Gerçek Din Alimi Kimdir?

Dinler
Aylık Tasavvufi Dergi Semerkand‘ın bayilerde satılmakta olan Ekim 2010 tarihli 142. sayısının kapak konusu Dinden Söz ederken başlığını taşıyor. Dergide Muhammed Erol’un Hangi İlim başlıkl...
EMOJİLE

Aylık Tasavvufi Dergi Semerkand‘ın bayilerde satılmakta olan Ekim 2010 tarihli 142. sayısının kapak konusu Dinden Söz ederken başlığını taşıyor.

Dergide Muhammed Erol’un Hangi İlim başlıklı yazısı Peyfamberimiz Hz. Muhammed‘in (s.a.v) emri gereği kadın ve erkek her Müslümanca öğrenilmesi farz olan ilimin ne olduğuna işaret ediliyor. Mükerrem Mete‘nin Allah’ın Koyduğu Bağ Akrabalık yazısında zalim akrabalarla ilişkilere dikkat çekilirken şeytanın insanı kötülüğe ikna edemeyince iyiliklerle aldattığı noktasının altı çiziliyor… "En Büyük Mucize Kuran" ve "Veliler Allah’ı hatırlatır" yazıları da derginin ilgi çekici yazıları arasında yer alıyor.

www.semerkanddergisi.com adresinden eski sayılarına ulaşılabilen dergide ayın konusu Ali Yurtgezen imzalı "Dinden Sözederken" yazısında ise "dinden söz edelim ama…" denilerek dinden söz etmenin adabına ve inceliklerine dikkat çekiliyor. "Mesele dönüp dolaşıp dinin "peygamber mirasçısı alimler"den öğrenilmesi noktasına geliyor. Medya, toplumun "alim" anlayışını da değiştirdi. Ağzı iyi laf yapan şovmen hocaları, ilim tarihimizde asırlar evvel tartışılmış ve hiçbir derde deva olmayan ihtilaflı meşeleri ilk kez kendisi keşfetmiş gibi yeniden gündeme taşıyan müçtehit taslaklarını, her ilahiyat profesörünü alim zanneder olduk" denilen yazıda dini konularda medyaya değil ilmihale bakılması gerektiği vurgulanıyor.

Bu yazıda ilginç çekici bir kutu da "Gerçek alimleri arayıp bulmamız gerekiyor. İşte onları fark ettiren bazı alametler" denilerek şu özellikler sıralanıyor:

1. Gerçek alimler ilimleriyle amel ederler. Sünnet-i seniyyeye titizlikle riayet eder, istikamet üzere olurlar.

2. İnsanlar onları gördüklerinde Allah’ı hatırlar. Ciddi, mahzun ve ağırbaşlıdırlar. Halleri ile meclislerinde bulunanları şüpheden yakîne, riyadan ihlâsa, dünyaya rağbetten zühde, benlikten alçakgönüllülüğe, düşmanlıktan dostluğa sevk ederler.

3. Sükut etmeyi konuşmaktan daha çok sever, cedelden kaçınır, insanlara taati ve kalpleriyle meşgul olmayı tavsiye ederler.
 

4. Fetva hususunda tedbirlidirler. Acele etmez, ağır ve çekingen davranırlar. Dinin ana kaynaklarından dayanak bulmuşlarsa cevap verir, aksi halde "bilmiyorum" derler. Eğer kendi içtihat veya reyi sorulursa, daha iyi bilenlere havale ederler.
 

5. Sahip oldukları ilmi emanet bilir, ona en küçük bir leke bulaştırmadan, gölge düşürmeden kendisinden sonra gelenlere aktarmanın endişesini taşırlar.
 

6. İlmiyle dünyalık peşinde koşmaz, dünya hayatını iktisat üzere yaşarlar.
 

7. Kendi sahaları dışında kalan makbul ilimleri küçümseyip yermezler.
 

8. İnsanlan Rablerinin yoluna, salih ameller işleyerek, hikmetle, güzel öğütlerle çağırırlar.
 

9. Bir ortamda dinin yanlış ve çirkin saydığı bir şey varsa oraya girmez, oradaki faaliyete katılmazlar.