Derleyen: Gülay Gümüş
Hz. Sevde bir gün rüyasında Peygamberimiz’in (sav) mübarek ellerini kendi omuzuna koymuş olduğunu gördü. Hz. Sevde de gördüğü bu rüyasını, kocası Hz. Sekran‘a anlatmıştı. Rüyayı dinleyen Sekran şöyle söyledi:
"Ey Sevde, sen gerçekten böyle bir rüya gördüysen, bu benim mutlaka öleceğime, senin de Peygamber efendimizle (sav) evleneceğine bir işarettir."
Hz. Sevde birkaç gün sonra başka bir rüya daha gördü. Rüyasında, kendisini bir yastığa yaslanmış, gökyüzünden inen Ay da, başının etrafında dönmüştü.
Hz. Sevde gördüğü bu güzel rüyayı da kocası Hz. Sekran‘a anlattı. Sekran bu rüyayı da dinledi ve şöyle dedi:
"Ey Sevde! Bil ki, artık benim ölümüm yaklaşmıştır. Ben öyle inanıyorum ki; benim ölümümden sonra mutlaka evleneceksin."
Gerçekten de Hz. Sekran bu rüyadan birkaç gün sonra vefat etti.
Hz. Sevde, eşinin ölümünden sonra Mekke’ye döndü. O sırada Hz. Hatice yeni vefat etmişti. Hz. Muhammed’in (sav) bakıma muhtaç çocukları vardı. Hz. Hatice‘nin vefat yılına "Hüzün yılı" adını veren Allah’ın Rasûlü (sav) çok sarsıntılı günler geçiriyordu. Hz. Peygamber‘in (sav) bu durumu herkes tarafından farkediliyordu. Rasûlüllah’ı (sav) son derece kederli gören Hâkim’in kızı ve Osman b. Maz’un‘un hanımı Havle, O’na, bir hayat arkadaşı bulmayı teklif etmiş, O da kabul etmişti.
Hz. Peygamber (sav), Sevde‘nin iman konusunda gösterdiği sıkı ve vefâkâr tutumundan son derece etkilenmiş ve ona duyduğu takdiri ve verdiği yüksek değeri, nikâh teklifinde bulunarak göstermişti.
Hz. Sevde, Peygamberimizle (sav) evlendiği sıralarda elli yaşında bulunuyordu. Evlilik Hicretten üç yıl önce gerçekleşmişti. Nikâh akdi için Hz. Peygamber (sav), Hz. Sevde‘nin evine gitmiş ve onun babası tarafından nikâhları kıyılmıştı. Rasûlüllah’ın (sav) eşine takdim ettiği mehir, dört yüz dirhem tutarındaydı.
Hz. Sevde, evlendikten sonra Peygamberimizin (sav) çocukları ile meşgul olmuş ve onlara analık şefkati göstermek suretiyle büyütmüştür.
HZ. SEVDE’NİN KİŞİLİĞİ
Hz. Muhammed‘in (sav) ikinci hanımı olma şerefini kazanan Hz. Sevde uzun boylu, vücutça ve hareketçe ağır bir hanımdı. Seri bir şekilde hareket edemediğinden dolayı, vedâ haccında Müzdelife’den ayrılınacağı zaman o, herkesten önce yola çıkmak için izin istemişti.
Hz. Sevde‘nin en önemli meziyetlerinden biri cömertliği idi. Bu konuda Hz. Aişe hariç, diğer hanımlar arasında en ön sırada yer alıyordu. Kendisine gelen bütün hediyeleri fakirlere verir, onların sevinmesinden mutluluk duyardı. Bir gün Hz. Ömer, Hz. Sevde‘ye bir kese göndermişti. Hz. Sevde, kesenin içinde ne bulunduğunu sordu. Para olduğunu öğrenince, bu paranın derhal fakirlere dağıtılmasını emretti.
Hz. Sevde, eli açıklığının yanı sıra, alçak gönüllülüğü ile de tanınırdı.
Hicretten sonra vefatına kadar Peygamberimizle (sav) 13 yıl yaşayan, elinden geldiğince hizmet ve yârenlik etmiş bulunan Hazret-i Sevde‘nin çocukları olmamıştı. O, gerek Hazret-i Peygamber‘in (sav) sevgisini kazanması, gerekse yaşlı olmasından dolayı Hazret-i Âişe‘yi kızı gibi severdi.
Hazret-i Âişe de Hazret-i Sevde‘yi çok severdi. Hazret-i Âişe gelinceye kadar Hazret-i Peygamber‘in (sav) evini tek başına idâre eden Hz. Sevde, Hazret-i Âişe’nin gelmesinden sonra da bütün gücünü bu genç gelinin rahat etmesi için sarfetti. O, daima Hazret-i Âişe validemize özel bir sevgi beslerdi.
Hz. Sevde, Peygamberimize karşı çok itaatkar idi. Ona karşı edep ve terbiyesinde hiç kusur etmez, emirlerini titizlikle yerine getirirdi. Her yerde O’nunla beraber olmayı ve O’na hizmetle şereflenmeyi canla başla isterdi.
Çok şakacı ve latifeyi severdi. Birçok kere Peygamberimizi (sav) şakalarıyla sevindirmiş ve duasını almıştır.
Hz. Sevde de, Peygamberimiz ile birlikte, diğer hanımları gibi, sırası geldiğinde savaşlara iştirak ederdi. Uhud savaşına katılarak, oradaki birçok Müslüman’ın yarasını sarmış, onlara su taşıyarak çok büyük hizmetler etmişti.
Hz. Sevde, Hz. Peygamber’den (sav) hadis rivâyet eden kişiler arasında yer alır. Ancak kendisinden rivâyet olunan hadislerin sayısı beşi geçmez. Buhârî bu hadislerden birini kitabına almıştır. Abdullah b. Abbas, Yahya b. Abdurrahman ve Es’ad b. Zürâre Hz. Sevde‘den hadis rivâyet etmişlerdir.