyan ve Danimarka Sosyalist Grup üyelerinden Mogens Jensen tarafından kaleme alınan raporda, Fransa ve Belçika’nın tartıştığı burka yasağı eleştirildi. Burka veya başörtüye ilişkin genel bir yasağın Müslüman kadınların dışlanmalarıyla sonuçlanabileceği uyarısı yapıldı. İsviçre’deki minare yasağının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi‘ne (AİHS) aykırı olduğuna dikkat çeken rapor, Avrupa’da yaşayan Müslümanlar’a yapılan ayrımcılığı sert bir dille eleştirdi.
MİNARE YASAĞI İHLAL
Laikliğin dinin uygulanmasının yasaklanması anlamına gelmediğine de vurgu yapan ve AKPM’de ateşli tartışmaların hedefi olması beklenen çarpıcı raporda şu unsurlar var:
Avrupa’daki devletler, nasıl Hıristiyan rahibeler, rahipler, aşırı dindar Yahudiler dini kıyafetlerini giyiyorsa, Müslüman kadınların da başörtü takma kararlarına saygı göstermeliler. Avrupa ülkeleri, burka ve başörtüyü kendi dini vecibelerini yerine getirmek için takanlarla ailelerinin baskısı nedeniyle takanlar arasında dengeyi bulmak durumundalar. Burka veya başörtü konusunda genel bir yasağın getirilmesi, Müslüman kadınların üzerindeki toplum baskısını artırabilir. Bu yüzden kadınlar, eğitim kurumlarından, kamu alanlarından dışlanabilir. Kendi toplumlarının dışındaki işlerini bırakmak zorunda kalabilir.
Kamuda dini sembollerin yasaklanması, dini aşırılıkların sadece semptomlarını ortadan kaldırabilir ama nedenlerini ortadan kaldıramaz. İslamcılık, radikalliğin sembolleri yasaklanarak önlenemez. ‘Burka’ radikal İslam’ın; İslam’ı gerekçe göstererek, kadın-erkek eşitsizliği yaratmasının bir semptomudur ama nedeni değildir.
Laiklik, bireylerin açıkça kendi inançlarını uygulayamayacakları veya siyasetçilerin dini değerlerinin olmayacağı anlamına gelmez. Laiklik sadece, devlet kurumlarının bütün dinlere karşı tarafsız olması ve herhangi bir dini tercih etmemesi anlamına gelir.
Minare, İslam’ın mimari sembollerinden biri. Minarelerin yasaklanması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. maddesinin ihlali anlamına gelir. Bu sözleşmedeki temel özgürlükler ve insan hakları, popülist bir referandum onayına tabi olamaz.