Haber ve Fotoğraf: Muhammed Akaydın
Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği (UMAB) Genel Kurulu ve Avrupa Fetva Araştırma Kurumu’nun (AFAK) toplantıları İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği’nin (İDSB) misafirliğinde İstanbul Grand Cevahir Kongre Merkezi’nde dün binlerce kişinin katılımıyla gerçekleşti.
Büyük coşkuyla başlayan programda Müslüman âlimlerden tüm dünyaya önemli mesajlar gönderildi. Özellikle Gazze’deki gayriinsanî durumdan bahsedildi ve herkesin Gazze’nin çağrısına kulak vermesi gerektiği vurgulandı. Bu arada Gazze’ye insani yardım götüren gemilere baskın yapılması sonrası Türkiye’nin tüm uluslararası arenalarda bu işin peşini bırakmayacağını deklare etmesi ve İsrail’i yalnızlaştırma politikası takdirle karşılandı.
Program Fatih Camii imam-hatibi hafız Osman Şahin’in Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği Genel Başkan yardımcısı Dr. Ali Karah Daghi konuştu. Karah Daghi konuşmasına, “Âlimlerin kongresinde Peygamber varislerine destek veren Türk hükümetine ve halkına teşekkür ediyorum. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkür ediyorum. Onların desteği ve Allah’ın izni ile İslam Birliği kurulacak. Özgürlük filosuna selamlar ediyorum. Necmi Sadıkoğlu’nun başkanlığını yaptığı İDSB’ye selam ediyorum” diye başladı.
Haberin galerisi için tıklayınız…
Gazze’ye ve Filistin’e selam ederim
Dr. Ali Karah Daghi konuşmasını, “Buraya gelerek vaktinizi harcadınız ve destek verdiniz. Kul teşekkürü kâfi değildir yaptığınız iyiliklere… Bu iyiliklerin mükâfatını ancak Allah verecektir.
Bu büyük kongre bir takım krizlerin yaşandığı bir zamana denk gelmiştir. Faizin, haramın kol gezdiği, Kudüs’ün işgal edildiği, Gazze’ye ve Filistin’e zulümler yapıldığı bir zamandayız. Gazze’ye ve Filistin’e selam ederim.
Böyle bir zamanda İslam’ın şifa olduğunu, nur olduğunu anlatmamız gerekir. Bütün Ümmet-i Muhammed bu nuru, ancak İslam Birliği sağlandığında hissedecektir.
Tek saf hâline geleceğiz, yekvücut olacağız. Nitekim bugün İslam dünyasında bir birlik oluşmuştur. Özgürlük filosundaki Erdoğan’ın tavrı bu yekvücut olmanın en güzel örneğidir.
Haberin galerisi için tıklayınız…
Cenabı-ı Allah diyor ki, ‘Ben yeryüzünü salih kullarıma vereceğim.’ Allah’ın fazl-ı keremiyle işgal ve zulüm bitecektir. Müslümanlar adalet için geliyorlar.” diyerek tamamladı.
“Âlimlere tabi olun! Çünkü onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır.”
Dr. Ali Karah Daghi’nin önemli mesajlar verdiği konuşmasının ardından İDSB Genel Başkanı Necmi Sadıkoğlu kürsüye çıktı.
Necmi Sadıkoğlu böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmanın mutluluğunu dile getirirken âlimler hakkında bazı hadisleri de katılımcılarla paylaştı:
"Âlimler, yeryüzünün kandilleri, Peygamberlerin halifeleri, benim ve diğer Peygamberlerin vârisleridir.”
“Kıyamette şefaat edecek olanların ilki, Peygamberler, sonra âlimler, sonra da şehitlerdir.”
“Âlimlere tabi olun! Çünkü onlar, dünya ve ahiretin ışıklarıdır.”
Her coğrafyada İslam medeniyetinin doğuş sancıları yaşanmaktadır
Sadıkoğlu gündeme dair de şunları söyledi:
"Bugün İslam dünyası önemli bir kavşak noktasındadır.
İslam toplumları kimliklerini ve medeniyetlerini yeniden keşfetmenin heyecanı ile çalışmaktadırlar.
Her coğrafyada İslam medeniyetinin doğuş sancıları yaşanmaktadır.
