Haydi Kadınlar Cuma Namazı’na!

Dinler
Yıllar önce cuma namazına kadınların geleceği söylenseydi herhalde manalı bir ‘tebessümden’ öte kabul görmezdi. Kadınların da cuma namazına gelip vaaz, hutbe dinlemeleri hayal bile edileme...
EMOJİLE

Yıllar önce cuma namazına kadınların geleceği söylenseydi herhalde manalı bir ‘tebessümden’ öte kabul görmezdi.

Kadınların da cuma namazına gelip vaaz, hutbe dinlemeleri hayal bile edilemezdi. Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın kadınlara yönelik yaptığı çağrı, büyük şehirlerde beklenenden çok rağbet gördü. Özellikle büyük şehirlerin entelektüel bayanları cuma namazında görülmeye başlandı. Bunda il müftülüklerinin ve konuyla yakından ilgilenmesi için belirlenen görevlilerin katkısı çok büyük. Gelinen nokta öyle ki, artık camiler yetersiz kalıyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın çağrısının en fazla karşılık bulduğu illerden biri Manisa. Şehzadeler şehrinde ilgi o kadar fazla ki, kadınların gidebileceği cami sayısı birden yediye çıkarıldı. Manisa‘daki ilgi artışında İl Müftü Yardımcısı Sevinç Tepekaya başta olmak üzere din hizmetleri uzmanı Sacide Özboduroğlu, vaizeler Sema Güneş, Fatma Özmen Ergen ve Feride Akın‘ın büyük katkısı var. İrşat ekibi, sürekli kadınlara yönelik vaazlar veriyor, Kur’an kurslarında cuma namazının fazileti konusunda onları bilgilendiriyor.

Cuma namazı için gelen kadınlar, ruhen huzur bulduklarını söylüyor, irşat ekibine teşekkür ediyor ve uygulamanın bütün camilerde başlamasını istiyorlar. Sultan Camii‘ne bir yıldır cuma namazına katılan Hadiye Öndeş, "Camide kadınlara yer tahsis edileli beri cuma namazına geliyorum. Büyük haz alıyorum, huzur buluyorum. Bütün kadınlara aynı duyguyu yaşamalarını tavsiye ediyorum." şeklinde konuşuyor.

Manisa İl Müftü Yardımcısı Sevinç Tepekaya, toplumun bütününün din hizmetlerinden faydalanması, cuma coşkusunu, cami ve cemaat heyecanını hanımların da yaşayabilmelerini sağlamak amacıyla bu çalışmayı başlattıklarını söylüyor. Bu çerçevede, hanımların cuma namazı kılabilmesi için il ve ilçelerde tahsis edilen cami sayısının artırıldığını belirtiyor. İrşat ekibinin teşvik çalışmalarıyla hanımların da son derece ilgili olduğunu anlatıyor. Cuma namazına giden kadınların vaaz ve hutbeleri dinlemesiyle bilgi ve görgülerinin arttığına dikkat çekiyor.

Asr-ı Saadet‘te hanımların mescide gelip, cemaate katılarak Peygamberimizin (sav) arkasında saf tuttuklarını hatırlatan Tepekaya, o dönemde kadınların vaaz ve hutbe dinlediğini, İslam‘ın birlik ve beraberlik ruhunu yaşadığını kaydediyor. Peygamberimiz‘in, "Ben bazen uzun okumak niyetiyle namaza başlıyorum, fakat arkadan gelen sesle çocuğun annesi rahatsız olmasın diye okuyuşumu kısa kesiyorum." dediğini hatırlatıyor. Tepekaya, şu örneği veriyor: "Hz. Ömer, cuma hutbesinde hanımlara hitaben; ‘Mihirlerini artırmayın’ ikazını yapınca orta saflardan bir hanım duruma itiraz etmiş. Hz. Ömer de bu durumu kabul etmiştir. Fakat bugün artık böyle değil, sosyal hayatta var olan kadın, cami cemaati olma konusunda çekimser. Bu bizim geleneklerimizden, alışkanlıklarımızdan kaynaklanan ve neredeyse bize mahsus bir durum. Pek çok Müslüman ülkede hanımların çoğu halen cuma namazına katılabiliyor."