Hac, her açıdan hazırlık gerektiren bir ibadet. Bunu anladığınızda çok geç kalmış oluyorsunuz. Bilgi eksiği olanlar iyi hazırlanmadıklarından yakınıyor.
Hacca gelmeden önce seminerlere katılmayanlar kutsal topraklarda panik halinde… Seminerlerin Türkiye’de daha iyi organize edilmesi ve duyuruların etkin yapılması gerekiyor. Hatta seminere katılım vize gibi ön şart olmalı ki Diyanet görevlileri hacda çok temel ve basit bilgileri tekrar tekrar anlatmak zorunda kalmasın. Eğitimlerin bazen yüzeysel geçtiği ya da seminerlerin teorik kaldığı izlenimi var hacı adaylarında. Adım adım nelerle karşılaşılacak belli bir senaryo dahilinde somutlaştırılarak anlatılabilirse seminerler daha faydalı olacak.
Seminerlerde "Çantada neler olmalı?", "En fazla yükü ayaklar çekiyor. Terlik deyip geçmeyin. Ortopedik hafif ve kayışlı terlik alın." gibi basit ama hayati uyarılar yapılmalı. Hatta bunun gibi önemli başlıkların yer alacağı bir kontrol listesi hazırlanmalı ve mukaddes yolculuğa çıkacaklara dağıtılmalı. Bu sene hazırlanan sağlık rehberi iyi bir başlangıç. Hacı adaylarının ise gözden kaçan bir hususla alakalı çağrısı var: "Harem-i Şerif’te yalınayak tavaf, akabinde say’da kullanılabilecek deri patikler yapılabilir. İhramdan çıktıktan sonraki nafilelerde kullanılacak bu terlik-ayakkabılar ortopedik, hafif ve havadar olmalı. Ev ayakkabısını andıran ama daha geliştirilmiş modeller büyük kolaylık sağlar." Bu istek, ayakkabıcıların odaklanması gereken ciddi pazarı olabilecek bir ipucu.
GENÇLERE ÖZEL KONTENJAN AYRILMALI
Diyanet, bu sene 80 yaş ve üzerindekiler için belirli kontenjan (toplam kotanın yüzde 5’ine tekabül eden 5 bin kişi) ayırdı. Aynı şekilde 25-40 yaş arasındakilere de kontenjan verilebilir. Hatta genç ve orta yaştakilere yaşlı hacı adaylarına yardım etme şartı getirilebilir. Genç yaşta hacca gelmeyi teşvik etmenin bir yolu bu olabilir. Bu arada velileri ile gelen çocuklara dönük bir organizasyon ihtiyaç olarak bile algılanmıyor. Konuların anlatılmasından günlük ziyaret programlarında kafilelerde çocuklar yokmuş gibi hareket ediliyor. Oysa pedagojik formasyonu olan bir öğretmen, çocukların ömür boyu ulaşamayacakları bilgileri bu yolculuk vesilesiyle bizzat öğrenmelerini sağlayabilir. Bu temin edilemediği için çocuklar ya sıkılıyor ya da ağlıyor… ‘Hac ve çocuk’ üzerinde konunun taraflarının enine boyuna düşünmesi lazım.
Kutsal topraklarda dikkatimi çeken diğer hususlar şöyle:
Hac yolculuğunda namaz vakitleri dikkate alınmalı mümkün mertebe. Garip gelebilir ama hac esnasında namazlar kaçabiliyor. Görevliler o telaşın içinde bunu fark edemiyor bile.
Mukaddes yolculuğun bu kadar pahalı olması da konuşulan konular arasında. ‘Özellikle uçak biletleri niye bu kadar pahalı?’ sorusunun cevabı merak ediliyor. Cidde ve Medine’nin hemen hemen aynı mesafedeki Avrupa şehirlerine göre pahalı olmasına havayolu şirketlerinin, "Boş gelip dolu dönüyoruz. Dolu gelip boş dönüyoruz." şeklinde izahat getirmesi hiç de ikna edici bulunmuyor. Hele hele Suudi Arabistan’da ikamet edenlere, hacı adaylarından daha ucuza bilet satıldığına dair ciddi emareler olması, fiyat rahatsızlığının tuzu biberi oluyor.
En ucuz otelin bile başka ülkelerdeki 5 yıldızlı otel fiyatlarında olması sadece Diyanet’in veya acentelerin sorumluluğu ile açıklanamayacak kadar girift bir konu. Maalesef insanoğlu fırsatçılık yaparken sınır tanımıyor.
Zaman