Haberin galerisi için tıklayınız…
Kutlu bir doğumun gerçekleşmesi, ancak bizim ittifakla, basiretle ve ferasetle hareket etmemize bağlıdır.
Afganistan, Irak, Filistin, Keşmir, Doğu Türkistan bizim tam bir dayanışma ile bir araya gelmemizi beklemektedir.
Mahzun ve mahkûm Kudüs, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa, küçük hesaplarından arınan, dünyevi ve nefsanî menfaatlerinin peşinden koşmayan, himmeti milleti olan dava adamlarının, kahraman mihver şahsiyetlerin onurlu ve izzetli bir şekilde aynı hedefe ulaşmak için kenetlenmelerini beklemektedir.
İşte bugün, bu toplantıda âlimlerimizin bizlere rehber olacaklarına ve İslam dünyasının en önemli şehirlerinden birisi olan İstanbul‘umuzdan bu mesajı en gür sesle vereceklerine inanıyoruz."
Ardından İDSB Başkanı Necmi Sadıkoğlu İslam Birliği için yaptıkları faaliyetleri anlattı:
"İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) olarak 45 ülkeden 185 üyemizle, İslam âleminin ittifakı ve birliği için çalışıyoruz.
Bu ideale ulaşmayı en mühim vazifemiz olarak kabul ediyoruz.
Kur’ân’ın nazil olmaya başlamasının 1400. Yılı
2005’te kuruluşumuzdan bugüne, gerçekleştirdiğimiz projelerimiz ve faaliyetlerimizle İslam dünyasını birbirine bağlayan manevi bağları kuvvetlendirmeye gayret ediyoruz.
İDSB olarak bugüne kadar pek çok önemli projeyi gerçekleştirmek nasip oldu. Uluslararası İslamofobya Konferansı, Yaşayan Filistin Konferansı, İslam Dünyası’nda İyi Yönetişim Konferansı bunlardan sadece üç tanesi. Gelecek yıl Endonezya’da da Uluslararası Aile Sempozyumu’nu gerçekleştireceğiz."
Sadıkoğlu, Kur’an-ı Kerim‘in nazil olmaya başlamasının 1400. yılı münasebetiyle neler planladıkları anlattı:
"Bildiğiniz gibi bu sene mukaddes kitabımız Kur’ân’ın nazil olmaya başlamasının 1400. Yılı.
Bu münasebetle İslam Konferansı Teşkilatı 2010 ve 2011‘i tüm İslam ülkelerinde Kur’ân yılı olarak değerlendirilmesini kabul etti.
Haberin galerisi için tıklayınız…
Biz de İDSB olarak, Mayıs ayı sonunda Malezya’da gerçekleştirdiğimiz 9. Konsey toplantımızda benzer bir karar alarak tüm üyelerimize bu yılı Kur’ân’la buluşma, Kur’ân’ı anlama ve anlatma yılı olarak kabul ettik.
Değerli ilim adamlarımızdan da bu konuda bizlere yol göstermelerini, bizleri bir araya getiren Allah’ın kelâmının doğru anlaşılması için çalışmalar yapmalarını istirham ediyoruz.
Kur’ân’dan ilham alıp asrın idrakine İslam’ı söyletmek için bu çalışmalara çok ihtiyacımız var."
İslam dünyasının özgürlüğe kavuşma zamanıdır
Necmi Sadıkoğlu‘ndan sonra Gazze‘ye insani yardım götüren gemilerin organizatörü olan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım kürsüye geldi. Bülent Yıldırım anons edildiğinde tüm salondan kuvvetli alkışlar yükseldi. Programda en büyük teveccüh Bülent Yıldırım‘a gösterildi.
Bülent Yıldırım konuşmasına şöyle başladı, "İslam Birliği’nin sağlanması için cesur âlimlerin bir araya gelmesi gerekiyordu. İslam dünyasının özgürlüğe kavuşma zamanıdır. Biz müslümanlar olarak Hılfu’l Fudul hareketi başlattık. Aramızdaki herkes vicdan sahibiydi. Tek amacımız Gazze‘de öldürülmeye çalışılan 1.5 milyon insana "özgürlük" götürmekti.